Sağlık ranta mı dönüşüyor?



Tüm Sağlık Der Genel Merkezi, kendi lokal binasında üyelerini 2011 yılında KHK ile yürürlüğe giren Sağlıkta Dönüşüm Programı hakkında bilgilendirdi.

Tüm Sağlık Der Genel Başkanı Hasan Fehmi Mavi ve İzmir Şube Başkanı Muzaffer Datlı'nın hazır bulunduğu eğitim çalışmasının konuşmacısı, Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi Danışma Kurulu Üyesi Dr. Nebil Gürhanlı idi.

Gürhanlı yaptığı konuşmada, '' Sosyalist Blok'un dağılması sonrası, emperyalist merkezlerde sağlıkta özelleştirme başlatıldı.

Ülkemizde de sağlık hizmetleri devlet eliyle yürütüldü. Emperyalizmin az gelişmiş ülkeleri sömürme amaçlı başlattığı özelleştirme, 1980'li yıllarda kamuoyu oluşturma amaçlı dillendirilmeye, 80'lerin sonlarında kısmen uygulamaya, o yıllardan bu yana hızlı bir şekilde furyaya dönüştü. Şu anda özeleştirilmemiş KİT kalmamıştır. Tümüne yakını da uluslararası şirketlerin eline geçmiştir.

Sağlık hizmetleri 25 milyar dolarlık bir pastadır. Özel sektörün iştahını hep kabartmıştır.

Sağlığın özeleştirilmesi AKP döneminde olmuştur. İMF'ye verilen sözler doğrultusunda düzenlemeler yapılmıştır.

Aile Hekimliği, Tam Gün Yasası, Bireysel Emeklilik Yasası ve hastanelerin birleştirilmesi bu dönemde uygulanmaya başladı.

Devlet, koruyucu sağlık hizmetlerinden elini çekti, piyasaya bıraktı.
Özel sektöre kanserle savaş yaptıramazsınız. Çünkü karlı bir alan değildir. Hastayı kısa sürede kaybedersiniz.

Aile hekimlerini gecenin bir vakti hastaya, hastayı da sağlık merkezine gecenin bir vakti getirtemezsiniz. Bu durum, aile hekimlerinin altından kalkacağı bir yük değil.
Bugün yeni oluşturulan birimlerin tümünün başına Türkiye kelimesi konurken; doktor ve hemşire tanımlamalarında; hemşirelik eğitimi almış, tıp eğitimi almış her '' Türk '' tanımlamasından, '' Türk '' kelimesi çıkartılmıştır. '' Türkiye Hudut ve Sahilleri Genel Müdürlüğü '' diyerek acaba Türkiye'den başka ülkenin sağlık birimi mi oluşturulacak diye, kendime sormadan yapamıyorum. Türkiye'de Türk olmayan hemşire ve doktor çalıştırmanın yolunun açıldığını biliyorum da diğerini anlamak için zamana ihtiyaç var.

KHK'nin yürürlüğe girmesiyle, veremli hasta sayısında çok önemli bir artış olmuştur.
Emeklilik fonları özel şirketlere devredilecektir. Şirketin battığını düşünün! Emekçinin neler yaşayacağını siz tahmin edin.

Tüm bakanlık yetkileri, illerdeki Kamu Hizmetleri Birimi'ne bırakılacak. Bu durumun iş yerlerindeki çalışma barışını nasıl etkileyeceğini tahmin edersiniz.
Sağlık çalışanları, Devlet Memuru olmaktan çıkartılarak kurum çalışanına dönüşecektir. Amir sevmediği ve istemediği kişinin işine kolayca son verebilecektir.
Hastaneler birleştirilerek, döner sermayeden doktorların alacağı pay düşeceğinden, doktorlar birbirlerine düşecektir.

Performans ve verimlilikten anlaşılan, hastaneye en fazla para kazandıran doktor anlaşıldığından; hastalığı tanımlamada gerekli olmayan işlemler, yapılmaması gereken ameliyatlar yapılarak, gözler hastanın cebine dikilecek, daha da önemlisi sağlığıyla oyun oynanacaktır.

Kulağa hoş gelen, hastanelerin A, B, C, D gibi sınıflandırılması aslında bu hastenelerin daha iyi çalışması hedeflendi olarak gösterilse de alt sınıftaki bir hastanenin üst sınıfa çıkması imkansızdır.

SGK her hastaneye sınıfına göre ödeme yapacağından; aynı işlem için farklı ödemeler sonucu, hastana gelirleri de düşeceğinden bir üst sınıfa çıkmak imkansızdır.
Sağlık Serbest Bölgelerinin oluşturulmasıyla, insan sağlığını hiçe sayan, organ alım satımı yapan kasaplar kolayca doktorluk yapabilecektir. Devlet işletmelerden alacağı %5'e insan sağlığını satmış olacaktır.

Yurtdışında geçici sağlık birimleri kurma yetkisiyle, halkın parasıyla ABD ve AB emperyalistleri için savaşanların bakımı ve tedavisi vatandaşımızın cebinden çıkacaktır.

Hiç bir sağlık eğitimi almamış kişi ve tüzel kişiliklere, Gönüllü Sağlık Gözlemcisi adı altında hastanelerde görev verilebilecek, hasta karşılama, hastalara refakat etme, kişisel bakım ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama hizmetleri bu kişi ve kurumlarca verilecektir. Anlayacağınız siz hastanıza refakat edemeyecek bu kişilere yaptırmak zorunda kalacaksınız. Böylece 15.000 yandaşa kadro açılmış olacak.
Hastane açmak için hastane açabilirlik yetkisini, ihale ile alacaksınız. Ya da belgesi olan kişilere ödeme yapmak zorunda kalacaksınız.

Kısaca; hem hastanın cebinden, hem de devletin cebinden çıkan 5-6 kat fazla olmuş olacak. Bunun neresi güzel(!) gelin siz karar verin '' dedi.

Haber ve Fotoğraf : Osman Gazi Oktay
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)