Askeri sözcü yok mu?

Hayrettin

Düşürülen uçağımızla ilgili onlarca soru yanıtsız duruyor... Müthiş bir bilgi kirliliği, kafa karışıklığı, merak, endişe birbirini izliyor... Ciddi bir ülkede kafaları kurcalayan bu tür önemli soruları askeri sözcüler basın önüne çıkarak cevaplar. Bizde yetkililer fellik fellik basından kaçıyor...
Uçağı çıkartacak teknolojimiz yok, deniyor...
Oysa 5000 metre derinliğe kadar net fotoğraf çekmek mümkün... Böyle bir araç kolaylıkla bölgeye götürülebilir.
Kıbrıs’taki İngiliz üssünde bulunan arama kurtarma ekipleri ve Amerikan donanması pekâlâ bu tür araçlara sahip...
Onlardan neden destek istenmiyor?
Uçak düştükten sonra pilotlarımızdan hiç mi sinyal alamadık? Kaskları, fırlatma iskemleleri ve postalları bulunup da kendilerine ulaşılamaması normal mi? Pilotlarımızın Suriyeliler tarafından yakalanıp sorgulandığı yolunda görgü tanıklarına atfen ilk gün yayınlanan haberlerin kaynağı araştırıldı mı? Amerikan ve İngiliz radar sistemleri uçağın düşürüldüğü yeri saptayamadı mı?
Bir askeri sözcünün basının önüne çıkıp merakları gidermesi gerekir.
Dediğimiz gibi.. Ciddi ülkelere yakışan yöntem budur...
Bu arada Onur Öymen’in Başbakan’la ilgili bir notu var. Okuyalım:
“Başbakan Suriye’ye karşı angajman kurallarını (yani hangi koşullarda ateş edebileceğimizi) değiştirdik, sınırımıza yaklaşanı vururuz, diyor. Bugün Irak’tan gelen teröristler Siirt’te üç askerimizi daha şehit etti. Irak’a karşı da angajman kurallarımızı değiştirdik mi? Yani artık hiç kimseden izin almadan ve kimseye haber vermeden Kandil’deki hedefleri vuracağız, diyebiliyor muyuz?
Diyemiyorsak neden?”



Teslim olan 15 PKK’lı serbest bırakılmış.
PKK’lı değil de TSK’lı olsaydılar şu an ya Hasdal ya da Silivri’deydiler!
Fahrettin Fidan





İskelede kemanlar...
Akşam vakti Kadıköy vapur iskelesinden yorgun argın meydana dökülen yolcuları enfes bir orkestra müziği karşılıyor... Vapurdan boşalan yolcular orkestranın çevresinde kendilerine yer bularak müziğin sesine bırakıyorlar kendilerini... Piyano, obua, fagot, flütler, klarinetler, davullar, trompetler, saksafonlar, kemanlar, viyolonseller... Yaklaşık 50 kişilik orkestra klasik, caz, pop her türlü müziği harika bir uyumla çalıyor. Dinleyenler adeta mest oluyor. Günün yorgunluğu üzerine daha güzel bir sürpriz olamazdı...
Merakla bu ne orkestrası diye soruyoruz...
Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Orkestrası imiş..
Orkestra her salı akşamı saat 21:00’de Kadıköy’de konser veriyormuş.
Ancak Kadıköylülerin haberi yok... Sadece gelen geçen tesadüfen görüp dinliyor.
Tavsiyemiz, Kadıköy’e daha iyi duyurunuz bu olayı... Ayrıca orkestra Moda iskelesi veya Fenerbahçe gibi alanlarda da verebilir konserlerini. Daha çok sayıda vatandaşa ulaşır...
Bekliyoruz bu güzel haberleri...



Tıp Bu Değil...
Tıp konusunda bilgilenmek isteyenler için ilginç bir kitap piyasaya çıktı: Tıp Bu Değil...
Prof. İlknur Arslanoğlu’nun editörlüğünü yaptığı kitapta uzmanların günümüz tıbbına eleştirel bakan makaleleri yer alıyor. Prof. Arslanoğlu bu kitapla güttükleri amaçlarını şöyle anlatıyor:
“Unutulan doğruları yeniden hatırlatmak, bunların üstüne katmak istiyoruz. Sağlık çalışanlarının unuttuğu idealist duyguları yeniden anımsatmak istiyoruz. Daha önemlisi toplumun kendi sağlığı için yanlış yönlendirmelere karşı bir kalkışma başlatmasını istiyoruz.”
Kitabın hem halka, hem sağlık çalışanlarına yönelik hazırlandığı belirtiliyor ama özellikle de tıp fakültesi öğrencilerince okunması arzu ediliyor.
Prof. Dr. Ahmet Aydın kitaptaki yazısında çocuklara yönelik tıbbi saldırıları anlatıyor:
“Şu anda çocukların en fazla yediği; hamburgercilerde verilen yemekler, kola, gazoz ve meyve suları, gofret ve çikolatalar, cipsler, meyveli yoğurt ve meyveli sütler... İngiltere okul kantinlerinde bu gibi yiyeceklerin satılmasını seneler önce yasakladı. Bu gıdaların ortak yönü hızla emilen şekerlere sahip olmaları. Bir uyuşturucu madde gibi çocuklara veriliyor. Çocuklar da bu şekerleri ruhsal ve bedensel çeşitli hastalıklara çeviren makinelere dönüşüyorlar.”
Prof. Dr. Ahmet Özdoğan ise her derde deva bitkisel ilaçlardan söz ediyor:
- Sanki ilaç bitkisel oldu mu bir yan tesiri olmaz. Diyelim ki bir çalışma yaptınız, kekik veya papatya kullandınız. Ama hangi kekiği veya papatyayı kullandınız? O madde ne zaman, nasıl, hangi ortamda yetişti? Bilen yok...
Yararlı bir kitap bu...



Son NATO toplantısında “Üye ülkelerden birine yapılan saldırı diğer NATO ülkelerine de yapılmıştır” maddesi gündeme gelmemiş.
Demek ki diğer ülkeler bu işe bulaşmak istemiyor, fedailiği bizden bekliyor.
Haldun Ertem

CHP Aydın kongresinde asılan Deniz Gezmiş posteri nedeniyle savcılık soruşturma başlatmış.
İyi iş! “Denizlerin asılmasına karşıyız” dedikleri
buymuş demek...
Gülhan Elmas

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)