
Kaçakçılık soruşturmalarına bakan İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kemal Gül’e 10 ay önce bir ihbarda bulunuldu. Gümrükler yanıltılarak sıfır gümrükle Türkiye’ye kumaş sokulduğu, sahte belge düzenlenerek Ekonomi Bakanlığı’ndan yüksek rakamlı “dahilde işleme belgeleri” çıkartıldığı, bu işler için dış ticaret sermaye şirketlerinin bazılarının kullanıldığı belirtiliyordu..
Hayali ihracat konularını ve ihracat yapan firmalar hakkında geniş bir arşive sahip olan C.Savcısı Mustafa Kemal Gül, İstanbul Mali Şube Müdürlüğü’ne talimat verdi, mahkeme kararıyla bazı şüphelilerin telefonları dinlendi, fiziki takipleri yapıldı.
Sahte belge için sahte banka
Çin’den getirilmek istenen kumaşlara ülkemizde kota uygulanıyor. Kaçakçılar bunu aşmak için Çin’den aldıkları kumaşları daha çok Almanya’ya götürüyor, “Almanya’da boya işlemi yaptık” denilip, orada kurdukları şirket aracılığıyla kumaşları Türkiye’ye sevk ediyorlar.
İşte, bu sevk sırasında şu yöntem kullanılıyor: Gümrük Birliği çerçevesindeki anlaşma gereği ATR yani serbest dolaşım belgesi düzenleniyor. Bu belgeyle, kumaşlar rahatlıkla İstanbul gümrüklerine getiriyor, ithalat işlemleri de ihtisas gümrüğü olan Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nde yapılıyor. Kumaşları getirilirken Ekonomi Bakanlığı’ndan “dahilde işleme belgesi” alıyorlar, yani bunların işlenip ihraç edileceğine ilişkin “ihracat taahhüdünde bulunuyorlar.
Ama gerçekte ihraç edilmeyip bunlar iç piyasaya veriliyor. İhracat taahhüdünü kapatmak için ise şu yol izleniyor: Piyasada “kargocu” tabir edilen kişilerden sağladıkları tekstil ürünlerini, sanki kendi getirmiş oldukları kumaştan üretmiş gibi ihraç işlemlerini gerçekleştiriyorlar.
Örgütün, kumaşları ithal aşamasında vermiş olduğu teminat mektuplarını da “Türkiye Katılım Finans Bankası” adıyla kurdukları sahte bankadan almışlardı. Gümrük, yazılı değil, sözlü olarak bankaya teminatları kendilerinin hazırlayıp hazırlamadığını soruyor, “evet biz düzenledik” cevabını alıyor. Sonuçta 27 kişi tutuklandı.
Sorgudaki bürokrat isimleri
Türkiye’ye sokulmak istenen kumaşlarla ilgili sıkıntıyı aşabilmek için soruşturmanın önemli isimlerinden Barbaros Hayrettin Aksoy’un, sorgusunda, sorgucu telefon konuşmalarını okuyor ve şöyle diyor:
“Gümrükteki sıkıntıları aşmak için Şenol İkiz ve sizin (Barbaros Hayrettin Aksoy) İbrahim Meral aracılığıyla Gümrük Müsteşar Yardımcısı Neşet Akkoç’u devreye soktuğunuz tespit edilmiştir.”
Çetenin, Halkalı Gümrüğündeki sıkıntıları aşmak için Halkalı Gümrük Müdürü İsmail Şehitoğlu’na talimatı geçecek birisini devreye sokmaya çalıştıkları, Barbaros Hayrettin Aksoy’un ise “müsteşarla” görüşeceğini söylediği tutanakta yer alıyor. Polis, fezlekesinde “Dönemin Gümrük ve Ticaret Müsteşarı Ziya Altunyaldız’ı kasettiği değerlendirilmektedir” deniliyor.
Tutanakta, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan kişinin de etrafındaki insanlarla arasına mesafe koymak için polis okuluna geçtiği belirtiliyor. Ekonomi Bakanlığı’nın bazı görevlilerinin yanı sıra olayda hakimin, C.savcısının da isimleri geçiyor. Bunların, ifadelerinin de HSYK müfettişleri tarafından alındığını öğreniyorum.
Gümrükçüler ne diyor?
Gümrükler her zaman organize suç örgütlerinin de hedefindedir. Bazen, insanları görevlerinden aldırmak, yıpratmak için isimlerinin bilinçli olarak kullanıldığı da unutulmamalı. Yani, isimlerli geçenleri hemen “çeteye yardım etmek”le suçlamak asla doğru değil. Gümrük Müsteşarı Ziya Altunyaldız , adının ifadede geçirilmesini oldukça “manidar” buluyor ve şunları söylüyor:
“Türk gümrüklerini en seri, en rekabetçi ve en güvenli gümrükler yapmak hedefimizdir. Güvenli, ilkeli doğru hizmet verilirken, bir taraftan da çözüm odaklı rekabetçi hizmeti yaygınlaştırmak için gece-gündüz çalışıyoruz. Adımın ifadeye dolandırılıp sokulmasını manidar buldum. İnandığımız ilkeler çevresinde yenilikçi, dönüşümcü olacağız. Onun dışındakilerle işimiz- alakamız olmaz. Vatandaşa hizmet için buradayız. Hukukta karine iyi niyettir, bunun aksi ortaya çıkarsa yasal işlemi yapılır.”
Müsteşar Yardımcısı Neşet Akkoç“Dokunulamayan adama 2010 yılında yönettiğim operasyonla ben dokundum, Halkalı ve Ambarlı gümrüklerini temizledik, 107 kişi tutuklandı. Operasyon yaptığımız adama benim yardımcı olmam makul ve mantıklı olabilir mi? Adımın kasıtlı olarak geçirildiğini düşünüyorum. Açıkçası bana ‘kaçakçıyla, köçekçiyle uğraşma’ mesajı verilmek isteniyor. Fırsatını bulsa benim canımı alacak adamlara ben niçin yardım edeyim?” diyor.
C.Savcısı Mustafa Kemal Gül’ü HSYK şu günlerde görev yerini değiştirmezse, soruşturmadan el çektirmezse yakında sarsıcı bir iddianame göreceğiz. Bakalım, nerelere dayanıyor, kime uzanıyor, kimleri hedef alıyor göreceğiz.
Saygı Öztürk
Sözcü