Acaba Vicdanınız Ne Diyor?

Bugün yaşasa 19 yaşında olacaktı.
Bıyıkları terleyecek, sevdalanacaktı.
Bugün yaşasa belki babası gibi kamyoncu olacaktı.
İş ve ekmek peşinde koşacaktı.
Oysa hayat onun için 2004 yılının 21 Kasım gününde dondu.
İyi top oynarmış, çalışkan öğrenciymiş. Bildiklerimiz bu kadar. 12 yaşında bir çocuğun başka ne öyküsü olacaktı ki?
Uğur Kaymaz için artık hepsi ‘acaba’dan ibaret bir soru işareti olarak kalacak.
12 yaşındaki bir çocuk babasıyla birlikte öldürüldü.
“Operasyon”u düzenleyen polislere göre çıkan çatışmada öldürülmüştü.
Babası Ahmet Kaymaz ile birlikte operasyon düzenleyen güvenlik güçlerine ateş açmışlardı.
“Operasyon” sonucunda ise minik Uğur’un vücuduna tam 13 kurşun isabet etmişti.
Adı “operasyon”du ama minik Uğur’a isabet eden kurşunların çoğu sırtından giriş yapmıştı.
Çatışma sonrasında minik Uğur’un otopsi raporunda bir gariplik vardı. Mermilerden 9’u sırtına isabet etmişti. Dahası mermi girişi 50 santim uzaklıktan yapılmıştı. Otopsi böyle diyordu.
12 yaşında, 13 kurşunla vurulan Uğur, 50 santim uzaklıktan ve de sırtından vurulduğuna göre acaba güvenlik güçleriyle “süngü savaşı mı” yapmıştı?
Bütün bu sorular açılan soruşturmada gündeme geldi. Sonunda verilen karar, “operasyonu” düzenleyen güvenlik güçlerinin nefsi müdafaa yaptığı yönündeydi. Yani ortada tek suçlu Uğur ve Ahmet Kaymaz’dı.
Peki baba ve oğlu dağda mı vurulmuştu?
Hayır.
Kendi evlerinin önünde “çatışma çıkmıştı.”
Lafı daha fazla uzatmaya gerek yok.
Bu aşamada sorulacak tek soru şu:
Ölen sizin çocuğunuz olsaydı ne hissederdiniz?
Adalet duygunuz ve vicdanınız ne derdi?
Yaşından çok kurşuna müstahak olan bir çocuğun üzerinden hangimiz ideoloji üretebiliriz?
Hangimiz “ama o da” diye başlayacak bir gerekçeye sığınabiliriz?
Hangimiz öfkemizi, kızgınlığımızı, yaşananları minik Uğur’a reva görülen o kurşunlar üzerinden konuşabiliriz?
Solculuk, sağcılık, Kürtçülük,. Türkçülük, milliyetçilik, İslamcılık, vatan sevgisi, millet aşkı, bölücülük vs. vs.
Adı ne olursa olsun hangimiz bu sıfatlarla bir çocuğun 13 kurşunla örselenmiş, cansız bedeni üzerinden siyaset yapabiliriz?
Bu ülkenin artık dökecek kanı olmamalı.
Hiç kimse ölüm, kan, acı üzerinden siyaset inşa etmemeli. Yapmamalı.
Uğur’un kaybını yüreğimizde hissettiğimiz ölçüde adına ne derseniz deyin “bu soruna” çare buluruz.
Uğur’un adalete ihtiyacı var. Adalet –AİHM dışında- kararını verdi.
Peki, yüreğinizdeki terazi kimden yana ağır basıyor?

Rıdvan Akar

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)