"Kurban olurum" deyip, başkasını kurban etmek!..


Antikçağ düşünürlerinden Epikuros (Epikür), yaklaşık 2.300 yıl önce, “Biz varken ölüm yoktur, ölüm varken biz yokuz” demişti.
O tarihte henüz Hıristiyanlık ve tabii ki İslâmiyet yoktu.
Tek tanrılı bu iki dine göre anlatılan ‘ölüm sonrasını’ (Cennet-Cehennem) bilmiyorduk.
Şimdi biliyoruz!..

*

Kutsal kitaplarda anlatıldığı halde, insanoğlu Cennet ve Cehennem’i çok az biliyor. Bilinenler ise çok net değil.
Yine de, insanoğlu ölüm sonrasını hazırlamak için dine sarılıyor.
Peki, din konusunda neyi esas alacağız?.. Herkes kendi inandığı dine göre davranacak ise, yaratıcı (Allah, Tanrı, Rab, Büyük Güç, Evrenin Mimarı) neye göre karar verecek?.. Herkesi inandığı değerlere göre mi yargılayacak? (İslâmiyet’in ne dediğini biliyoruz)

*

Bir de şunu sormak gerekir:
“Özgür bir insan, belli bir yaşta, dinini ve milletini kendisi mi belirlemelidir?.. Dinini ve milletini kendisi seçemeyen bir insan özgür müdür?”
Her neyse, bu uzun tartışmayı bırakıp; bugün Türkiye’de din alanında yaşananları biraz irdeleyelim.
Sonda söyleyeceğimi, başta söyleyeyim:
İslâmiyet’te şekiller (Şekilcilik) ‘öz’ün önüne geçmiştir!..

*

Açalım...
İslâmiyet’in temel olarak 5 temel şartı var. Bu, Sünni Mezhebi’ne göre kabul edilen şartlar.
Şöyle sıralanıyor:
1- Kelimeyi şehadet getirmek,
2- Namaz kılmak,
3- Zekat vermek,
4- Oruç tutmak,
5- Hacca gitmek.
Genel kabule göre 5 şart deniyor, kimi yerde 32 farz (şart) deniyor ama, aslında bir tek şart var, o da birinci sıradaki... Yani; kelimeyi şehadet getirmek:
“Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü"
Türkçesi:
“Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka hiçbir İlâh yoktur, ve yine şahitlik ederim ki Muhammed, O'nun kulu ve elçisidir."
Diğer şartlar (farzlar) aslında başka şarta bağlı zorunluluklar kapsamına giriyor. Örneğin, zekat vermek, hacca gitmek, maddi ibadet sınıfında. Yani, parası olmayan için zorunlu değil. Parası olmak da, belli ölçülere bağlı. Öyle kredi kartıyla ya da birisinden borçlanarak yapılacak ibadetler değil. Oruç tutmanın da şartı var: Sağlıklı olmak.

*

Bunlara rağmen, Türkiye’de, İslam’ın 5 şartı içinde yer almayan konular daha çok öne çıkarılıyor ve tartışılıyor.
Kurban,
Sünnet,
Başörtüsü!..
Kurban kesmek gerçekten hayvan kesmek mi, yoksa Allah’a yakınlaşmak için iyilik yapmak mı? Bu, ilahiyat bilginleri arasında bile tartışılıyor… Sünnet olmayan bir erkek -kelimeyi şehadet getirse bile- Müslüman sayılır mı ülkemizde? Sanmam… Başörtüsü niçin Müslüman kadınlığın ilk şartı gibi gösterilmek isteniyor?..
Bunların nedeni; ticari ve siyasi boyutlarının yüksek olması mı acaba?

*

Bir başka açıdan tartışalım...
Biz neye kurban oluruz, ne için kurban oluruz?
Ne uğruna ölürüz?
Çocuğumuz için mi, Tanrı için mi, ülke için mi? Ne için?
Kendimizi maddi ya da manevi kurban edebilir miyiz? Yoksa bu, ağzımıza yapışmış bir sakızdan mı ibarettir?
Kurban olurum, kurban olurum, deyip de başkasını kurban etmek, kolaycılık mı?
İyi tatiller…

*

GÜNÜN SÖZÜ:
İki şey aptallık belirtisidir, söyleyecek yerde susmak, susacak yerde söylemek. Anonim

Uyanık bir tek adam, uyuyan binlerce kişiden daha kuvvetlidir. - S. CARNOT


Hulki Cevizoğlu
Yurt

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)