MEM ve Sosyal Devlet anlayışı
Cuma, Haziran 29, 2012
Kaynaklar savaşının yaşandığı günümüzde bize ait olan Milli Ekonomi Modelinin (MEM) iki vasfı önem kazanmaktadır.
Mevcut sistemler kaynakları sınırlı görmektedir. MEMe göre, kaynaklar sınırsızdır. Ve MEM, insana hizmet eder. Kapitalizm belli bir azınlık grubuna çalışır, sosyalizm keza öyle. Gelir belli bir gruba hizmet için aktarılır. Ancak Milli Ekonomi Modelinin uygulama alanı olan Milli Devlet anlayışına göre, devlet milletine hizmet etmelidir.
Almanya Heilderbergde gerçekleştirilen 3. Milli Ekonomi Modeli Kongresine Rusya Bilimler Akademisinden katılarak tebliğ sunan Prof. Dr. Lisiçkin, tezin kaynaklara yaklaşımı hakkında şunları ifade etmişti: Milli Ekonomi Modeli, yaklaşık 200 yıldan bu yana kaynakların sınırlı olduğu aldatmacasına son derece yeni bir açılım getirmektedir. Ve bu toplantılarda gördük ki kaynaklar sınırsızdır.
Avusturyadan katılan Prof. Dr. Hans Peter Aubauer ise tebliğinde Milli Ekonomi Modelinin kaynakları sınırsız gören görüşünü kaynak paylaşımındaki kavgayı bitireceği için çok önemli buluyoruz ifadelerine yer vermişti.
Kaynaklara ve suyollarına erişim savaşları, insanlığın başına yüzyıllardır büyük sorunlar açmış bir meseledir.
Emperyalizmin etkisindeki devletlerin halkları için hak sahibi olma söz konusu değildir.
Küreselleşen günümüz devletlerinde hak, sadece belli devletlerin ellerinde onların çıkarları için kullanılan birer araçtır.
Geçmişi sömürgeciliğe dayalı devlet anlayışlarında insan, kurumların devamı için vazife yapan araçlardan öteye gidememiş, devletin devamına katkısı oranında hak sahibi olabilmiştir.
Heilderbergdeki kongrede tebliğ sunan İtalya Parma Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Daveri, Kapitalist sistemde üreten insan kıymetlidir. MEMinsana kıymet veren, insan merkezli model olma özelliği toplumdaki diğer insanları da ele aldığı için çok önemli diyerek kapitalizmin insanı ele alırken düştüğü hatayı dile getirmişti.
Bugün Libyada, Tunusda, Mısırda Arap Baharı uğruna yaşananlar, NATO müdahalelerinde barışa katkı gerekçesi ile atılan bombalar yüzünden yaşamını yitirenler, işgal güçlerinin girdikleri yerlerde kadınları kirletmeleri vs. gelişmeler dikkate alındığında, kapitalist sistemde insanın sistemin devamını sağlama dışında bir fonksiyonu olmadığı görülecektir. İnsandan yola çıkarak onun meselelerine çare bulan sosyal devlet anlayışımızda, insana değer verilerek hakları ve hürriyetleri korunmakta, muhafazası için gerekli tedbirler alınmaktadır.
Milli devlet, can, mal, namus emniyetini temin ederken, din ve vicdan hürriyetini muhafaza etmektedir.
Sosyal ve iktisadi hakları herkese eşit şekilde sunar.
Bugün bağımsız devletlerin bağımsızlıklarına açık müdahaleler yaşanırken, bireyin hakları çoktan unutulmuştur.
Bize göre yaşanamayan hak, insan hakkı olarak değerlendirilemez.
Hakların yaşanmadığı bir toplumda da gerçek manada özgürlüklerden bahsedilemeyecektir.
Eğer kaynakların sınırlı olduğu yanlışı kabul edilecek olursa günümüz savaşları, kan ve gözyaşı kaçınılmazdır.
Ancak Milli Ekonomi Modelinde izah edilen kaynakların sınırsız olduğu gerçeği ile eşit paylaşım yapılabilir.
İnsan haklarından da bundan sonra bahsedebiliriz.
Savaşların sona ermesi, hakların ve özgürlüklerin kâğıt üzerinde kalmaması için Milli Ekonomi Modelinin uygulanacağı bir Sosyal Devlet olunması şarttır.