Sen yoktun da bir eksik mi kaldık!?..


Öleni anma (yadetme), vefadır!..
Hele ki; bu ülke, bu devlet, bu halk, bu günlerini O’na borçluysa…vefa bir asli görevdir.
Ölenin mirasına çöreklenen için ise; bu vefanın adı borçtur…
İnsanlık bunu böyle söyler; din de öyle emreder…
Vefasızlık; hayasızlıktır der atalarımız!.. Kitaplar da öyle yazar.
Anaya vefa…Babaya vefa…Ata’ya vefa!. Vefa; var olmaya şükür; var edene teşekkür adına...
**
Yok!... Yoook!...
Sen, o öldüğü için değil; ölmediğinden korktuğun için gelemedin anmaya..
74 yıldır, böylesi bir vefasızlık… hiç olmamıştı!..
Üstelik “kanun mu var… Anayasal zorunluluk mu!” diye; bir de payladın soranları…
Ama bizler; “bir eksik” kalmadık, sen gelmedin diye… Aksine daha bir çoktuk!..
Senin yokluğunu hiç aramadı gözlerimiz…Yanmadı yüreğimiz yokluğuna..
Bizim yüreğimizi yakan, ona duyulan özlemin yıldan yıla daha bir katlanmışlığı… Büyümüşlüğü…
Gelseydin, görürdün bu özlemin ateşini her bir bireyin gözünde; bakabilseydin gözlerinin içine, içine cesaretle!... Gelmedin… Gözlerdeki yansısından, ışığından korktun!..
Gelseydin; duyardın 74 yıl öncesinden verilmiş olan sözlerin hiç eskimediğini - eksilmediğini!..
Gözyaşları bir yandan O’na duyulan özlemi anlatırken, bir yandan da tazelenmiş kararlılığın azmini yansıtıyordu her göz; her adım; her nefes!.. Ve dilde anlam bulan her ses; ya O’nun adını ya bir ilkesini haykırıyordu!..
O gün tek ateş yanıyordu yüreklerde!.. Bu ateş O’nun yaktığı ateşin ta kendisiydi!..
Tek irade, tek karakter vardı milyonların gönlünde: Özgürlük ve bağımsızlık!...
Milyonlar O’nun sesiyle haykırıyordu: “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir!..” Yanan ateş de işte oydu!
Çok şey kaçırdın o gün!.. Gelmeliydin!!... Gelip görmeliydin!...Ama ölmediğinden korktun!..
İşte o gün; ya “hep anıtkabire giderim” derdin; ya da “Bir daha uğramam Anıtkabire!”.
Yok; yok!... Sultan’a gitmek falan yoktuysa da aklında o gün; oraya gitmemeyi zaten aklına koymuştun..
Korktun!...Ölmediğinden korktun!..29 Ekim’lerin,10 Kasım’larla tekrarlanmasından korktun!
**
Öleni anma, vefadır!.. Borçlu olmanın hatırlanmasıdır!..
Mirasa teşekkürdür…İnançlıysan; bir Fatiha’dır!...
Vefasızlık; hayasızlıktır!..Bunu söyleten de, kitaplara yazdıran da insana mahsus erdemdir…
74 yıldır tekrarlanan erdemin, bu yıl sensiz oluşu halel getirmedi vefaya!...
Milyonlar oradaydı çünkü…
Sensizliği hiç duymadık!.. Sensiz “bir eksik”de kalmadık!.. Seni orda, o gün hiç saydık!..
O gün orda biz; milyonlarcaydık!... Yokluğunu duymadık!..
Yabancı misafirlerimizle duygu birliği içindeydik o gün, önceden gelip gitmiş olsalar da … Ve biz onları vefalı dost saydık duygularını anı defterinde bizlerle paylaştıkları için!.. Onların vefası aratmadı senin yokluğunu… Ama yaraladı. Hayıflandık!.. Vefa borcu onların mıydı !?..
Zaten yakışıksızdır “vefasız” sıfatı!.. “Yapılan iyiliğin değerini bilmez” anlamında ikinci bir sıfatı tarihi kayıtlara geçirtmeye ne gerek vardı!?
Kişi; kendi iradesiyle belirleyemez adını. Ama kendi sıfatını belirlemedeki rolü de su götürmez..
***
Korkma!.. Korkma O’nun ölmemişliğinden…
“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak” derken; korkmamayı, İstiklal Marşı’yla halkına öğreten ve milli marş olarak söyleten de O’ydu;
“Bu ezanlar-ki şahâdetleri dinin temeli / Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli..” diyen de- dedirten de..O!.. O; dine-dindara değil; şeyhlere, müritlere, dervişlere, yobazlara düşmandı!..
İrticaya, istibdada, istilaya düşmandı O!...
Kim gocunur ki O’nun sözlerinden-eserlerinden…ki bir yarası yoksa!?...
***
“Aynası iştir kişinin” demiş atalarımız; “ rütbesi eserindedir” diye de eklemişler.
Anla ki; rütbe makamda değil, ortaya konan eserdedir demektir bunun anlamı... Eser yapmak mı!?.. satmak mı kişinin aynası!?.. O hep yaptı; hiç satmadı!..
O’nunkiler gözler önünde. Ya seninkiler…?
Görüleni takdir eden midir adam; tahkir eden mi!?..
“Göz görmez yürek görür” derdi ninem… ve eklerdi… “Görmek istemezse adam; ha yüzünü dönmüş ha ..tünü!”
Riyadan mı sayalım; yok mu sayalım; O’nu takdir eden tarihe düşülmüş bunca notları!?...
Tarihin yok saydığını; hiçbir güç var sayamaz. Var saydığını da hiçbir güç silemez!.
Hele, üç-beş yıl sonra tarihin şimdiden unutulmaya mahkum ettiklerinin gücü, bu kayıtları silmeye hiç yetmez!.. Tarih affetmez!.. Olmayanı yok sayar!.. Biz de o gün yok saydık seni!..

Mazerete kuyruk mudur bilinmez… soranlara “Anayasal zorunluluk mu?” diye cevaplamaktasın….
Vefa borcunun yükümlülüğünü yazmaz ki anayasalar..
İcrai işlem de yapılmaz hakkınızda, ödenmemiş vefa borcunuz için!..Korkmayın!..
Tarih altını çizerek not eder sadece…” Mirasını devraldığına vefadan borçlu”
Hem sen demez miydin “her nefis ölümü tadacak!”
Bakalım hak vaki olunca; 74 değil de, 14 yıl sonra mesela; vefa dan tek borçlun çıkacak mı!..
*
Dileyene Ek:
Sözün devamı, Sayın Yılmaz Özdil ustaya teslim.. Biz de ondan aktaralım, satır satır:
*“Bu ülkenin ışığı... Atatürk’ün yüceliğini yansıtıyor.”
Gabon Cumhurbaşkanı
...
“Her zaman ileri görüşlü. Bilge, laik, devrimin babası.”
Benin Cumhurbaşkanı

“Modern Türkiye’nin yaratıcısı...Hayranlıklarımı sunarım.”
Ekvador Devlet Başkanı

“Lider, vizyoner, büyük Atatürk. Hatıran önünde saygıyla eğiliyoruz.”
Kolombiya Cumhurbaşkanı

“Arnavutluk milleti... Mustafa Kemal’e minnettardır.”
Arnavutluk Cumhurbaşkanı

“Yüce devlet adamı... Milletim adına saygı sunarım.”
Brezilya Devlet Başkanı

“Dünyaya ilham kaynağı... Onurla, şerefle anıyorum.”
Zanzibar Cumhurbaşkanı

“Bu ulusun kahraman Ata’sı...Allah ruhunu kutsasın.”
Malezya Başbakanı

“Asil ruh... Seni ziyaret onurdur.”
Nijerya Cumhurbaşkanı

“Sonsuza kadar yaşa.”
Çin Başbakanı

“Vizyonu, kararlılığı, cesareti ve demokrasi mirasıyla dünyaya  ilham
vermeye devam eden Atatürk’e saygılarımı sunmak benim için onurdur.”
ABD Başkanı

“Aziz hatıran... Halkımın kalbinde daima yaşayacak.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı

“Modern tarihin büyük şahsiyeti...Saygılarımı sunmak onurdur.”
İngiltere Kraliçesi

“Tarihin akışını değiştirdi. Yeni bir tarih yarattı.”
İsrail Devlet Başkanı.

“Yurtta barış, dünyada barış... Kendi sözlerim gibi söylüyorum.”
Papa
Veeeee...
“Bu ülkeye yaptığım ziyaret sırasında, hükümetin şahsıma göstermiş olduğu sıcak ve içten konukseverlik için teşekkür ederim. Yapmış olduğum ziyaret, beni ziyadesiyle memnun etmiştir.”
Brunei Sultanı

Girin internete bakın.
Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e, yerkürede... Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalarken, Mustafa Kemal’den tek kelime bile bahsetmeyip, AKP Hükümeti’ne teşekkür eden, bi tek bu arkadaş var!* (Yılmaz Özdil)

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)