Altan Tan Kimden Özür Dilemeli Acaba?


BDP Milletvekili Altan Tan, Güneydoğu’nun feodaliteye dayalı siyasetinde oradan oraya savrulan polemikçi bir figürdür!.. Ancak siyasetteki keskin virajı, dinsel siyasetten etnik siyasete yönelişiyle sınırlı değil!..
Tan’ın radikal İslamcılıktan, kökeninde “Marksist Leninist” çizgisinin bulunduğu bir siyasal anlayışa nasıl geldiğiyle pek ilgilenmiyorum!.. Herhalde Güneydoğu’nun “melle”lerine gerekli izahı yapmıştır!..
Ancak Tan, medya şovlarıyla da olsa Güneydoğu siyasetinde sivrilmeyi başardı!.. Öyle Sezgin Tanrıkulu gibi “CIA’nın gölgesi” olarak nitelenen Stratfor’un maillerinde değil, Kuzey Irak’ta dolaşması onu öne çıkardı!..
TBMM’deki ilk şovunu milletvekili yeminiyle ilgili yapan Tan, bu konuda racon kesmekten geri durmamış ve şöyle demişti:
“Kemalizme bağlılık olan bu yemin, İslam hukukuna göre yanlış… Anayasal zorunluluk olursa yemin edersem edeceğim, bunun ötesinde de Allah’tan özür talep edeceğim!..”
Altan Tan AKP’lilerin deyişiyle “tıpış tıpış” gidip yemin etti!.. Önceki gün ise İntibak Yasası sırasında Meclis’i karıştırdı... Polemikçi Altan şöyle bağırdı:
“İskipli Atıf Hoca, Kemalist diktatörlüğün katlettiği on binlerce insandan sadece biri!..”
AKP’liler Tan’ı tebrik etti!.. MHP’liler ise “AKP ile BDP’nin işbirlikçileri burada görün” diye bağırdı!..
CHP’li Muharrem İnce ise Tan’a “PKK kontenjanından milletvekili olacaksın, Atatürk’ün Meclisi’nde hakaret edeceksin. Kimsin sen” diye sordu.
Dün Dündür Bugün Bugündür!..
Altan Tan’ın derdi şu; “Devlet, İskipli Atıf’ın itibarını iade etsin hatta özür dilesin!..”
Oysa konu “özür” meselesiyle Altan Tan gibilerin şöyle bir kenarda durması lazım!.. Çünkü geçen yıl yaşamını yitiren Yeniçağ yazarı Behiç Kılıç, Tan’daki müthiş dönüşümü gözler önüne sermişti!..
Kılıç’ın 9 Haziran 2011′de yayımlanan “BDP adayından dün dündür siyaseti” başlıklı köşesinde; Tan’ın 2009′da çıkan “Kürt Sorunu, Ya Tam Kardeşlik Ya Hep Birlikte Kölelik” adlı kitabında yazdıklara dikkat çekmişti!..
Okuyunca siz de Tan’ın; Kürtler, PKK ve hatta BDP’ye özür borcu olduğunu göreceksiniz!.. Bakınız, Tan 3 yıl önce PKK için neler yazmış:
“-Kürtlerin dokusu çoğunlukla, Sünni, Nakşibendi ve Şafiidir. Ancak PKK’nın özellikle Avrupa’daki yönetici kadrolarının önemli bir kesimi Pazarcık, Elbistan, Sivas, Sarız ve Dersim yörelerinden olan Alevi Kürtleridir.
-Hak, hukuk, demokrasi sözlerini dilinden eksik etmeyen PKK’nın yönetim tarzı tam anlamıyla anti demokratik ve totaliter bir lider kültüne dayanmaktadır.
-Bu totaliter yapı içinde söz söyleme ve muhalefet de oldukça tehlikelidir. Nitekim, PKK’nın bizzat kendi kaynakları, örgüt mahkemesi tarafından ölüme mâhkum edilen yüzlerce kişinin varlığını doğrulamaktadır.
-PKK kendi çizgisi dışındaki Kürt aydınlara karşı da oldukça acımasızdır. Bu kişiler kim olursa olsunlar ‘işbirlikçi’ ve ‘hain’dirler.”

Altan Tan, 2009 yılında yapılan bir röportajda ise kendi partisini yerden yere vurmuş:
“-DTP, PKK’nın ipteğindedir. PKK ve statükonun, Kürt meselesi üzerinde militarist ve askeri bir vesayetin kurulmasını istemektedir. DTP’nin ortaya koyduğu politika Türkiye’nin demokratikleşmesine değil, militaristleşmesine hizmet etmektedir.”
Merak ediyorum; Altan Tan da bu çelişkileri karşısında acaba “dün dündür, bugün bugündür” mü diyecek?.. Eğer öyleyse, ha bire Kemalizme saldırmasının manası ne peki?

Mehmet Faraç
Aydınlık

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)