*Verilmeyecek hesabımız yoktur. Ne yaptıysak, vatan için yaptık,
*İki gömleğimiz var. Biri bayramlık, diğeri idamlık,
*Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmedik,
*Biz ancak Allah’a hesap veririz…
Türkiyeli Başbakan Erdoğan, bunlara yenisini ekledi;
“Biz söyledik, kefenimizle yola çıktık, kefenimizle yol almaya devam ediyoruz.”
İnsaf imandandır. İnsafı olmayanın imanı da olmaz. İnsafınıza sığınarak soruyorum;
Tayyip Bey’i, on senedir sabah akşam televizyonlarda seyrediyoruz. Kendisini bir defa olsun kefenle gören bir Allah’ın kulu var mı?..
Kefenini nerede taşıyor, merak etmiyor musunuz?..
Eşbaşkan Erdoğan, 9.Cumhurbaşkanı Demirel’in sözlerini önce çarpıtıyor, sonra da aklı sıra cevap veriyor. Türkiyeli Eşbaşkan Başbakan Erdoğan, Demirel’in “Gün gelir, sizi de yargılarlar” lafına çok bozulmuş!…
Halbuki Sayın Demirel’in dediği şu; “Mahkemelere değil, muameleye karşıyım.”
Türkiye’de vicdan sahibi herkesin istediği tam da bu. Kimse yargılamaya karşı değil. Fakat, insanların savunma haklarını kısıtlayarak, düzmece dijital delil taklitleriyle, iftiralarla insanları yıllarca haksız yere hapiste tutmaya kimin hakkı var ki?.. Türkiye’nin itirazı bunadır.
Gelelim yargılanma meselesine;
Bakın Tayyip Bey, size açık-net-şeffaf-çıplak bir şekilde söyleyeyim;
Siz de bir gün yargılanacaksınız. Bundan kaçışınız yok.
Siz Türkiye’de olsanız da, olmasanız da yaptıklarınızın hesabınızı Bağımsız Türk Yargısı önünde vereceksiniz… Siz kendinizi dokunulmaz mı sanıyorsunuz? Yaptığınız iş babanızın işi mi? Madem ki Türk Milletinin size verdiği emanet gereği iş yapıyorsunuz, emanetin sahibine yani Türk Milletine hesabınızı vereceksiniz…
Şimdi siz hesap soruyorsunuz ya; Yaptığınız uygulamalar yasalara ve vicdanlara uygunsa, aynı yöntemle size ve ekibinize de hesap sorulacaktır. Sizin yaptıklarınız yasalara ve uluslararası hukuka uygun değilse, bunun da hesabını vereceksiniz. Demokrasinin bir güzelliği de, hesap sorulabilir olmasıdır. Demokrasiye inandığını ve demokrat olduğunu söyleyen siyasetçi hesap vermekten kaçmaz.
Hele, civanım-delikanlım- kabadayım hiçbir hesaptan kaçmaz. Onun için, minareler süngü, kubbeler miğfer, tüm müminler asker değil mi? Niçin korksun kaçsın ki…
TÜZMEN KAFAYI YEDİ
AKP-CHP arasındaki kavgada durum 1-1 berabere. Son olarak, Mardinli aşiret mensubu(!) CHP’li Aydın Ayaydın oğlunun, AKP’li eski Bakan ülkücü Tüzmen’ e kafa atmasıyla skoru eşitledi.
Bu iki kişi mahalledeki iki delikanlı değil Sayın okurlar.
Biri; Müsteşarlık-Milletvekilliği-Bakanlık yapmış, diğeri Bankalarda Genel Müdürlük- Milletvekilliği yapmış beyler. Maalesef elimizdeki malzemenin kalitesi bu. Tayyip Bey’in tabiriyle, “yerseniz, yemezseniz gargara yapın”
Maçın galibi, tarafsız sahada yapılacak finalde belli olacak. Final için, Kasımpaşa stadını öneriyorum.
Maçın geliri ise “Sokak Çocuklarını Koruma Derneğine” bırakılmalı. Çocuklar için mükemmel bir örnek olmaz mı?…
Rıfat Serdaroğlu
Yurt
guzel yazi tabi sonucun katlanacaklardir.
YanıtlaSilçok iyi yazılara imza atıyorsunuz saolun
YanıtlaSil