Böyle bakan olur mu, yuh olsun!


Herif koskoca bakan oldu, onu adam yerine koyup hükümette görev verdiler. Başbakanı olan zıpır kendisine her zaman saygı duydu, elinden tuttu, aynı fikirlerin etrafında koşturup durdular.
Sonra günün birinde bir yanlış yaptığı ortaya çıktı. Neydi o yanlış?
Bakan Bey’in sorumluluğu altında bazı sivil toplum kuruluşları vardı.
Hükümet bu kuruluşlara yardım veriyordu.
Bu sivil toplum kuruluşlarından birinin başkanı kuralları çiğnedi ve yurtdışı gezilere çıktığında uçakların “First class” bölümleri için bilet kestirdi.
15 ayda çıktığı dokuz dış gezide toplam 360 bin Törkiş lira harcadığı belirlendi.
Bu durum ortaya çıkınca Bakan Bey önce inkar etti, “O kurumun kurallarını bilmiyordum” dedi.
Ancak iş büyüdü ve kendisine dediler ki “Sayın Bakan siz ayakta mı uyuyorsunuz, yoksa yalan mı söylüyorsunuz. İmzaladığınız yazının arka sayfasında o kurallar var. Demek ki imza attığınız belgeleri dikkatli okumuyorsunuz…”
Bakan Bey o sırada İsrail’de idi. Lüks harcamalarla ilgili son durum kendisine bildirildi. Evet, imzası vardı…
Ve Bakan Bey gezisini yarıda kesip ülkesine döndü.
“Kendi onayladığım kuralları fark etmemiş olmam büyük bir hatadır. Sorumluluk bana aittir” dedi.
Bakan Bey görevinden istifa etti.”
* * * * * *
Kendisine açık mektubumdur. Bu olanlara asabım çok bozulduğu için kendisine ister istemez hakaret etmek zorunda kalacağım. İsterse beni -aynen bizimkiler gibi- mahkemeye verip tazminat davası açabilir. Ya da savcılığa suç duyurusunda bulunup hakkımda ceza davası açılmasını isteyebilir:
“Ulan Sayın Danimarka
Kalkınma Bakanı Christian Friis Bach, ulan hıyar!..
Sen manyak mısın kardeşim, geri zekalı mısın? Ülkemde olay büyüdü diye insan bu kadarcık şey için görevinden istifa eder mi? Eğer sizin oralarda varsa, kırmızı plakayı falan bırakır mı?
Okumadan imzalamış ve hatanı kabul etmişsin!..
Ulan bizde ne rezillikler oluyor da, birinin bile olsun aklına istifa etmek gelmiyor.
Avanta, yandaş zengin etme, yolsuzluk, din ticareti,
Müslümanlık sömürüsü, yalan dolan, hepsi gırla gidiyor. Sana ve senin istifanı kabul eden o hıyar başbakanına ne diyeyim şimdi ben!
Rakam 360 bin lira imiş.
Parayı sen mi yedin? Yemedin. Gargaraya gelip hata yapmışsın.
Ulan bizde yandaşlara yüzlerce trilyon hortumlanıyor, hangisi
istifa ediyor, a benim aptal
kardeşim!
Muhterem Christian, Türkiye’de bu işin mektebi var. Gel de yüzsüzlüğü, yalancılığı, pişkinliği, namussuzluğu sana öğretsinler. Anladığım kadarıyla sen daha çok toysun. Madem
siyasete girdin, bunları biraz öğrenmen gerek.
Yüzsüz olacaksın, yalan
söyleyeceksin, her şeyi inkar edeceksin. İşine gelmiyorsa
suskun kalacaksın. Her gün
ekranlara çıkıp propaganda
yapacaksın, insanları
yalanlarınla kandıracaksın.
Sen gel bizim buralara da, sana biraz siyaset öğretsinler. Her lafın başında “Allah” diyeceksin, “Hazreti İsa böyle buyurmuştu” diye nutuk atacaksın, kilise avlularında siyaset yapacaksın, emrine verilen örtülü ödenek paralarını har vurup harman savuracaksın.
Ulan Sayın Bakan Christian, bence sen ve senin gibiler adam olmaz. Bu korkaklık niye? İşte o yüzden senin ülken Danimarka yerlerde sürünüyor. Yahu insan bu kadarcık şey için bakanlık koltuğunu bırakır mı yavrum, keriz misin sen?
İstifa etmişsin, kusura bakma ama iyi halt etmişsin. Yazık sana be, yuh olsun senin gibi hemencecik istifa ediverenlere! Saygılarımla!”


Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)