Özal, Erdoğan ve “bazıları”


Başbakan Erdoğan’ı dinlerken, hafızamız aldı bizi 1980’lere götürdü, Başbakan Yardımcısı Turgut Özal birkaç kuruş para için, OECD kapılarında az sürünmemişti.
Sabahtan akşama kadar bekletip, “kredi yok, para yok” diye kapıyı yüzüne kapatmışlardı.
Başbakan’ın “bu ideolojiktir, bana yutturamazlar” dediği tavır hiç değişmemiştir. O gün kredi yok diyenler, bugün kredi notunu, pozitiften durağana çevirmişlerdir.
Biçim, şekil, kurum, kuruluş, ne olursa olsun, o gün Türkiye’ye kapıyı kapayanlarla, bugünküler aynıdır, aynı tutumdur, duruma göre tavır değiştirerek...
* * *
Başbakan olarak sorup, durum saptaması yapıyor:
“Pozitifte olan Türkiye durağana indi diyorsun, neye göre indiriyorsun? Belli bir süre pozitifte kalan bir ülkenin notunun artması gerekiyor. Bakıyor ki Türkiye’nin notunu artırırsam ideolojik olarak bir sıkıntı doğar, o halde biz bunu durağanda tutalım.”
* * *
Böyle diyor, sonra karşılaştırma yapıyor:
“Öbür taraftan bakıyorsun iflas eden Yunanistan’ı yükseltiyor. Böyle saçmalık olur mu? Tamamen ideolojik, İrlanda’yı yükseltiyor. Uluslararası Para Fonu(IMF), Dünya Bankası ve Avrupa Birliği’nin(AB) şu anda 100 milyar doların üzerinde destek verdiği bu ülkelere kalkıp kredi notunu yükseltiyor. Bunu kimse yutmaz. Bunu sen Tayyip Erdoğan’a yutturamazsın. Bu hesabı biz de az çok biliyoruz. Şu anda alan el olmayan, veren el olan bir Türkiye var. Sen bu Türkiye’nin kalkıp da kredi notunu durağana indirirsen, bunu yemezler. Ve bunun bedelini ‘ben artık seni kredi kuruluşu olarak tanımıyorum’ demekle açıklarız.”
Sayın Başbakan bu tespiti yaptıktan sonra, abanın altından değil, açıktan sopayı gösteriyor, “çeker gideriz!” diyerek “Bu yaptığınızı kimse yutmaz, ben de yutmam” diyerek...
* * *
Başbakan son günlerde tiyatroyu bahane ederek bazı çevrelere fena halde yükleniyor, onlar da Başbakan’a...
Oysa “onlar” ne kadar da umutluydular.
Kim bunlar?
Rahmetli Cem Karaca bazılarını pek güzel anlatmıştı:
*
“Her zamanki köşenizde
Her zamanki barınızın...
Önünüzde viski ve havuç
Ve bir eliniz çenenizde
*
Kaşınız hafifçe yükselmiş
Bakışlarınız ne kadar ilginç,
Hiçbir şey üretmeden
Sadece eleştirirsiniz.
*
Sinemadan siz anlarsınız
Tiyatrodan, müzikten
Heykel, resim, edebiyat
Sorulmalı sizden
*
Ekmeğin fiyatını bilmezsiniz
Ama ekonomi politika...
Karılarınızı döverken
Ne kadar bilimselsiniz
*
Bu yaz yine güneydeydiniz
Bol rakı, güneş ve deniz
Her şey harikaydı ama
Ancak yerli halkı beğenmediniz.
*
Burda da orada da aynı barlar
Hep o yarım porsiyon aydınlık
Aynı çehreler, aynı laflar
Vallahi hiç değişmemişsiniz”
* * *
İşte Sayın Başbakan’a malzeme, dilerse kullanır.
Cem Karaca’dan yadigâr.
* * *
Dip Notu: Meğer Başbakan’a Cem Karaca’nın bu malum taşlamasını daha önce yetiştirmişler. Yazıları bir gün önceden yazmanın “kazaları” bunlar. Neyse Başbakan’ın okudukları televizyonda kalır yazılı ise bizim köşede...
Bir gün gelir lazım olur...


Hasan Pulur
Milliyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)