Eşek, semer ve Ricciardone!
Cumartesi, Ağustos 18, 2012
Önceki gün, buluştuğu bazı Türk gazetecilerine aynen şu sözü ediyor:
- “İran’ın gönderdiği silahları PKK ile Esad bölüşüyor!”
Güler misiniz, ağlar mısınız!
Görüyorsunuz adam sadece devletimizle değil, 75 milyon Türk ile dalga geçip alay ediyor.
Nasıl mı?
Yahu, ABD değil midir PKK’nın yan örgütü olan PEJAK’ı İran’a karşı açıktan destekleyen ve bunu gizlemeyen?
ABD değil midir, PKK’ya işgal ettiği Kuzey Irak’ın Kandil Dağı’nda devasa bir karargah bahşeden?
ABD değil midir, kendisi binlerce kilometre ötelerden gelip terör ambalajı ile Irak ile Afganistan’ı işgal edip vururken, Türk Ordusu’nun PKK ile mücadele bağlamında K.Irak’a yapmak istediği kara harekatına hayır deyip sürekli engel olan?.
ABD değil midir, Irak’tan çekilirken tonlarca C-4 mühimmatı kayboldu diyerek PKK’ya teslim eden?
ABD değil midir, PKK’yı onlarca yıl Türkiye’ye her dediğini yaptırmak ve BOP projesi bağlamında kullanmak için el altından besleyen?
İşte bu Amerika’nın sefiri şimdi hiç utanmadan PKK’ya silahlar İran’dan diyor iyi mi!
Amacım İran’ı savunmak değil, bu kurnaz İtalyan kırması Amerikalı’nın riyakarlığını ortaya koymaktır!
Gayesi malum, İran’a karşı Türk halkını kışkırtmak ve o yönde kamuoyunun oluşması için start vermek!
Ne hazindir ki, Ricciardone’nin bu hezeyanına karşı, ne ABD Büyükelçiliğine çağrılan gazeteciler, ne ertesi gün gazetelerde yazı yazarları ne de Türkiye’nin TBMM’deki siyasi kadroları yukarıda sorduğumuz sorulardan bir tanesini bile ona sorma cesaretini gösteremedi!
Bu tablo, Türkiye’nin fiilen manda idaresinde olduğunun teyidi değil mi?
Bir Büyükelçinin genel vali pozlarıyla dalga geçercesine çektiği ayara bakar mısınız?
Ne güzel söylemiş ecdad:
-”Sen eşşek olursan, semer vura çok olur!”
Geçen gün de yazdım, bu Ricciardone’yi Türk halkına cici göstermek için ramazanımızı, orucumuzu ve iftarımızı bil kullandırmak için elinde kepçe ile pilav dağıttırmadık mı?
***
Tayyip Erdoğan’ı ne yıkar, ne yıkamaz?
1) Tayyip Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu-Bahçeli ikilisi asla ve kat’a yıkamaz. Tersine onların varlıkları Erdoğan’ın kalması için en büyük teminattır!
2) Türk Silahlı Kuvvetleri Tayyip Erdoğan için artık engel değil değnektir!
3) Büyük medya bundan sonra AKP’de gedik bile açamaz!
4) F Tipi örgütle, Abdullah Gül güç birliği yapıp bayrak açarsa Eedoğan biraz sendeler lakin yıkılmaz!
5) Gelinen bu noktada Tayyip Erdoğan’ı iç dinamikler değil sadece dış dinamikler yıkabilir. O dış dinamik ise ABD’yi de yöneten emperyalist siyonist küresel güç ya da iradedir!
6) Siyonist emperyalist irade isterse Tayyip Erdoğan’ı sıcak para operasyonu ile ekonomik kriz çıkartıp bir anda çökertir ve deliğe süpürür.
7) Tayyip Erdoğan bunu bildiği için onlar bir isterse, iki adım atıyor.
8) Bir başka olgu Suriye hadisesi Tayyip Erdoğan’ın sonunu getirebilir zira Erdoğan dehşet bir bataklığa düşmüş ya da düşürülmüştür.
9) Füze kalkanının Malatya-Kürecik’e kurulması Erdoğan için aynı şekilde büyük bir kumardır ve mutlaka siyasi yansıması ya da faturası olacaktır zira karşı cephede İran ile Rusya gibi devler vardır. ABD ya da İsrail’in İran’ı vurması durumunda Füze kalkanı tesisi Türkiye’yi savaşa çeker!
10) PKK’nın psikolojik sınırı aşması ve kendini her şeye muktedir görmesi Tayyip Erdoğan için bir başka risktir.
11) K.Irak ve Barzani’ye verilen açık destek ile Büyük Kürdistan’ın inşası da siyaseten fatura getirecektir.
***
Bakın Abdullah Gül’ün Norşin’in de ne oldu?
Önceki gece…
Bitlis’in Güroymak İlçesi!
PKK Hükümet Konağı’na roket ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenliyor.
Güvenlik güçleri bırakın saldırganları yakalamayı, kendi güvenliklerini bile korumaktan aciz halde bütün geceyi elleri tetikte süperde geçiriyor!
Peki bu Güroymak size bir şey çağrıştırmadı mı?
Hani Abdullah Gül’ün Güroymak yerine Norşin desek ne olur dediği vatan toprağı!
İşte cevap Abdullah bey: Norşin diyerek tükenen PKK’ya psikolojik destek verip ayağa kaldırırsan olacağı bu olur yani Hükümet Konağı’na roket atarlar!
Hükümet Konağı’na saldırı, açıktan başkaldırı ya da isyandır beyler!
Ve heyhat bu duruma getirilen sadece Güroymak değil, bütün Güneydoğumuzdur!
Objektif tarih Norşin deyip ayrışma ateşini yakanları kesin mahkum edecek de, pozitif hukuk ile ahlak ne yapar onu bekleyip göreceğiz!
***
Davutoğlu Kabe’de başını kestirdikleri Müslümanları hatırladı mı?
Yenişafak’tan Yasin Atay, Cumhurbaşkanı Gül ile Suudi Arabistan’da olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Kabe’deki tavafını yazdı!
Çok merak ediyorum, Ahmet Davutoğlu tavaf ederken, Suriye’de Özgür Suriye Ordusu isimli katiller çetesi aracılığı ile başlarını kestirdikleri Müslümanlar ile hicranları gözünün önüne geldi mi acaba?
Demokrasi getireceğiz yutturmacasıyla haçlı ile kolkola girerek kutsal Şam beldesini tarumar edip, 20 küsür bin Müslümanın kanına girmeyi değil bu tavaf hiçbir şey karşılayamaz!
Şu ironiye bakar mısınız?
Bir yanda İslam’a düşmanlıkları Kuran’da tescilli olanlarla kolkola girip onlar adına savaşta olacaksınız ama öbür tarafta Müslüman’ın Kabe’sinde ellerinizi semaya açacaksınız!
Yok arkadaş, yaradan bu riyarkarlığı affetmez!
: http://www.borsarti.com/sabahattin-onkibar-esek-semer-ve-ricciardone.html#ixzz23tjiINCj