Öğrenciyi formadan çıkarıp tesettüre sokacağız



27.11.2012 tarihli ve 28480 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kılık Kıyafet Yönetmeliğine göre, imam- hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam- hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise Seçmeli Kur'an-ı Kerim derslerinde kız öğrenciler başlarını hemen örtecek, yönetmeliğin diğer maddeleri ve şıkları 2013-2014 Eğitim ve Öğretim yılında uygulanacak.
Bu değişiklik, görsel ve yazılı basınımızda '' Okullarda kılık kıyafet serbest oluyor '' olarak duyuruldu.

Bakan Dinçer Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada yeni yönetmelikle ilgili olarak, '' Son zamanlarda eğitim sisteminin daha da demokratikleştiği ve esnekleştiği bir süreç yaşıyoruz...'' demiştir.

İmam- hatip ortaokulu ve liselerinde kız öğrencilerin başını örtmesini istemenin, demokratikleşme ve kıyafet serbestliği olarak duyurulmasına ancak pes denir.
Bakan, '' En son, önlük uygulamasını 1992 yılından sonra demir perde ülkeleri kaldırdı. Gelişmiş batı ülkeleri ise bunu 1960'lı yıllardan beri kullanmıyor. Bizim kendisini örnek aldığımız İtalya, Almanya gibi ülkeler 2. Dünya Savaşı'ndan sonra serbest kıyafet uygulamasına geçtiler '' dedi.

Bu söylemiyle, eğitimde forma uygulamasının sadece sosyalist ülkelerde olduğunu göstermek istemiştir. Forma uygulamasını savunanları, toplum nezdinde kominist gibi göstererek, halk desteğini arkasına almak istiyor olabilir.

İngiltere, Güney Kore ve Japonya gibi kominist olmayan ülkeleri anımsamış olmalı ki konuşmasına, '' Ama Türkiye'de okul forması uygulamasına geçemezdik çünkü velilerimize ciddi bir maliyet getirirdi. Bundan kıyafetleri serbest bıraktık '' diyor.

Milli eğitim Bakanı, yapılan yönetmelik değişikliğinde veli desteğine ihtiyaç duyuyor. Yalnız unutulan bir şey var. O okullarımızda forma uygulaması yapıldığıdır. Okula yeni başlayan bir öğrenci, okula girerken aldığı formayı, 4 yıl kullanacağına göre veliye nasıl bir maliyet getireceği anlaşılamıyor.

Aslında yeni uygulamayla öğrenci, her gün farklı bir elbise giymek isteyeceğinden; velilere ciddi bir maliyet bu uygulama ile gelecek.

Kıyafeti serbest bırakmadan anlaşılan; isteyenin okula istediği kıyafetle gitmesidir. Bakanlığın amacı bu olsaydı tek bir cümleyle yönetmeliği; '' İsteyen okula istediği kıyafetle gider '' olarak değiştirirdi.

Bakan, çocuklarımızın bu zamana kadarki uygulamalarla otoriter bir yapı altında ezildiğini, erkeklerin saçlarını kesmeleri, kızların saçlarını örgü yapmaları ve kurdela takması gibi uygulamalarla aslında onların iradesi dışında güvenlerini sarsan sonuçlar doğurabildiğini söylemiştir.

Yeni yönetmeliğin 4. maddesinin ç şıkkı, '' Vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve gömlek giyemez '' diyerek, öğrenciler otoriter bir yapı altında ezilmeyecek mi? Böyle giyinmek isteyen öğrencilerin, iradesi dışında güvenlerini sarsan bir durum gelişmeyecek mi?

Demokrasi kurallar rejimidir. İsteyenin istediğini yaptığı rejimin, hele öğrencileri kapatmanın adı, demokrasi asla olamaz.

Özel okulda %60 veli oluruyla okul yönetimleri kıyafet belirleyebilirken; resmi okullara bu hakkı tanımamak demokrasiyle hiç bağdaşmaz.

Türkiye bu filmi 1970'lerde izledi. O dönem sağcı öğrencilerin hakim olduğu okullarda, kız öğrencilerin türban takması için nasıl hakaret edildiğini ve zorlandığını, Anadolu'nun bazı illerinde açık giyindi diye bayanların suratına kezzap fırlatılanları, şah damarları kesilenleri, o dönemi yaşayanlar anımsar.

Bu uygulamanın ardından, tüm kızlarımızın türban takmaları, sonra da kız ve erkeklerin ayrı okullarda okumaları için senoryolar üretilecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Atatürk Cumhuriyeti kurduktan sonra yaptığı bir konuşmayla Türkiyenin genel görünümünü; " Kimi yerlerde kadınlar görüyorum ki başlarında bir bez, ya bir tesettür ya da benzer şeyler atarak yüzünü gözünü gizler, yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir yada yerine oturarak yumulur. Bu durumun anlamı, gösterdiği nedir? Efendiler, uygar bir ulus anası, ulus kızı, bu şaşırtıcı biçime, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum, ulusu çok gülünç gösteren bir görünüştür. Derhal düzeltilmesi gerekir '' diyerek, Kılık Kıyafet Devrimini başlatmıştır.

Aslında özenilen budur. İktidar milletvekillerinin bu konudaki demeçlerini basında fazlasıyla yer almıştır.

Atatürk düşmanlığı, O'nun karşısında yer alarak değil, hep çok seviyorum diyerek yapılmıştır. 07.12.1981 tarihli 17537 sayılı Remi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikte yer alan, '' Atatürk İnkilap ve İlkelerine uygun,uygar, aşırılıklara kaçmayan ve sade bir kılık kıyafet '' tanımlaması niçin yeni yönetmelikte yer almamıştır? Bunun adını '' Atatürk Sevgisi '' diyebilir miyiz (!)
Öğrenciler, açık kapalı kamplaşması yaşayacak, öğrenciler bugün hangi kıyafeti giyeceğim diye düşünmekten kendilerini derse veremiyecek, sınıf farkı açıkça ortaya çıkacak, eşitlik duygusu yıpranacak, çocuklar ve velileri travma yaşayacak demiyorum.

Çünkü; kız öğrenciyi tesettüre sokan, sözde serbest, özde yeni bir tek tip giyinme modeli dayatıldığını biliyorum.

Osman Gazi Oktay Ulusal Eğitim derneği İzmir Şubesi Başkanı

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)