İki İngiliz gazetesi Suriye politikasını yerden yere vurdu, The Times, 'Atatürk dönemini hatırlasın' dedi.
İngiliz Financial Times gazetesinde yayınlanan ‘Suriye saldırısı Erdoğan’ı ikilemde bırakıyor’ başlıklı habere göre, Türkiye-Suriye arasında yaklaşık 1 haftadır süren çatışmanın sonu görünmüyor. Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar merkezinden bir uzmanın görüşlerinin yer aldığı haberde “Erdoğan Suriye bataklığında giderek daha çok saplanma tehdidiyle karşı karşıya” deniyor.
Tayyip’in, ABD’nin tampon uyarılarını dikkate almadığının altını çizen gazetenin analizi şöyle devam ediyor: “Washington, İslamcıların eline düşmesinden çekindiği için, Suriye’deki isyancılara ağır silahlar gönderilmesine karşı. Bu kaygı, geçen ay Libya’da ve diğer ülkelerde ABD elçiliklerine yapılan saldırılarla daha da arttı”.
Haberde ayrıca, Türkiye’nin isyancılara silah geçişine izin verdiği için eleştirildiği ancak hükümetin bu iddiaları reddettiğine de yer veriliyor.
The Times da uyardı
Financial Times’da Tayyip’in Suriye politikasını yanlış bulan ve bu politikaya yapılan uyarıların yer aldığı haberden sonra bir diğer İngiliz gazetesi The Times da Tayyip’i Suriye konusunda Atatürk’ü hatırlatarak uyardı.
The Times’ta Bilkent Üniversitesi’nden Norman Stone imzalı ‘Türkiye tarihini hatırlasa iyi olur’ başlıklı makalede, gerginleşen Suriye ilişkileri sonrası Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” politikasına dönmesi konusunda uyarılar yapıldı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” sözlerini hatırlatarak başlayan makalede Stone, “Atatürk’ün bu formülü genelde Türkiye’ye yaradı” diyor ve devam ediyor: “Evet, 1973′te Kıbrıs’taki Türk azınlığı korumak için buraya müdahale etti ama bunun dışında yurtdışına yalnızca uluslararası ortaklarla birlikte çıktı. Karmaşasıyla ünlü bir bölgede, bir istikrar ve refah adası oldu.”
Tayyip’i Belediye Başkanlığı ve Başbakanlık döneminde başarılı bulan Norman, “Erdoğan’ın yeni bir misyonu var. Türklerin geri döndüğünü, İslam’ın kapitalizmle ve modern eğitimle bağdaştığını kanıtlamak istiyor” diyor. Norman, Tayyip’in içeride hatırı sayılır başarılar elde ettiğini vurgulasa da “Dış politikada önce İsrail ile kavgaya tutuştu; şimdi de Suriye ile savaşın eşiğine gelindi” diye yazısına devam ediyor.
Amerika’dan fayda yok
Yazı şöyle devam ediyor:
“Kimse bu işe hevesli değil, başbakanın en yakın takipçileri bile. Türkiye yüzünü Batı’ya öyle bir dönmüş durumda ki, medyada Arapça konuşan uzman bulmak bile zor.
“Evet Arapların parasıyla İstanbul’da bir emlâk balonu yaratıldı; bu balon da kuşkusuz Suriyeli isyancılara akıtılan silahlara katkıda bulunuyor. Ancak bunun Türkiye’ye etkileri olumsuz, çünkü Suriyeliler de intikam amacıyla ülkenin güneydoğusundaki Kürt bölgelerinde yapılan ve belki de yakında başka yerlerde yapılacak terör eylemlerini destekliyor.
“Amerikalılardan da fayda yok: Başkanlık seçimleri yüzünden telefonlarını beklemeye almış durumdalar. Barack Obama ne yapsa ters tepebilir; bu yüzden hiçbir şey yapmaması yerinde olur. Bu sebeple Davutoğlu’nun Kuzey Suriye’de uçuşa yasak bölge ilan edilmesi önerileri kibarca reddediliyor. Türkiye ortaklaşa hareket konusunda kendini yapayalnız bulabilir.”
“Yeni bir Kürt cephesi açılması” ile “Türkiye içinde Kürtlerle ve Alevilerle ilişkiler açısından tehlikelere” de değinen Stone yazısını şöyle noktalıyor: “Türkiye bu durumun sorumlusu değil ama bu hükümetin de hatırı sayılır başarılarından gelen ani öz güven başına vurmuş durumda. Irak’taki anlaşmazlıkta gösterilen sağduyu ve tereddüt artık yok. Geri dönmeliler. Kemal Atatürk haklıydı.”
“Yeni bir Kürt cephesi açılması” ile “Türkiye içinde Kürtlerle ve Alevilerle ilişkiler açısından tehlikelere” de değinen Stone yazısını şöyle noktalıyor: “Türkiye bu durumun sorumlusu değil ama bu hükümetin de hatırı sayılır başarılarından gelen ani öz güven başına vurmuş durumda. Irak’taki anlaşmazlıkta gösterilen sağduyu ve tereddüt artık yok. Geri dönmeliler. Kemal Atatürk haklıydı.”
Sözcü
