Tükeniş!..


İç siyaset:

Karamsarlığı yırtacak en ufak işaret yok.

Demokrasilerde çare tükenmeyeceği kuralının işlemediği yegâne ülke Türkiye!

İktidar, partiler arası yakınlaşmaya

önayak olacak yerde, ana muhalefeti suçlamaya devam ediyor.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP’yi, PKK ile kucaklaşan BDP gibi bir parti gösteren demeçler veriyor.

Başbakan ise aynı kulvarda koşanların öncüsü. Ana muhalefetin PKK’nin siyasal ayağı BDP ile aynı düzeyde olduğunu söylüyor.

Muhalefetin küçüğü büyüğü AKP iktidarının, ülkeyi PKK teröründen arındıracak ne güce ne de akla sahip olduğunda ittifak ediyor. Ama ne çare; Meclis’te mutlak çoğunluğu elinde tutan RTE hükümetini parlamentoda düşürecek sayısal güçleri yok!

Siyasetteki yerleşik kısırdöngü içinde bu ülkenin insanları hemen her gün can evinden vuruluyor.

Dün sabah Beytüşşebap’ta 10 şehit haberi ile uyanıyor.

***

Siyasetten medyaya değin her alanda ülkenin bütünlüğüne ihanet; demokratik söz, yazım, düşünce özgürlüğü örtüsü altında hoşgörü ile karşılanıyor.

Oysa ülkenin sağduyulu halkı; BDP milletvekillerinin düzenlenmiş bir program içinde yol ortasında önlerine çıkan silahlı PKK’li teröristlerle kucaklaşmasını, kaçırıp salıverdiği milletvekilinin saldırgan PKK’lilerden barış isteyen kardeşler diye söz etmesini sindiremiyor.

BDP’nin maskesi düştü. Gerçek yüzü ortaya çıktı. Yol ortasında kucaklaştığı PKK’ye “Özgürlüğü birlikte getireceğiz” diyen bu partinin PKK’nin Meclis’teki uzantısı olduğu kanıtlandı.

AKP’li anayasa Prof’u Burhan Kuzu’nun dediği gibi, “BDP’nin terör örtügütünden farkı yok!”

Yalnız iktidar partisinin değil, artık ana muhalefetin de gördüğünden kuşku duymadığımız bu gerçeği dile getirmesi; PKK+BDP terör örgütü olgusunun varlığını ilan etmesi zamanı geldi de geçmek üzere.

CHP adına konuşan grup başkanvekillerinden Muharrem İnce’nin; PKK’nin her türlü terör melanetini destekleyen BDP’nin dokunulmazlık zırhından yararlanmasına son vermenin zamanı geldiğine işaret eden, teröristle kucaklaşan BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına oy vereceklerini ana muhalefet adına açıklaması bile -tabii gerçekleşir inşallah temennileri arasında- kamuoyunda ferahlık yarattı.

***

Dış politika:

Birleşmiş Milletler’deki konuşması ABD, Rusya ve Çin tarafından dinlenmeye bile layık görülmeyen; Kürt sorununu bölgeleştirerek daha da karmaşık hale gelmesini sağlayan…

…Baas rejimi çöktükten sonra bu ülkede olası Sünni-Alevi savaşına önayak olan, Hatay’ı yolgeçen hanına dönüştüren, Van depreminde vatandaşımızdan uzun süre esirgenen görece konforu haiz kamplarda, Suriye’deki muhalefeti yöneten bir çadırda 1 tüm, 32 tuğgeneral, 82 albay, 50 yarbayı, anayasaya aykırı bir uygulama ile konumlamasını savunan…

…topraklarımızdan Suriye’de savaşa katılıp geri dönenleri; bu rezaleti ana muhalefetin görmesini engelleyen…

...Şam rejimini şipşak devirme düşleri kuran, son olarak tampon bölge kurma dayatması uluslararası alanda reddedilen....

...BM’deki konuşmasından sonra “Beklentilerimde yanılmışım” diyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun istifa edeceği beklentileri, RTE başbakanlıkta kaldıkça, boş ve ham bir hayal.

***

Ekonomi:

Tıkırında gidiyor diye yorumlanan ekonominin gerçek yüzünü dün Milliyet’te Prof. Güngör Uras açıkladı.

Uras’ın rakamlarla irdelediğine göre; ihracat artışının sürmesi, ithalat artışının durması, “iyi olan üç gösterge.”

Ammaaa: Örneğin özel sektörün yatırım yapmaya hevesli olmadığını, TL mevduatının artmadığını, büyümeden yüzde 4’ü zor tutturacağımızı, bu yıl tarımda sorun yaşanacağını, bütçe durumunun kötü olduğunu, turizmde aksine açıklamalara karşın işlerin kötü gittiğini içeren tam on iki kalem ise “iyi olmayan göstergeleri” içeriyor.

***

İç ve dış politikası nefes darlığı çeken, artık ekonomi politikası da tartışmalı AKP yönetimindeki ülkede anketler hâlâ AKP’nin yüzde 47’ye yakın oy alacağını açıklıyor.

Bu son anket; çarelerin tükenmeyeceği söylenen demokrasiyle yönetildiği iddia edilen Türkiye’de…

…seçimle gelmesi beklenen çarenin de tükendiğini göstermiyor mu?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)