Dershanelerde kayıkçı kavgası!


Sevgili okuyucularım, Tayyip’le Fethullah ekibi arasında patlayan dershane kavgasını herhalde izliyorsunuz.
Konuya girmeden önce bir gerçeği yeniden anımsatayım.
Türkiye’yi yöneten üç kişi var.
- Ankara ve İstanbul’dan Tayyip. (Devlet, hükümet falan fasa fiso.)
- ABD’den Fethullah.
- İmralı’dan Apo.
İlki, tam bir diktatör. Her konuda karar veren, her şeyin kendisine ait olduğunu zanneden çok bilmiş şahıs. “Genelkurmay Başkanım, Valim, Bakanım, Milletim!..” İsmini bir türlü koyamadığı, kullanamadığı milleti!.. Herkesi emri altında zanneden bir kendini beğenmiş.
İkincisi ise, Türkiye’yi elindeki korkunç, inanılmaz para gücüyle Amerika’dan yönetiyor. Dershanelerin çoğu onun ve ekibinin hem gelir kaynağı, hem de öğrenci tavlama ve devşirme aracı.
Üçüncüsü Apo!.. Onu anlatmaya gerek yok. Şimdi Tayyip’in can simidi.
* * *
Dershane kavgası birinci ile ikinci arasında sürüp gidiyor. Tayyip dershaneleri kapatmaya niyetlenirken, Fethullah ve ekibi avaz avaz bağırıp karşı çıkıyor.
Her ikisinin de elinde inanılmaz bir medya gücü var. Şimdi birbirlerine veryansın ediyorlar.
Fethullah ve ekibi yıllar boyu Tayyip’i destekledi, AKP’ye oy verdi, iktidardan desteğini bir gün olsun esirgemedi.
Şu anda göstermelik bir kavganın içindeler.
Bunun adına halk dilinde kayıkçı kavgası denir. Eskiden Haliç’te karşıkıyıya yolcu taşıyan kayıkçılar müşteri kapmak için kapışırdı. Ancak bu kavga uzun sürmezdi çünkü kayıkların devrilme tehlikesi vardı! Başlar ve hemen biterdi.
Şimdi Tayyip’le Fethullah arasında süregelen kavga, işte bu kayıkçı kavgasıdır ve kısa süre sonra bitmeye mahkumdur… Çünkü iki tarafın da çıkarları bunu gerektirmektedir.
* * *
Tayyip önümüzdeki yerel seçimler yaklaşırken, kendi oy deposu olan Fethullah ekibini karşısına almaktankorkar. O kadar yürekli değildir.
Yukarıda Türkiye’yi yöneten üç kişiden söz ettim.
Apo’nun da dershaneler konusunda mutlaka bir fikri vardır! Onun görüşlerini net olarak bilmeden sorun çözülemez!
Ben şimdi Tayyip’in yerinde olsam İmralı’ya yeni bir heyet gönderip Apo’nun bu konuda ne düşündüğünü, vereceği tavsiyelerin ne olacağını mutlaka öğrenirim!
İlle de Kürtçülük, bölücülük falan olacak değil ya, Apo’nun dershanelerle ilgili düşünceleri de mutlaka alınmalıdır!
* * *
Sevgili okuyucularım, hiç kimse kusura bakmasın ama bu dershane olayı benim naçiz görüşüme göre iki ucu boklu değnek durumuna düşürülmüştür.
Tayyip diyor ki “Dershaneler büyük kentlerdeki zengin çocuklarınahizmet veriyor.”
Oysa hiç ilgisi yok. Dershanelere Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca öğrenci devam ediyor…
Çünkü eğitim sistemi baştan aşağı bozuk. Kendi okulunda yeterli eğitimi alamayan öğrenci ister istemez dershaneye gidiyor.
Türkiye’nin dört bir yanında görmüşsünüzdür, en küçük ilçelerde bile kendi çapında dershaneler var.
Hele büyük kentlerde her yer dershane.
Yüz binlerce öğrenci, onların aileleri, binlerce dershane…
Buralarda çalışan binlerce öğretmen, çaycı, kantinci, temizlikçi vesaire… Trilyonların döndüğü bir acayip sektör.
* * *
Fethullah ekibi bu konuda en baştan beri uyanık davrandı, her yerde dershaneler, okullar, kurslar açıp sektörü ele geçirdi. İki amaçları vardı:
İlki, bu yolla büyük paralar kazanmak.
İkincisi, öğrencileri devşirip kendi bünyelerine katmak…
Ve büyük ölçüde başardılar.
Tayyip, kendisine en baştan beri destek veren Fethullah ekibine bir yerde “Dur” demek zorunda kaldı…
Çünkü Fethullah ekibi aynı zamanda devleti de ele geçirmişti. Özellikle polis ve yargı büyük
ölçüde onların eline düşmüştü.
Devlet içinde yeni bir devlet oluştuğunu, kendi adamlarının tasfiye edildiğini, gücün ve devlet kadrolarının Fethullah ekibinin eline geçtiğini gören Tayyip sonunda “Hop dedik” demek zorunda kaldı…
* * *
Adına cemaat denilen ekip devlette egemen olmaya, Tayyip’in kadrolarını takmamaya, üstelik iktidarı eleştirmeye başlamıştı.
Ulan ne oluyordu, yoksa yeni, üstelik de dincilik kozunu bunların elinden alacak bir muhalefet mi doğuyordu?
Bu işin temeli, bilinmeyen nedenleri araştırıldı ve şu sonuca varıldı:
Fethullah ekibinin ilk aşama ve en önemli örgütlenmesi dershaneler aracılığı ile olmaktadır…
Ve Tayyip ekibi değirmenin suyunu kesmek için girişimde bulundu, dershanelerin kapatılması kararı aldı.
Hadise budur.
Ancak yukarıda yazdıklarımda ısrarlıyım. Bu olay göstermelik bir kayıkçı kavgasıdır ve siyasi çıkarları aynı doğrultuda olan her iki tarafın en kısa zamanda uzlaşmaya varmasıyla
sonuçlanacaktır.
Eğitim sisteminin zavallılığı da sürüp gidecektir.
* * *
İşin ilginç yanı, dershaneler eskiden sadece lise öğrencilerine üniversite sınavları için vardı. Sonra alan büyüdükçe büyüdü, ilköğretim okullarına kadar indi. Dahası, yüz binlerce insanımız devlet memuru olmak istiyor, dershanelerde KPSS kurslarına gidiyor.
Genç adam tıp fakültesi bitirip doktor olmuş, TUS (Tıpta uzmanlık sınavı) için dershanelerde dirsek çürütüyor.
Eğitim bitmiş, eğitim sistemi çökmüş, eğitimde tek ölçü çocukların örtünmesine, kız erkek ayrılığına indirgenmiş ve şimdi bütün tasaları dershaneler!.. Doğruları ve yanlışlarıyla milyonlarca insanın yararlandığı, ekmek parası kazandığı o zinciri kırmak kolay değildir.
O zaman Tayyip’e vesaireye sorarlar “11 yıldır aklın neredeydi” diye.
Kimse merak etmesin, dershane sistemi aynen devam eder, Fethullah ekibi Tayyip’ten bir miktar ödün koparıp sistemi aynen çalıştırmayı sürdürür.
Kayıkçı kavgası pek yakında biter!
* * *

Emin Çölaşan’ın notu: Bugün üçüncü kez yazıyorum. Kürtçü Şırnak belediyesi dağdaki teröristlere karavana ile her gün sıcak yemek servisi yapıyor (du). Yemek götüren bir belediye aracı uçuruma yuvarlandı, iki belediye çalışanı ile onlara kılavuzluk yapan iki terörist öldü.
İçişleri Bakanlığı, Şırnak Valisi, Emniyet Müdürü, Şırnak Savcıları ve askerler, herkes suskun. Bu nasıl iştir, bu rezalet için soruşturma açılmış mıdır, ne yapılmıştır?
Soruyorum, duvardan ses var, onlardan yok.
Bu nasıl devlettir, bu nasıl yönetimdir!.. Bir belediye dağdaki teröristleri besliyor, devlet ve hükümet ise ya ayakta uyuyor, ya da Apo korkusundan bu rezilliği örtbas etmeye çalışıyor.
Sormaya devam edeceğim.


Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)