Sanki bir yerlerden emir alıyorlar da olay çıkarıyorlar. Ayıptır, adamların günahına girmeyin...
Son olay ortada “Zafer Bayramı” nedeniyle il ve ilçelerdeki Atatürk ve bağımsızlık anıtlarına siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının çelenk koyup, saygı duruşunda bulunmaları yasaklanmış...
* * *
Adamların bunda günahları ne?
Resmi yöneticiler herhalde bir keramet görmüşler ki bu yasağı koymuşlar.
Vay efendim maksat başkaymış...
Neymiş?
Sanki Rize’den Samsun’a, Eskişehir’den Adana’ya, İzmit’ten Bursa’ya, Mersin’e anıtlara çelenk koymayı yasaklayan bir örgüt var...
* * *
Yoo, ne hikmetse, yöneticiler, ellerindeki yönetmeliklere göre davranırlar, kara kaplı ne diyorsa, o yapılır.
Ama gel de bunu anlat!
“Biz Atatürkçüyüz” diyen geliyor.
Ne var?
Başkomutan Atatürk’ün ordusunun “Zafer Bayramı” kutlanıyor, hem bakalım sordunuz mu zaferi kazananların torunları sizin bu kutlamalarınızdan memnun mu?
Onun için abes işlerle uğraşmayın...
* * *
Diyarbakır’daki belediye başkanlarının hiçbiri “Zafer Bayramı” törenine katılmayı bile düşünmemişler ki, yoklar.
Adamlar Suriye diktatörü Esad’ın devrilmesini beklerken bir de çelenk işiyle mi uğraşacaklar?
Şimdi kalkıp, bütün bunların belirli bir mihraktan tezgahlandığını söyleyebilir misiniz?
Asla!
* * *
Size kalsa, neredeyse, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın şehit cenazesinde Chopin’in cenaze marşını susturup “tekbir” getirilmesini istemesinden de bir maksat arayacaksınız.
Muhafız alayının geri çekilmesine bile kulp takacaksınız.
* * *
Önümüzdeki günlerde Anıtkabir’deki görevli askerler alınırsa ne olur?
Vazgeçin bunlardan!
* * *
Geçen gün bir muhtıra lafı ortaya atıldı, Bülent Arınç muhtırayı anlatıncaya kadar akla karayı seçti!
Bu muhtıra sizin sandığınız muhtıra değildir ki!
Eğer vazgeçmedilerse bir zamanlar askerlerin ceplerinin hepsinde küçük muhtıralar vardı, yazarlardı.
Onun için siz, siz olun, bu laflara hiç kanmayın!
Akan su yatağını bulur.
Hele derenin adı demokrasiyse...