Hiç unutmuyorum, 1981 yılının Nisan ayıydı.
“İnsan ömrü gelecekte kaç yıla kadar uzayacak?” konulu bir röportaj yapmak için California Üniversitesi’ne gitmiştim.
İlgili bölümde fareler üzerinde laboratuvar deneyleri sürdüren genç bilim adamları ekibi çok iddialıydı. Ömrümüzün yakın bir gelecekte 150 yıla kadar çıkabileceğini, hatta bu yaştaki bir kişinin fiziksel, ruhsal ve cinsel sağlığını koruyabileceğini öne sürüyorlardı.
Yaşlı fareleri nasıl gençleştirdiklerini örneklerle anlatıyorlardı.
Söyledikleri umut verici ve inandırıcıydı.
Çünkü hepsi bilimseldi.
Bu nedenle üniversiteden yaşam sevinciyle ayrılmıştım.
* * *
Aradan yıllar geçti ve gerçekten de insanoğlunun ömrü uzamaya başladı.
İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden yaşlılık hastalıkları uzmanı (biomedikal gerontolog) Aubrey De Grey, 150 yaşını görecek ilk insanın çoktan dünyaya geldiğini
söylüyor.
De Grey, 1000 yıl yaşayacak insanın da gelecek 20 yıl içinde doğacağını iddia ediyor!
De Grey’e göre; yakın gelecekte tüm hastalıklara çare bulunacak. Böylece insan ömrü bin yıla kadar uzayabilecek! O zaman insanlar doktorlara, hastalandıkları için değil, rutin bakım için gidecek. Doktorlar da gen ve kök hücre terapisi, bağışıklık sistemi uyarımı gibi, gelişmiş medikal tedaviler uygulayacaklar.
Doktorların yaşlanmayı “tedavi” etmek için gerekli bütün araçlara sahip olacağını belirten Grey, önümüzdeki 25 yıl içinde yaşlanmanın kontrol altına alınacağına inanıyor.
* * *
Bin yıl yaşayacak “süper insan” hayali size abartılı gelebilir.
Nitekim birçok bilim adamı bunu, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir rüya olarak görüyor.
Ama Californiya Üniversitesi bilim adamlarının yıllar önceki çalışmalarına tanıklık eden bir gazeteci olarak “150 yıl yaşayacak insanın çoktan dünyaya geldiği” iddiasını önemsiyorum.
Duayen Gazeteci Ertuğrul Akbay da, gerek yaşam deneyimlerinden, gerekse uzun yaşamın sırrını araştırdığı röportajlarından yola çıkarak, ortalama ömrün 150 yıl
olabileceğini söylüyor.
“Yaş 75 Yolun Yarısı” adını verdiği çok satan kitabında “Ben gönüllü bir kobayım. Kitapta tüm anlattıklarımı bedenimde denedim” diyerek, uzun ve sağlıklı bir yaşam için neler yapmamız gerektiğini içtenlikle öneriyor.
Bilgelik taslamıyor, kendisini bilim adamı yerine koymuyor, doğruluğuna inandığı sağlıklı yaşam deneyimlerini, imbikten süzercesine okurlarıyla paylaşıyor.
Kitabın kapağında halter kaldırırken çektirdiği fotoğraf da adeta “Anlattıklarının belgesiyim” diye bağırıyor.
O fotoğrafı görenler, “gerçekten de 75 yaş, yolun yarısı edebilir” demekten kendilerini alamıyor.
* * *
Duyumlarıma gelince…
Ertuğrul Akbay’dan 4 yaş küçük olan ve hayatında hiç spor yapmadığını söyleyen Emin Çölaşan, o kitabı okuduktan sonra, ağırlık kaldırmaya başlamış!..
Uzun süredir bel fıtığı ağrıları çeken ve yürümekte zorlanan Müjdat Gezen de artık uzun yürüyüşlere çıkıyormuş!..
Hatta eskiden 300 adımı zor atarken şimdi günde 3-4 kilometre yürüyormuş!
Kitabın etkisini görüyor musunuz?
Uğur Dündar
Sözcü