Devleti çökerten çetenin görevleri!
Pazartesi, Mart 19, 2012
16 Mart 2007 günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Harp Akademileri’nde yaptığı konuşmada, “Bugün karşımızda bulunan birçok sorunun, geçmişin yanlış çözümleri olduğunu kabul etmemiz gerektiğine inanıyorum. 1991 yılında Irak’ta 36’ncı paraleli çizip, ona destek vererek, Kuzey Irak’ta bugünü yarattığımız bir gerçektir. Kendi yaptığımız hataları da başkasına yükleme şansımız yoktur” demişti!
Bu bir itiraftı... Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üst düzey görevlilerinden biri ilk defa böyle bir itirafta bulunuyordu.
Lafı uzatmaya gerek yok. Bugünün Başbakanı da, Suriye’ye müdahale ile ilgili olarak bir gazetecinin sorusu üzerine, “Gündemde tampon bölge var, güvenli bölge var” deyiverdi. İyi de bu kimin gündemi?
CIA Başkanı’nın dayattığı bu proje Türkiye tarafından uygulanırsa ve 16 yıl sonra Türkiye diye bir devlet hâlâ yaşıyorsa, şimdiki Genelkurmay Başkanı da hayatta ise ne diyecek?
“CIA’nın ve hükümetin dayatmalarına boyun eğerek, Suriye sınırında tampon bölge oluşturmamız büyük bir hataydı” mı diyecek?
***
Irak’ta tampon bölge veya güvenli bölge oluşturulması, İsrail tarafından çekip çevrilen bir Kürt devleti kurulmasına yol açtı.. Şimdiki hükümet ise Türkiye-Suriye sınır şeridini, mayın temizleme bahanesiyle bir İsrail şirketine, yani İsrail gizli servisine vermek için olağanüstü bir çaba sarf etti. Şimdi daha net anlaşılıyor ki maksat, ileride kurulmak istenen güvenli bölgeye zemin oluşturmak ve Suriye’yi karıştırmak için bu ülkeye terörist gönderebilmekti... Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin mesaisini ve Türkiye’nin gündemini bu proje ile meşgul ettiler.
Tartışmalar üzerine dönemin Genelkurmay Başkanlığı sözcüsü, mayınlı alanın 350 metre eninde, 510 kilometre uzunluğunda olduğuna dikkat çekmiş ve şöyle demişti:
“TSK tarafından mayın temizleme teçhizatı temini uzun zaman alacağı ve maliyetlerdeki olası artışlar nedeniyle ekonomik kayıpların olabileceği değerlendirilmiştir. Mayın temizliğinin bedeli ödenmek kaydıyla hizmet alımı yöntemiyle yapılması ve bu kapsamda uluslararası deneyime sahip NATO NAMSA’nın öncelikli olarak dikkate alınması uygun bir hareket tarzı olarak düşünülmüş ve bu görüşler zamanında ilgili mercilere gönderilmiştir.”
Bu bilgilerin de gerçeği yansıtmadığı, mayınların Türk şirketleri tarafından temizlenebileceği sonradan anlaşıldı... Sonra kim istiyordu mayınların acilen temizlenmesini? İsrail firması nereden çıkmıştı? İsrail NATO ülkesi değildi ki...
Ayrıca Amerika’nın Afganistan işgaline yardımcı olmak için Kabil’de bulunan ve helikopter düşmesi sonucu 12 kayıp veren Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait birlik de NATO çerçevesinde görevli değil... Yani Türkiye’nin Kabil’e asker göndermesi de aslında hukuk dışı!
Gerçi Türkiye’nin NATO ile ilişkilerinin tamamı hukuk dışıdır. Dolayısıyla, sadece bugünkü ilişkiler değil, NATO sürecinde Türkiye’nin bütün dış politikası hukuk dışıdır. Zaten NATO’nun bayrağı 4 İncil’i temsil eder!
***
Yalnız bugünkü hükümetin bir de 1 Mart Tezkeresi vukuatı vardır. O zaman da 63 bin Amerikan askeri, Meclis kararıyla Mersin’den Hakkari’ye kadar uzanan topraklarda kurulmakta olan 9 askeri üsse yerleştirilecekti. Ayrıca Trabzon ve Samsun limanları ile Çorlu, Sabiha Gökçen gibi havaalanları da Amerikan ordusunun emrine verilecekti. Türkiye, düpedüz işgal edilecekti.
Irak’ın ve Suriye’nin Türkiye’yi şu veya bu zamanda yönetenler sayesinde bölünmesi, Türkiye’nin de bölünmesi sonucunu getirmek üzeredir. Dolayısıyla, Çekiç Güç’ü Türkiye topraklarında konuşlandırmak nasıl büyük bir ihanet idiyse, Suriye sınırında tampon bölge kurmak da Türkiye’yi bölme sürecini hızlandırmaya yarar.
Bir taraftan da içeride Türk Anayasasını değiştirerek, Türk Milleti gerçeğini tarihten silmek istediklerini açıkça söylüyorlar!
Düşmanla işbirliği yapmak, başka nasıl olur?
Türkiye, Çekiç Güç ihanetinden itibaren, her türlü milli ve dini değeri kullanarak, ülkeyi etnik ve dini temelde özerk bölgelere bölmek isteyen, bunun için ABD, İngiltere ve İsrail ile işbirliği yapan ve her geçen gün devlet kadroları içinde güç kazanan bir çetenin dayatmalarıyla karşı karşıyadır.
Arslan Bulut
Yeniçağ
Tags