AKP iktidarda zaman kazanabilmek için Avrupacılığı bir süre kullandı. Liberallerin, sosyal demokratların, laikçilerin sahte solcuların desteğini sağlamanın da başka kestirme yolu yoktu. Açıktan Amerikancılık henüz o kadar geçer akçe değildi.
Uzunca bir süre Avrupacılık, Amerikancılığın örtüsü olarak kullanıldı.
Avrupa’da ekonomik krizler büyüyünce, emperyalist ülkeler arasındaki çelişkiler de artmaya başladı.
Almanya’nın Rusya ve Çin ile iyi ilişkiler kurması, Rusya’dan 30 milyar metre küp gaz alamsı, ileride bu miktarın 150 milyar metreküp-e çıkarılma perspektifi, menfaatler açısından, Almanya ve Amerika birbirinden ayırmaya başladı.
Almanya Avrupa’da güçlendikçe, İngiltere her bakımdan geriledikçe, Avrupa’da kuvvetler dengesi başka bir yöne doğru yöneldi.
Şimdilik görünen, Fransa ve Almanya birlikte Avrupa’nın işlerine yoğunlaştılar.
İngiltere ve Amerika’yı orta doğuda kaderine bıraktılar.
İngiltere ve Amerikan bloğuna, AKP’nin eklemlendiğini görüyoruz. Türkiye değil ama AKP yönetimi böyle bir tercihi zaten yapmıştı.
Avrupa Birliğine girmek için kıçını yırtan büyük sermaye de, bu doğrultuda yön belirlemiş görünüyor. Gerçi Koç biraz farlı konuşuyor ama Fort ortaklığı onunda bu doğrultuda olduğunu gösteriyor.
Zaten bizi AB’ye sokmaya çalışan asıl güç, Amerika idi. Ne AB bizi istedi, ne de Türk Halkı gerçekte Avrupa’ya girmek ve bağımsızlığını vermek istedi.
Belli Amerikancı çevrelerin zorlaması ile Avrupa sevdası tutturuldu.
Şimdiler de en Avrupacı gaz tenekesi gazeteler bile, Türkiye AB’ye girip girmeyeceğini yeniden düşünmeli demeye başladı.
Avrupacılarımız esasta Amerikancı olduklarından, bugün artık gerçek yerlerine yönelmeyi sağlık vermeye başladılar.
Bunların aklından zaten Amerika hiç çıkmadı. Kurtuluş Savaşına ve bağımsızlığa karşı çıkarken de Amerika demişlerdi. Mandacılık onların asıl tercihleridir.
Şimdi İngiltere’nin AB’den dışlanıyor olması, (Bizim Amerikancılar bu haberi tamamen ters yüz ederek veriyor) içerideki Amerikancıları rahatsız ediyor.
Fehmi Koru 9.12.2011 günü bir kanalda yaptığı yorumda, İngiltere’nin dışlanmasına fena halde kızmış, Almanya ve Fransa’ya ateş püskürüyordu. Abisi gibi oda İngiliz yanlı tavırlar sergiledi.
Çin bunların feleğini şaşırttı. Emperyalist ülkelerin tüm dengelerini bozdu. Tiran ticareti öyle zorladı ki, öyle fazla üretim yaptı ki, bunları bir arada tutan tüm ipler kopmaya başladı. Batı ve Atlantik ötesine savaştan başka çıkış yolu bırakmadı. Çin kendisi savaştan kaçtı. Onları savaşlara mecbur etti. Ve emperyalist blok parçalanmaya başladı.
Suriye’ye müdahalenin gerçekleşmemesi bu emperyalist blok içinde baş gösteren çatlamalardır.
Bülent Esinoğlu
