Nasıl mı Geldik Bugünlere?


Polis aracına yapılan bombalı saldırıyı değerlendiren Başbakan; “Hiç kimsenin gücü Türkiye’nin bu ‘kutlu yürüyüşünü’
yavaşlatmaya yetmez, yetmeyecektir” dedi.
Nereden çıktı “kutlu yürüyüş” söylemi?
İster istemez akla acaba RTE; İslam yolunda olduğunu kanıtlamak için “kutlu yürüyüş” ifadesini mi kullanıyor diye bir soru geliyor?
Kimi alanlarda ülkemiz daha dinci, -affedersiniz- yalakaların iktidar ağzıyla söyledikleri gibi muhafazakâr kimliğe kavuştuğu, RTE’nin de İslam yolunda gerekli ve yeterli mesafe aldığına iman ettiği gün…
…kutlu yürüyüş tamamlanacak; yerini “kutsal zaferi” kutlamalarına bırakacak!
***
28 Şubat’tan önce zamanın Genelkurmay Başkanı Karadayı; mollalar devrimi gerçekleştikten hemen sonra Türkiye’ye sığınan İranlı generallere bu sonucu nasıl sezemediklerini sormuş; şu yanıtı almış: “(Mollalar) Böyle bir sonuçla karşılaşmayacağımızı söylüyor. Bize güvence veriyorlardı.”
Bizde de 2002’de RTE; Erbakan’ın ilkeleri doğrultusunda tek başına iktidara gelmeden önce, “Milli Görüş gömleğini çıkardığı, toplumun zinde kesimlerinde tepkiyle karşılanan yaptırımlara asla itibar etmeyeceği” güvencesi verdi…
RTE, 28 Şubat’tan ders çıkardı. Erbakan’ın “Kanlı mı olacak kansız mı” sözüyle özetleyerek aceleye getirdiği rejimsel dönüşüm rüzgârına kapılmadı.
Yavaş yavaş, aceleye getirmeden, yıllar içinde her alandaki rejimsel dönüşümü, örneğin TSK gibi kimi ulusal kurumları ürkütmeden uygulamaya koydu.
Bir zamanlar laik cepheyi savunan medyayı iktidar gücüyle korkutup sindirmekle işe koyuldu. Sonra sıra geldi yargıya, sivil toplum kuruluşlarına, vs…
Kısaca özetlenen bu tablo; Erbakan ile RTE arasındaki, ne ki aynı amaçla birleşen yöntem farklılığını…
…İran’daki molla devrimi ile RTE arasındaki amaca ulaşıncaya dek ayıya dayı diye özetlenebilecek, ama iktidara gelince temel hedeflerdeki engelleri ortadan kaldıracak uygulama ve yöntem benzerliğini açıklıyor.
***
Hemen her gün RTE’nin rejimi kendi dünyasına dönüştüren dayatmalarına tanık oluyoruz.
Ayakta kalmayı başaran laik demokratik cumhuriyet kalelerinin direnmesine karşın RTE; örneğin eğitime uygulamaya hazırlandığı 4+4+4 formülü ile yeni bir adım daha atıyor.
Kızları eve kapayacak, erkek çocuklara kapanan imam liselerine dönüştüreceği 4 yıllık dönemi açmayı öngören uygulamaya hazırlanıyor.
Başka hazırlıkları da gündemde olabilir.
RTE’nin 475 no’lu üyesi olduğu -geçen günlerde Başbakan’ı ziyaret eden- İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (ÖNDER); “okullarda harem selamlık olmasını” içeren öneriyi Meclis’e ilettiği haberleri geliyor.
ÖNDER’in hazırladığı “Karma Eğitim ve Tek Cinsiyetli Eğitim Üzerine Değerlendirmeler” başlıklı raporda; kadın ve erkek arasında “Beyinde Cinsiyetten Kaynaklanan Farklılıklar”… “Karma ve Tek Cinsiyetli Eğitimle İlgili Görüşler” ayrı ayrı konu başlıkları altında irdeleniyor…
Anadolu’daki toplantılarda AKP’li belediyeler çoktaaan haremlik-selamlık uyguluyor.
RTE’nin seçimlerde ve parti yönetiminde kadına geniş kontenjan vermemeye özen gösterdiği biliniyor.
Ailede üç çocuk söylemiyle kadını eve kapanmayı öngörüyor.
4+4+4’ün kız çocuklarını ya evde koca beklemeye, erkek çocuğu imam hatibe zorlayan sistemi uygulamaya koymasına günler kaldı.
Kuran kurslarına gitme yaşındaki kısıtlamaları kaldırdı. Zorunlu din eğitimi giderek yoğunlaşıyor.
Örnekler ortada. Yalaka yandaş hatta çaktırmadan yalakalık yandaşlık yapan sözüm ona şu sıralar hâlâ laikliğin savunucusu olduğunu iddia eden bir kısım medya; RTE’ye laik cumhuriyeti koruyan, kollayan siyaset adamı muamelesi yapıyor.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete derdik bir zamanlar.
Modası geçti bu sözün…
Geride kaldı laiklik alameti. Laiklik karşıtı kıyamete bindik…
… geldik bugünlere!

Cüneyt Arcayürek
Cumhuriyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)