Milletvekiline bunu yapan millete neler yapmaz


Gezi Parkı protestoları İstanbul’dan sonra en yoğun biçimde Ankara’da yaşandı. Öyle ki, Ankara’da Dikmen Mahallesi ile Kuğulu Park ve Kennedy Caddesi eylemlerin merkezi oldu. CHP parti olarak eylemlere katılmazken, bazı milletvekilleri “Taksim” direnişçilerini desteklediler.

Bunlardan en ünlüsü de 15 Haziran’da Kennedy Caddesi’nde gerçekleşti. O gün Taksim Gezi Parkı’na Kuğulu Park’ta yapılan ve yaralanmalara yol açan polis müdahalesini protesto etmek için toplananların, TOMA’larla yolları kesildi. Kalabalığı dağıtmak için polisin Kennedy Caddesi’ne girmek istemesi üzerine CHP’li milletvekilleri TOMA’ların önüne oturarak ve zaman zaman da göstericilere karşı şiddet kullanılmaması konusunda polislerle görüşerek, gençlere müdahale edilmesini engelledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TOMA’ların önüne oturan milletvekillerini sert bir dille eleştirdi. Bunun üzerine, her zaman olduğu gibi Ankara Emniyet Müdürlüğü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, CHP’li vekiller ile Hakimler Savcılar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.

VEKİLE BUNU YAPAN MİLLETE NELER YAPAR

Savcılığa yazı, olayın oluşundan tam 39 gün sonra gönderilen suç duyurusu yazısında Ö.Faruk Eminağaoğlu ve CHP’li milletvekillerinin Kennedy Caddesi’ni trafiğe kapattığı iddia edildi. Ayrıca eylemcilere destek için atılan sloganlar da suç olarak gösterildi.

Konuyla ilgili olarak görüşünü aldığımız Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Odatv’ye şunları söyledi:

“Toplanma ve gösteri hakkını kullananlara karşı şiddet uygulanmasını, güvenlik güçleri ile konuşup tarafları ikna ederek engellemek her protestonun dayakla, gazla, göz çıkartarak, can alarak bastırılmasını savunan zihniyeti rahatsız etmiş olmalı ki, Başbakan’ın hedef göstermesi ile savcılık harekete geçmiş. Belli ki, Başbakan “tiz defterleri dürüle” buyurmuş. AKP'ye karşı olan herşeyin cezalandırılmasını emreden ve yolu kapattığımızdan söz eden mevzuat hazretleri, başkalarının her istediğinde devlet ve polis destekli protestolarla, Atatürk Bulvarını trafiğe kapatmasına seyirci kalabilmiştir. Ayrıca, muhalefet partilerinin görevinin toplumsal muhalefeti güçlendirmek ve iktidarın yasal yollardan değiştirilmesini sağlamak olduğunu da unutmuştur. Fezleke ile açıkça, ‘Milletvekillerine bunu yapabilen bir iktidar, millete neler yapar ‘ korkusu güçlendirilmeye çalışılıyor.”

“Aslında durum öyle bir çığrından çıktı ki, Silivri’den çıkan kararlara bakınca, sırf gençlerin zarar görmesini önledik diye fezlekeyi geçtik, hakkımızda tutuklama ve müebbet istenmemesi ilginç. O gün bizi dinleyip şiddet kullanmayan, gençlerin canlarını, gözlerini yitirmelerine yol açmayan güvenlik güçlerine ‘niye şiddet uygulamadınız’ diye dava açmamış olmaları da ilginç. Muhtemelen polisi kışkırtıp, ‘destan yazın koman yiğitlerim’ deseydik herhangi bir soruşturma açılmazdı. Muhtemelen o gün, o caddede gençler ölseydi ‘meşru müdafaa’ denir konu baştan kapatılırdı.”

“Muhaliflere açılan tüm davalarda olduğu gibi bu fezlekenin de savcısı belli ki Başbakan. O halde biz de kuşkusuz, zulme karşı duranların savunmanı olmaya devam edeceğiz. Çünkü, neredeyse AKP’ye oy vermeyen herkesin terörist ve müebbetlik cezayı hakeden lanetliler olarak ilan edildiği bir ülkedeki zulüm makinesinin işleyişine “karşı sürtünme” yaratmadan engel olunamaz. Demokrasiyi demokratik haklarına sahip çıkan halktan ve temsilcilerinden başka da kimse koruyamaz.”

Odatv
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)