Ucuz kahramanlık
Cuma, Haziran 29, 2012
Başbakan her halükarda medyaya saldırıyor. Bütün gazetecilerin Başbakanın bütün icraat ve söylemlerinde padişahım çok yaşa! diye bağırmasını istiyor. Böyle olmayınca, bazı gazeteciler Türk uçağının Suriye hava sahasında ne işi vardı? diye sorunca da öfkeleniyor ve satılmış kalemler! diye bağırıyor.
Oysa satılmış kalemlerin ne tarafta olduğu belli. Kimlerin ihale ile, kimlerin çanta dolusu paralar karşılığında, kimlerin gizli şirket ortaklıklarıyla kalemlerini tek sese sattıkları belli.
Başbakan istiyor ki; aile efradını Esadın sarayına gönderip özel misafir olarak ağırlattığı zaman da medya ona bravvoo! çeksin, zalim Esad! diyerek Suriye sınırına tankları gönderdiği zaman da
Ne işi var NATOnun Libyada? diye kükrediğinde de onu alkışlasın, NATOya kucak açıp Libya halkının başına bomba yağdırdığında da.
Van münit! diyerek İsraile sözümona fırça attığında da kahraman diye anılsın, İsraille aramız düzelsin diye özel heyetler gönderildiğinde de
Ben daha Davosa gidersem ne olayım! diye bağırdığında da helal be! desin gazeteciler, tıpış tıpış Davos toplantısına katıldığında da aynı şekilde iltifat görsün.
Ama onun dediği gibi olmuyor her şey. Herkes, her kalem onun her yaptığına, her keskin dönüşüne alkış tutacak değil.
Başbakan uşak gazeteci istiyor, biz uzak gazeteci oluyoruz.
Uşaklarla uzaklar arasında büyük fark var.
Ne işi vardı uçağımızın Suriyede? sorusunu soranlara kıza dursunlar, yepyeni gerçekler ortaya çıkıyor ve CHP milletvekili Orhan Düzgün düşürülen uçakla birlikte ikinci bir uçağın daha bölgede olduğu, bu uçağın NATOya ait olduğunu anlatıyor.
New York Times gazetesi ise Türk uçağının casusluk faaliyeti çerçevesinde bölgede olduğunu yazıyor.
Başbakanın halktan gizlediği çok şey var. Almanlara verdikleri söz gereği Mehmetçiği Kutul Ammareden Sarıkamışa kadar bozuk para gibi harcayanların izinden gidenler, bugün de Mehmedin kanı üzerinden pazarlık yapma peşindeler.
Yalanla dolanla, halka sürekli yanlış bilgi vererek, sürekli, sürekli zikzak çizerek kahraman olma hayalindeler.
Bu hayallerine takoz koyanlara ise fena kızıyorlar.
Satılmış diyorlar ajan diyorlar.
Uşak olmayan gazeteciler de görevlerine devam edecekler uşak olanlar da.
Suriye sınırına tank göndermekle kahraman olunmuyor. O tankların yürüyeceği yer Kandil Dağıdır.
ABD korkusundan Kandili ağızlarına almayanların Şama böylesine yüklenmeleri kahramanlık değil ucuz kahramanlıktır.