TÜBİTAK’ın ODATV raporuyla Ergenekon ve Balyoz da çökmüştür



TÜBİTAK yapılan iktidar müdahaleleri ile AKP’lileştirilen kamu kurumlarından bir tanesidir!
Öyle olduğu için de sadece birkaç hafta zaman gerektiren bir raporun çıkması 7 ay sürdü zira söz konusu rapor AKP’nin önem verdiği siyasi dava olan Odatv’yi ilgilendiriyordu.
Konu malum AKP karşıtı gazetecilerin bilgisayarlarına virüs yoluyla suç dosyalarının yüklenmesi.
Daha önce ODTÜ ve Yıldız Teknik Üniversitesi gibi Türkiye’nin en saygın üniversiteleri tarafından tespiti yapılan virüs ile suç dosyası yükleme olayı TÜBİTAK tarafından da kabul edildi.
Evet TÜBİTAK açıktan virüs var dedi ama söz konusu dosyalar için muğlak ifadeler kullandı ki bunu normal karşılamak gerekiyor zira daha ötesi bir rapor, düzenleyicilerini işinden edebilirdi.
Kuşkusuz bu durum bilim namusuna uymuyor ama burası AKP’nin hükümran olduğu Türkiye ve buna da şükür demek lazım!.
Peki TÜBİTAK’ın bu tespiti neden mi çok önemli?
Bu saptama hukuken sadece Odatv davasının sonunu getirmeyecek aynı zamanda Ergenekon ile Balyoz davalarını da topyekün çökertecektir.
Nasıl mı?
Yargının muhatap aldığı ülkenin en üst bilim kurumu, hazırladığı raporla virüs yüklendi diyerek açık ve net olarak devletin içinde suç icat eden ya da yaratan çetelerin varlığını belirleyip haykırmıştır.
Suç komplosunun sadece Odatv davası sanıkları için geçerli olduğunu kimse söyleyemez zira bu dava Ergenekon ile iç içe geçmiş durumda yani paket bir davadır. Paket bizzat TÜBİTAK tarafından delindi ise kurulan tezgah artık ispatlanmış demektir.
İlaveten Ergenekon ile Balyoz davalarında savunmanın ısrarlı taleplerine rağmen mahkemelerin Odatv davasına bakan mahkeme gibi davranmadığı ve bu tür uzman araştırmalarına olur vermediği ortadadır.
Soruyorum mesela Balyoz’da 1653 somut delil çürütme olayı ortada iken davaya bakan mahkeme neden bilimsel saptamalara set oluyor?
Görüyorsunuz devletin içindeki çeteler tarafından kurulan tezgahlar önce Atabeyler, şimdi  Odatv’de somut olarak ortaya çıkmıştır ki bu tablodan sonra Ergenekon ile Balyoz’u sürdürmek büyük bir hukuk cinayeti olacaktır.
Söyletmen, vurun, susturun Aydınlık’ı!
Dün Aydınlık Gazetesinin tepe ismi Mehmet Sabuncu Bey aradı:
“Sabahattin bey Tayyip Erdoğan 3 yazınıza dava açmış. Avukatlarımıza vekalet vermeniz gerekiyor. Bilgileri e-postanıza gönderdim.”
“Hangi yazılarım” diye sormam üzerine Mehmet bey eksik olmasın birazdan öğrenir bildiririm dedi ve bildirdi.
O yazıları arşivden çıkarıp bir kez daha okudum ama ne yalan söyleyeyim suça yorumlanabilecek zerre bir şey görmedim.
Tamam hukukçu değilim ama Siyasal’da hukuk okudum ve dahası 23 yıl 6 ayrı gazetede her gün yazı yazdım. Dolayısı ile hangi ifadelerin suça yorumlanabileceğini artık kestirebiliyorum.
Hükmüm, Erdoğan’ın bu tür davalarla beni ve Aydınlık Gazetesini sindirmek istediğidir.
Evet iktidar açıktan söyletmen, vurun ve susturun diyor!
Görüyorsunuz Tayyip Erdoğan’a medyanın yüzde 90 küsuru yetmiyor. Yüzde yüz kendine iman etsin istiyor!
Peki bendeniz ya da Aydınlık Grubu, Avrasya TV’nin sahibi Mustafa Özbek misali bu tür şeylerle siner mi?
Bunun mümkün olmadığı, bizim seyrimiz ve de Sayın Doğu Perinçek ile arkadaşlarının tarihsel duruş ve tutumları ile ortadadır!
İmam hatipler için çocuk gaspı
Uzmanlar 60 aylık bir çocuk bebeklikten yeni çıkmıştır, 72 aylık olanlarla beraber okula alınamaz diyor ama  işiten kim?
İmam Hatiplerin önü açmak için yüz binlerce yavruyu paspas yapacaklar.
5 yaşındaki çocuk fiziksel olarak hazır değil, mesela bedensel temizliğini bile yapamaz deniliyor lakin umursayan yok.
Bunun adı tartışmasız çocuk gaspıdır. Evet AKP pedagoji bilimine ihanet ederek bebeklerimizi çalıyor.
Hem nerede o kadar okul, derslik ve öğretmen?
Daha şimdiden belli oldu 40 kişilik sınıflar 70 kişi olacak!
Görüyorsunuz sırf dindar nesil yaratma adına neler yapıyorlar!
Ehh arka bahçe inşa edecekler kolay mı? 
Normal bir dönemde sadece bu konu bile Yüce Divan’lıktır.
İşte Esad’a karşı AKP-PKK ittifakı belgesi
Yer Cizre ve Yüksekova.
Önceki akşam binler sokakta eylem yapıyor.
Niye mi?
Suriye’deki özgürlükçülerle (!) yani Beşar Esad karşıtlarıyla dayanışma yapmak için!
Yapılan açıklamalar ve yayınlanan bildiriler ortada, açıktan Esad’a karşı Güneybatı Kürdistan’ına destek ve dayanışma deniliyor ki gösterinin ilan edilen gerekçesi de   Suriye’deki özgürlük yürüyüşüne destektir.
Peki Güneybatı Kürdistan neresi; Suriye Kürdistan’ı değil mi?
Tablo net, görüyorsunuz AKP  Beşar Esad’a karşı PKK ile el ele, omuz omuza  ve gönül gönüledir.
Sadece PKK  ile değil!
Aynı safta El Kaide de var.
Türk halkı bilmesin diye gizliyorlar  ve yandaş medya da saklıyor ama CHP ile MHP’nin yapmadığını biz yapıp bu ittifakı duyuracağız!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)