İmralı canisinden sonra terör örgütünün dağdaki kadrosu talep dillendirmeye başladı! “Röportaj” kılığına sokulan talimatları getirmek, Kandil’e alışkın Hasan Cemal’e düştü
Terör örgütü elebaşı Öcalan’dan sonra örgütün Kandil’deki kolu da talep dile getirmeye başladı. Milliyet gazetesinden kovulan Hasan Cemal, eli kanlı katil Murat Karayılan’ın isteklerini “röportaj” adı altında, bir televizyon kanalında kamuoyuna sundu. Kürt sorununu çözenlerin adının tarihe büyük harflerle yazılacağını savunan Karayılan, “Bu durum Öcalan için olduğu kadar Başbakan Tayyip Erdoğan için de çok önemli bir misyon. Ben özellikle Başbakan, Cumhurbaşkanı ve hükümeti, sorumluluklarına sahip çıkmaya ve gereken cesur adımları bir an önce atmaya çağırıyorum. Ateşkes karşılıklı olacak. İstediğimiz yasal bir çerçevedir” dedi.
Akil Adamlar heyeti
İmralı-Kandil hattının açık olması gerekteğini vurgulayan Karayılan, “Sağlıklı çekilme için İmralı-Kandil hattının daha açık, daha çabuk çalışması büyük önem taşır. Çekilme sürecini takip edecek ve çıkabilecek sorunları çözecek 30 kişilik bir akil adamlar heyeti kurulabilir. Hızlı davransak da geri çekilme sonbahara kadar sarkar. Kimlik tanımı içeren yeni anayasa şart. Yol temizliği yapılır normalleşme sağlanırsa silahlara veda yakındır” diye konuştu. Sürecin güvenceli ve sağlıklı işlemesi için TBMM’ye dayanan bir kararın önemine işaret eden Karayılan, şöyle konuştu:
Yol temizliği şart
“Daha önce söylediğimiz koşulları bir yana bıraktık. Hiç olmazsa TBMM kararı alınsın. Sürece yönelik olarak önyargılı yaklaşımlar var hâlâ. Bizde de vardı önyargılar. Ama aramızda tartıştık ve yol aldık bu konuda. Sürecin köklü çözüm için ön yargılardan kurtulmak gerekiyor. Lütfen hükümet tarafı da adım atsın. Ateşkes karşılıklı olmazsa, hayata geçmez. Geri çekilme konusunu olgunlaştırmak gerekiyor. Bunun için yasal zemini oluşturmak lazım. Karadeniz’den, Erzurum’dan, Dersim’den silahlı unsurlar çekilecek. Kolay değil. Hükümetin ve Meclis’in kararı lazım. Böyle bir karar güvencedir, güçlerimizin selamet içinde can kaybına uğramadan çekilmeleri için bir güvence. Silahlara veda konusu zamana da yayılabilir, kısa zamanda da bitirilebilir. Madem toplumsal uzlaşma diyoruz, o zaman var olan kirleri niye temizlemiyoruz. Mesela faili meçhuller bir çözüme kavuşmalı. Geçmiş katliamlar ve mezar yerleri bilinmeyenler, Roboski olayı gibi. Bu konuda TBMM’nin çıkardığı Uludere raporu tam bir utanç belgesidir. İşte bütün bu konularda bir yol temizliği yapılabilirse normalleşme süreci dediğim silahlara veda günü de çok yakınlaşır.”
yg.yenicaggazetesi