Paketlerin arkası kesilmiyor. Meğer demokrasinin ne denli uzağındaymışız ki bunca pakete rağmen, ne demokratikleşebildik ne demokrat olabildik.
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller, seçmeli derslerle haftada 10 saati bulan dini eğitimle yetiştiriliyormuş da biz bilmiyormuşuz.
Diyanet personelini Milli Eğitim Bakanlığına naklederek, okullardaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerini idareci yapıp, konuları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi içinde olmasına rağmen; Hazreti Muhammed’in Hayatı, Temel Dini Bilgiler ve Kuran-ı Kerim gibi seçmeli derslerle daha fazla bu ders öğretmeni alınmasını sağlayarak, üretici ve yaratıcı bireyler yetiştiriliyormuş.
Server Tanilli eğitimi, ‘’Bilgi amaç değil, üreticilik ve yaratıcılıkta araçtır ‘’ diyerek tanımlar.
Dini eğitimle insanın, yaşam savaşında doğayı yenebilir ve değiştirebilir güce ulaştırılabileceğini düşünenler olmalı ki alınan kararlarla gün geçtikce medrese eğitimine yaklaşılıyor.
Birinci sınıfa giden öğrencilere cin ve peri masaları anlatan, demokrasinin sadece seçim olmadığını söyleyen, öğrenciyi vatan haini ilan eden öğretmenlerle, ön yargılara ve doğmalara teslim olmayan ve bilimsel düşünen öğrenciler ne de güzel yetişir.
Kız çocuklarımız, daha 7 yaşındayken çarşafa sokulsun, eğitim öğretim sarıklı ve çarşaflı öğretmenlerle verilsin ki, çağdaş Türkiye hedefine en kısa sürede ulaşılsın.
Dünyada eğitim ulusal olarak kabul edilirken, biz değişik dil ve lehçelerle eğitim vererek birlik, bütünlük ve kardeşlik duygularını perçinleyelim.
Laiklik de neymiş! insanları dini kurallara göre yaşamaya zorlayalım ki günah işlemesin.
Okullarımızda, Andımız’ı okutmayarak, Alfabe’ye q, w, x harflerini ekleyerek, eğitim dili, istenilen dil, hatta; emperyal güçlerin dili olarak belirlenmeli.
Çünkü emperyalistler, insan haklarının, demokrasi ve özgürlüklerin koruyucusu oldukları için, hükümetleri demokrasi paketleri sunmaya zorlamaktadırlar.
Ne kadar emperyalizmin kucağına oturur, çizdiği doğrultuda yol alırsak; o kadar bağımsızlıkçı, aydınlanmacı ve halkçı eğitim veririz.
Hala bunu anlayamayan, dinazorlukta direten devrimciler var. Üzerlerine Akrep, Toma sürerek, 1 yıllık biber gazı stoğunu püskürterek, eli sopalı canileri salıp birer birer katlederek yıldırılamıyorlar.
Siz de ne kadar demokrasi ve demokratikleşmeye karşısınız be kardeşim. Daha yeni başladık, Bağımsız ve Demokratik Türkiye için mücadeleye devam.
Osman Gazi Oktay
Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi Başkanı