İktidar, ODTÜ’den intikamını alıyor


Sev­gi­li oku­yu­cu­la­rım, artık rahat uyuyun!.. Düşman ordusu ODTÜ’de yenilgiye uğratıldı ve ağaç kesme-orman yok etme-yol yapma süreci resmen başlatıldı.
Biz ODTÜ öğrencisi iken o ağaçları rahmetli rektörümüz Kemal Kurdaş’ın çabalarıyla
dikmiştik. Çevrecilik ve yeşil bilinci 1960’lı yıllarda henüz yoktu. Ağaç dikmeyi bazılarımız angarya olarak görür ama çoğunluk bu işi zevkle yapardı.
Kurdaş bir yerlerden yüzlerce kazma kürek bulmuş, bütün personeli ve öğrencileri gece
gündüz ağaç dikmeye gönderirdi. Hem o zaman buğday tarlası olan üniversite arazisinde, hem de ODTÜ’nün Eymir Gölü’nde…
Şimdi oraları orman oldu. Hangi çeşit ağacı ararsanız, çamlar, çınarlar kocaman gövdeleriyle orada duruyor(du).
ODTÜ kampüsüne hiç girdiniz mi? O güzelim ormanları, 50 yıllık ağaçları gördünüz mü?
* * *
Günün birinde Ankara’ya bir Büyükşehir Belediyesi geldi. İ. Melih kafaya koymuştu:
O araziden geniş yol geçecek, ağaçlar kesilecek.
Yol uğruna kentin ormanlarını, akciğerlerini feda eden bir kafa!
Üniversite yönetimi, öğrenciler ve çevre halkı bu duruma karşı çıktı, protesto etti. Vay sen misin protesto eden!..
Kurban Bayramı’nda bir gece yarısı Büyükşehir Belediyesi’nin kepçeleri, grayderleri ve
kamyonları polis desteğinde ODTÜ’ye girdi.
Yüzlerce kamyon, yanlarında yüzlerce iş makinesi, yüzlerce polis, biber gazı ve TOMA’lar eşliğinde ağaç katliamı yapıldı.
O güzelim ormanda binlerce ağaç kesildi, odun oldu, yol açma olayı işte böyle başlatıldı.
* * *
AKP iktidarının en gıcık olduğu yerlerin başında ODTÜ geliyor. Teslim alamadıkları az sayıda üniversite var ve başı ODTÜ çekiyor.
Yurtsever, devrimci, sağlam öğrencileri ve öğretim üyeleriyle – benim de mezunu olmaktan gurur duyduğum- ODTÜ apayrı bir yer.
İktidarın elinden gelse tümüyle kapatacak ama olmuyor işte!.. Çünkü ODTÜ sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en saygın üniversitelerinden biri.
Şimdilik sadece ormanını yok etmekle, üniversitenin göbeğinden yol geçirmekle yetiniyorlar.
Ellerinden bu kadarı geliyor.
İntikam böyle alınıyor.
Devletin ve milletin saygın üniversitesi “Ben yaptım oldu” zihniyetiyle, polis gücü ve
TOMA’lar eşliğinde hadım edilmeye çalışılıyor.
Sonra da birileri zırvalıyor:
“Cami bile olsa, yol yapılacaksa yıkarız!”
Başkenti ve Türkiye’yi işte bu kafalar yönetiyor.

Cengiz Bey’in uçağı

Sevgili okuyucularım, AKP iktidarının yaratıp zengin ettiği işadamları var. Bunlar özellikle korunup kollanıyor, devletin ve milletin bütün olanakları onlara pompalanıyor.
Özelleştirme ihalelerini bunlar alıyor.
Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerin inanılmaz rantı bunlara armağan ediliyor.
Medya kuruluşları bu işadamlarına tezgahlanıyor.
Kamu ihale yasasını defalarca değiştirdiler, artık işleri istediklerine, dolayısıyla kendi yandaşlarına veriyorlar.
İktidarın kucağına oturmayı reddeden köklü kuruluşlar ise Tayyip’in boy hedefi. Onları
batırmak, zor duruma düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
İşte Koç Holding…
Bu ülkeye nice uluslararası düzeyde sanayi kuruluşu kazandıran Koç bunların adamı
olmadı, dolayısıyla kara listede.
* * *
Dün medyaya düşen bir haber vardı. ABD’de yeni ve çok süper bir uçak üretilmiş. Görücüye çıkarılan uçağın fiyatı tam 45 milyon dolar. İçinde her çeşit lüks var, uçuş menzili çok uzun.
Firma telaşla bekliyor, acaba uçağa müşteri çıkar mı!..
Çıkmazsa elimizde patlar mı!..
Teselli haberi hemen geliyor ve ilk uçağın satışı gerçekleşiyor.
Uçağı satın alan kişi, AKP döneminde çok büyük iş ve ihaleler almayı başaran
Mehmet Cengiz.
Cengiz’in yıldızı AKP döneminde parladı ve korkunç paralar kazandı.
Yeni çıkan bir uçağa 45 milyon dolar vermiş, nedir ki! İsterse o uçak gibi 10 tane daha alır. Yeter ki AKP iktidardan düşmesin.
* * *
Özellikle İstanbul’daki vurgunlar had safhada. Arazi rantları yandaşlara peşkeş çekiliyor.
Yandaşa arsa verip bir gökdelen yaptırıyorsunuz, bir kalemde bir milyar dolar kazanıyor.
Rezidanslar, villalar, ofisler…
Bir alışveriş merkezi açtırıyorsunuz, yine bir milyar doları cebe atıyor.
İstanbul’da yaşıyorsanız, o gördüğünüz gökdelenlere bir bakın, kimlerin olduğunu öğrenin.
Rakamları duyunca başınız dönecektir.
Tamamı yandaş!..
Tamamı AKP’ye hizmet veriyor.
Öyle olmayan birine iş değil nasihat verirler.
* * *
Sevgili okuyucularım, benim bu süreçte anlamadığım şeylerden birini size kısaca anlatayım.
AKP yandaşları irili ufaklı işlerden parayı götürüyor.
Kuleleri onlar dikiyor, alışveriş merkezlerini onlar açıyor, medya kuruluşları ve her iş
onlara veriliyor. Hem iktidar, hem de AKP’li belediyeler tarafından.
O para babası patronların tamamı oylarını AKP’ye veriyor.
Bu tesislere, binalara elbette personel gerek…
Temizlikçi, güvenlikçi, kapıcı, bulaşıkçı…
Onlar asgari ücretle işe alınıyor.
Çalışma saatleri belirsiz. Bazıları günde 10, bazıları 12 saat çalıştırılıyor.
Patron parayı çuvalla götürürken onlar yorgunluktan evlerinin yolunu şaşırıyor.
Yandaş patron mutlu, paralar akıyor!
İşe alınan gariban çaresiz, bütün sömürü koşullarını ister istemez kabullenmek zorunda.
İşin ilginç yanı işte bu aşamada başlıyor.
Para babası patron oyunu doğal olarak AKP’ye veriyor, öteki parasal hizmetlerini de iktidar partisi için seferber ediyor.
Gariban hizmetlilerin çoğu da oylarını AKP’ye veriyor! Nasıl sömürüldüklerinin
farkına belki vararak, belki varmayarak.
Bazısı “Ama bunlar Müslüman” derken bir bölümü “Beni işe aldılar” diyor.
AKP’ye oy vermeyenler ise tedirgin, ağzını açtığı takdirde kovulmaktan korkuyor.
Yandaş işadamı bastırmış 45 milyon doları, yeni modeli henüz üretilen ilk süperlüks jeti satın almış, ötekiler asgari ücrete talim!
İkisi de aynı partiye oy veriyor.
Şu işe bakın yaaa!


Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)