
2 Temmuz 1993'te Sivas'ta Madımak otelinde yakılanların arasında yakın dostlarım vardı. Başta Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Saymanı Eleştirmen Asım Bezirci... O Asım Bezirci ki ben 1981'de hapse girdiğimde; TYS'nin saymanı olarak benim için karınca kararınca o olanaksız sendikadan küçük yardımlar yaptırarak gönlümüzü kazanmıştı. Bugün bile eşim onu gözü yaşararak anar.
Ya Altay Dağları'ndan fırlayıp gelmiş bir şaman gibi görünen Nesimi Çimen? 1987'de çalıştığım Hürriyet'e gelmiş; 'Hüdai can adresini verdi.' dedikten sonra yapacağı sanat gecesi için desteğimi istemişti. Ne sevmiştim kendisini. Ya coşkulu Muhlis Akarsu? En verimli döneminde yakılan dostum... Saygın görüntüsüyle Behçet Aysan... Genç Hasret?...
33 masumdan hangi birisini sayayım ki?
DERİN DARBELERİN DEVAMI
Bugün geriye dönüp baktığımda Sivas'taki Madımak faciasını çok daha net görebiliyorum: Bu olay; 1980 öncesinde Çorum'da; Maraş'ta; Sivas'ta devreye sokulan kışkırtmaların bir devamından başka şey değildi. 80 öncesinde 'Devlet elden gidiyor!' lafı ile milliyetçi kesimden insanlar kandırıldı. 80 sonrasında ise 'Dinimize hakaret ediyorlar!' denilip insanlar yakıldı. Katliamdan önce yayımlanan Müslüman Kamuoyuna başlıklı bildiriler bunu açıkça gösteriyor.
Doğrudur; Madımak katliamında; gözü dönmüş; din adına her cinayeti işleyebilecek çevreler kullanılmıştır. Ama asıl suçlu; bunları kullanan çevrelerdir. O çevreler de kitlesel çatışmalar çıkartıp kamuoyunu korkutarak siyaseti yönlendirmek isteyen derin devlettir. İşin içinde CIA'nın Türkiye temsilcileri; askerin darbeci kolu; polisin darbeci kanadı ve kirli siyasetçiler vardır. Olaylar sırasında Doğru Yol ve SHP ittifakının (Çiller hükümeti) ihanet biçimindeki tutumu da bu derin yönlendirmenin eseridir.
Sivas'taki etkinliği düzenleyen Pir Sultan Abdal Derneği yönetimi beni de davet etmiş olmasına karşın; toplantıya gitmemiştim. Çünkü; lanetlik bir planın devreye sokulabileceğini hissediyordum.
Evet; Sivas'ta Refah Partili taban ile gerici tarikatlerin saldırgan kesimleri (Başta Hizbullah) kullanılmıştır ama; bir derin el; bunları toplamış; Madımak önüne yığmıştır.
Derin devletle ve darbecilerle mücadele ettiğini söyleyen AKP iktidarları; işte bu büyük operasyonu bir türlü gündeme getirmiyor.
Sadece bu mu? 80 öncesi olayları açıkça yönlendiren CIA emrindeki Özel Harp Dairesi sorgulanmıyor da iş getirilip MHP'yi kötülemekle sınırlandırılıyor.
Yani o cinayetler; iktidarlar tarafından bugün bile siyaseti dizayn etmek için kullanılıyor.
BAŞBAĞLAR MADIMAK'IN DEVAMI
1990'ların başında çatışma ve katliamla kamuoyunu kandırıp yönlendirme yolu devrede idi. Sivas'ta Aleviler yakılırken hemen sonrasında; koyu Sünni PKK terör örgütü, bir Sünni Türk köyünü basıyor. Erzincan'ın Kemaliye İlçesindeki Başbağlar Köyü... Burada; 5 Temmuz'da hiçbir şeyden haberi olmayan 33 insan katlediliyor. Böylece; 'Sivas'ın intikamını PKK aldı!' havası yaratılmak isteniyor.
Bugün; ta 51 yıl önceki 27 Mayıs ihtilalini bile inceleyen AKP ağırlıklı TBMM; ne yazık ki 19 sene önceki Başbağlar katliamını da görmezden geliyor. Ve bunca PKK operasyonu yapılıp yüzlerce militan yakalanmasına karşın; kimse onlara Başbağlar katliamını sormuyor.
İkide bir 1980 öncesi katliamları sorgulayanların; daha yakındaki bu iki katliamı olmamış gibi görmezden gelmesi nedendir?
ACILARIMIZ ORTAKTIR
Bugün Sivas'ta özellikle Alevi ağırlıklı örgütler toplanarak o insanlık tarihinin kara ve karanlık cinayetlerini kınayacaklar. Benim onlardan ricam şudur: Kararlı ama dengeli davranılsın, konuşulsun. Bu anmalara dışarıdan bakanlar; 'Sivas kullanılarak Alevilere nefret duygusu aşılanıyor!' biçiminde düşünmesinler. Bu toplum; eskiden beri mazlumdur; zalimlerin dilini kullanmaz.
İkinci beklentim ise; Aleviler sadece Sivas Madımak faciasını değil Başbağlar faciasını da aynı duyarlılıkla kınamalılar. Alevilere yakışan; Başbağlar'daki masumların hukukunu da savunmak değil midir? Mazlum ideolojisi bunu gerektirmez mi?
Bu topraklarda er geç Alevi-Sünni, Türk-Kürt kardeşliğini kuracağız; farklı kültür ve dinden yurttaşlarımızla bir arada dostça yaşayacağız. Darbecilerin, gericilerin, bölücülerin inadına...