10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, 14.01.2013 tarihinde Namık Kemal Lisesi Hasan Ali Yücel Toplantı Salonu'nda kutlandı. Konuşmacıları Hasan Tahsin Kocabaş dışında, Namık Kemal Lisesi mezunu gazeteciler olan panelde, gazetecilik konusunda öğrencilere bilgilendirme yapıldı.
Namık Kemal Lisesi Müdürü A.Reha Karasu saat 11.00'de okula gelen gazetecileri, kış ortasında bahar havasını andıran günde; okul bahçesine atılan masalarda karşıladı. Öğrencilerden gazeteciliği seçecek olanların, mesleğin güzellik ve sıkıntılarını bilerek bilinçli seçim yapmalarını hedeflediklerini ve halkımızın aydınlanmasında önemli katkıları olan gazetecileri unutturmamak amacıyla etkinliği düzenlediklerini söyledi. Okulumuz mezunu gazeteci büyüklerimizin, kendilerinin çağrısı üzerine, tereddüt etmeden geldikleri için teşekkür etti.
Müdür Baş Yardımcısı Ahmet Güngör konukları hiç yalnız bırakmadı. Okul Aile Birliği Başkanı Mevlüt Öztürk getirttiği pasta ve böreği, etkinliği düzenleyen N.K.L. Onur Kurulu Öğrenci Başkanı Ahmet Güler ile birlikte çay eşliğinde sundu.
Söyleşi 11.30'da Gürkan Ertaç yönetiminde başladı. Gürkan Ertaç, konuşmacılar Okan Yüksel, Yaşar Eyice, Süleyman Alasya, Hasan Tahsin Kocabaş, Nezih Bilger, Yalçın Küçükdamar ve okul mezunu Göztepe Futbol Takımı Eski Kaptanı Nevzat Güzelırmak'ı kürsüye davet etti.
İlk sözü alan Okan Yüksel, '' 10 Ocak kutlanabilir bir gün değildir. Türkiye'de yaşayan gazetecilerin ne şartlarda çalıştığı malumdur. Sizler Ülkemize ve Ulusumuza yakışır bireyler olarak, Mustafa Kemal sevdasını, Namık Kemal türküsünü dilinizden düşürmeyin '' dedi.
Muhabirlikten, yöneticiliğe kadar gazeteciliğin her evresinde çalışan Yaşar Eyice, kendisinin Namık Kemal'de okuduğunda sadece erkek öğrenci olduğudönemde öğrenim gördüğünü, bu nedenle; okuldan çıktıktan sonra Kız Lisesi önünde nöbet tuttuğundan bahsederek konuşmasına başladı. Öğrenciliği süresince okulda her türlü sosyal faaliyetin olduğunu, kendisinin müzik korosuna girdiğini, sesi güzel olmadığı için korodan çıkartıldığını, Türkçe'yi iyi öğrenmek için bol kitap okumalarını, Gazeteci olmak için, Türkçe'yi iyi kullanmanın yeteceğini vurguladı. Namık Kemal Lisesi'nin önemli bir lise olduğunu, dünyanın neresine gidilirse, bir Namık Kemal Lisesi mezunuyla karşılaşmanın mümkün olduğunu ve kendisinin buna şahit olduğunu belirtti.
Televizyondan spora, gazeteciliğin her kısmında çalışan Süleyman Alasya söz aldı. '' Arkadaşlar arasında en şanslı benim. İlk kız öğrenciler benim öğrenciliğim esnasında alındı. Öğretmenlerimizin tümü seçkindi. Edebiyat öğretmenimiz okumayı, sosyoloji ve mantık öğretmenimiz doğru düşünmeyi, beden eğitimi öğretmenimiz sporu sevdirdi. Tıp eğitimi yapacak puana sahip olduğum halde, kimyayı sevdiğimden kimyager oldum. Ben Namık Kemal'de okurken, hangi mesleği yapacağımın kararını vermiştim. O zaman ortaokul kısmı da vardı. Bugün, teknoloji yükseldi ama insan kalitesi düştü '' dedi.
Gazeteciler Cemiyeti Yayın Organı 9 Eylül Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Nezih Bilger, Spora olan sevgisi nedeniyle sabaha kadar çalışmak zorunda kaldığını, bu durumdan hiç yüksünmediğini, gazetecilerin aldığı maaşın, bugün daha da düştüğünü, gazeteci yemez, içmez, uyumaz ve yorulmaz mantığıyla çalıştığını ve gazeteciliğin gönül işi olduğunu vurgu yaptı.
Yönetici Gürkan Ertaç'ın gözünü budaktan esirgemeyen gazeteci olarak tanımlayarak söz verdiği Hasan Tahsin Kocabaş, '' Ben Namık Kemal Lisesi'ni kendine rakip gören, Şehit Fethi Bey Lisesi mezunuyum. Sizlerden ricam, kendinizi ifade edebilmenizdir. Klasikleri okuyun. Sessiz harflerle yazışmayın. Eşim öğretim üyesi olduğu için biliyorum. Üniversitede öğretim üyelerine, '' Bunlar kendilerini bile ifade edemiyor '' dedirtmeyin '' dedi.
1971 yılında gazeteciliğe başlayan, daha sonra TRT'de çalışmaya başlayan ve 2000'de emekli olan ve halen gazeteciliğe devam eden Yalçın Küçükdamar, gazeteciliğin zorluklarından söz etti.
Gürkan Ertaç, gazeteciliğin tutku olduğunu, bir kez yazısı çıkanın, bir daha mesleği bırakamayacağını, kendisinin 55 yıldır mesleği sürdürdüğünü, gazeteciliğin özel habercilik gerektirdiğini, ajans haberlerine dayanan gazetelerin, internet nedeniyle fazla okunamayacağını ve yayın hayatını uzun süre yüretemeyeceğini belirterek, sözü Nevzat Güzelırmak'a verdi.
Güzelırmak, '' İki ay önce ameliyat geçirdim. Gürkan Abi çağırınca ve Namık Kemal'de öğrencilere sesleneceğimi söyleyince, koşarak geldim. Ülkemizi ileriye götürecek sizlersiniz. Ben Namık Kemal Lisesi Futbol Takımı kaptanıyken, Gürkan Abi Voleybol Takımı kaptanıydı. O dönem kaleci sıkıntımız vardı. Daha sonra A Milli Takım kaptanı olan Ali, okulumuza yeni gelmişti. Ben kendisini bildiğim için takıma aldım. Unutamadığım; hocamız Mustafa Plevneli, Ali'yi görünce; '' Bu kara marsıktan ne olur? '' dedi.
Gürkan Ertaç öğrenci soruları ve onların yanıtlanması sonuçlandıktan sonra, paneli sona erdirdi. Felsefe öğretmeni Günseli Karahan katılımcıların tümü adına, Okul Aile Birliğinin temin ettiği çiçeği, Gürkan Ertaç'a sundu. Onur Kurulu Başkanı Ahmet Güler, Başkan Yardımcısı Hakan Fatih Erim ve Günseli Karahan katılımcılarla birlikte toplu fotoğraf çektirdiler.
Daha sonra tekrar, Coğrafya öğretmeni Sabri Puralı, Felsefe öğretmeni Günseli Karahan ve Okul Aile Birliği Başkanı Mevlüt Öztürk ile birlikte okul bahçesine oturularak, gelecekte okulda yapılabilecekler hakkında konuşuldu. Öğrenciler Hasan Tahsin Kocabaş'ın etrafında yumak oluşturarak, uzun süre kendisini yalnız bırakmadılar.
Haber ve Fotoğraf: Osman Gazi Oktay