Şu ibret belgesine bakın!..
Cuma, Ekim 18, 2013
Sevgili okurlarım,
Aşağıdaki Cumhuriyet Bayramı mesajını acaba hangi Genelkurmay Başkanı yazmış olabilir?
* * *
“…Kurtuluş Savaşı’nı müteakip, Atatürk’ün önderliğinde en çağdaş devlet şekli olan cumhuriyetin ilanı ile Türk Ulusu yepyeni bir vizyonla; bağnazlığı ve cehaleti reddeden, çağdaş temel değerlere sahip, dinamik, sürekli gelişim ve değişim içerisinde olan, kendisine güvenen ve yurttaş olma bilincine sahip bireylerden oluşan bir ulus yaratmayı amaçlayıp kendi kaderini belirleme sorumluluğunu kendisi üstlenmiştir.
Bu sorumluluğun ulus tarafından üstlenilmesini müteakip Büyük Önder, öncelikle Türk Ulusu için ortak bir anlayış birliği oluşturmayı hedef almıştır. Bunun için de sürekli olarak yüz yıllarca kendi ulusal kimliğinden uzaklaşmış bir şekilde yaşamaya zorlanmış bir ulusa, öncelikle kendi kendisini tanıtmayı amaçlamış, bilahare kendi gücünün ve yeteneklerinin farkına varmasını sağlayacak eylem ve davranışlar içerisinde olmuştur.
* * *
Nitekim, ülkü birliğinin önemini vurguladığı ünlü 10. Yıl Söylevi’nde Atatürk; Türk kültürünün yüksekliğinden ve Türk Ulusu’nun üstün özelliklerinden bahsederek, ulusa sahip olduğu özellikleri tek tek hatırlatmış ve söylevini “Ne mutlu Türküm diyene” özdeyişi ile bitirmiştir.
10. Yıl Söylevi, günümüzün küreselleşen dünyasında içerik olarak artık anlamını yitirmiş, şekilsel ve kuru bir söylevden ibaret değildir. Bu söylevle Büyük Önder, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları arasından yarattığı genç Cumhuriyet’e önemli hedefler göstermiş ve ulusa bugünü ve geleceği de kavrayacak derinlikte bir yol haritası çizmiştir.
* * *
…Türkiye gibi etrafı çok sayıda istikrarsızlıklarla dolu bir coğrafyada yaşayan bir ülkenin, güvenliğini sağlamak ve menfaatlerine yönelik tehditleri caydırmak için her bakımdan güçlü Silahlı Kuvvetler’e sahip olması hayati önem taşımaktadır.
Bu gerçeğe rağmen, son zamanlarda belirli çevrelerce Silahlı Kuvvetlerle ilgili maksatlı bir yıpratma kampanyası yürütülmektedir. Bu çevreler son dönemde, özellikle toplumu bir arada tutan ortak değerleri ve ülkü birliğini aşındırmaya, ulusal onurumuzu zedelemeye ve toplumsal uyumun sağladığı ilave gücü yok etmeye yönelik söylemlerde bulunmakta, bunu başarmak için de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ulus ile olan bağlarını zayıflatmaya ve onun saygınlığına gölge düşürmeye çalışmaktadırlar. Hatta bunlardan bazıları Silahlı Kuvvetler’le uğraşmayı misyon edinerek, adeta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sabrını ölçmektedirler.
* * *
Ancak unutulmamalıdır ki, güvenlik içerisinde olmadan ne refah, ne özgürlükler, ne demokrasi ve ne de yeni nesiller için garanti edilmiş bir gelecek vardır.
Türk Ordusu; hizmetinde olduğu Türk Ulusu’nun birlik ve beraberliğinin, var oluşumuzun, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, Anayasa ile müesses Cumhuriyet rejiminin ve ulusal menfaatlerimizin en önemli ve kararlı koruyucusu; gelecekte sahip olmamız gereken özgüvenin ve içinde yaşadığımız bu zor coğrafyada üniter bir devlet olarak ayakta kalabilmenin en etkin kurumudur.
Cumhuriyetin erdemine ve temel değerlerine yürekten inanmanın ve Büyük Önder Atatürk’ün düşünce ve eylemlerinin anlamını özümsemiş ve bunu bir yaşam tarzı edinmiş olmanın bilinciyle; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerli mensuplarının ve onların kıymetli ailelerinin Cumhuriyet Bayramını kutlar, en değerli varlığımız Cumhuriyetin kurucuları olan, başta Ulu Önderimiz olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm şehitlerimizin ve komutanlarımızın aziz ruhları önünde saygı ile eğilir, kahraman gazilerimize ve emekli personelimize şükran ve minnetlerimi sunarım.”
* * *
25 Ekim 2005 tarihli bu Cumhuriyet Bayramı kutlama mesajını kim yazmış biliyor musunuz?
AKP’lilerin “en demokrat Genelkurmay Başkanı” diyerek yere göğe sığdıramadıkları dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök!..
Peki sonra ne yapmış?
“Silahlı Kuvvetler’le uğraşmayı misyon edinerek, adeta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sabrını ölçmektedirler” dediği çevreler, en yakınındaki silah arkadaşlarına yöneldiklerinde “Kasaptaki ete soğan doğramam!”
diyerek kenarda durmayı
tercih etmiş!
TSK’nın en tepesindeki isim olmasına rağmen Balyoz’da tanıklık yapmaya gitmemiş!
Çok merak ediyorum.
Sayın Özkök içinde “Türk”, “Türk Ulusu”, “Üniter devlet” ve “Ne mutlu Türküm diyene” ifadelerinin yer aldığı bu kutlama mesajının altına acaba bugün de imza atar mı?
Yoksa “Geçmişe mazi derler!” gibi, kendisine özgü bir
özlü sözü kullanmayı mı tercih eder?
Siz merak etmiyor musunuz?
Uğur Dündar
Sözcü
Tags