Dünya Ticaret Örgütüne bütün hizmetlerin piyasaya devredilmesi taahhüdünü (GATS 1995) veren Tansu Çiller’i anımsadınız mı?
O günden beri adım adım piyasaya devrediliyoruz. Sırada Adalet hizmetlerinin satışı var.
Adalet hizmetlerinden para kazanacak bir piyasa… Paran kadar adalet getirir.
Eğitim hizmetlerinden para kazanacak bir piyasa… Paran kadar eğitim getirir.
Sağlık hizmetlerinden para kazanacak bir piyasa… Paran kadar sağlık getirir.
Savunma hizmetlerinden para kazanacak bir piyasa… Paran kadar askerlik getirir.
Güvenlik hizmetlerinden para kazanacak bir piyasa… Paran kadar güvenlik getirir.
Din hizmetlerinden para kazanacak bir piyasa… Paran kadar ibadet getirir.
Nasıl mı?
Mevcut anayasamıza aykırı olarak kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumu eliyle.
Bütün hizmetleri önce parçalıyor, her bir parçasından yeni bir meslek türetiyor ve üç aylık sertifikalı kurslara devrediyor. Önce, sektör komiteleri toplayıp eğitimini veriyor.
Haftanın gündeminde olan hukukta “arabulucu” sertifikasının perde arkasını göstermek için anlatıyorum.Yapılan seminer toplantısına dikkat ediniz. Bu, “sektör komitesi” toplantısıdır, yani Hukuk Sektörü yaratılıyor.
İstanbul’da toplanan sektör komitesi içerisinde Barolar Birliği de var; ilgilisine:
http://mevzuat.meb.gov.tr/html/26713_0.html
MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU SEKTÖR KOMİTELERİNİN KURULUŞ, GÖREV, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK
Resmî Gazete
27.11.2007/26713
Verilecek “arabulucu” sertifikaları Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) düzenliyor ve akredite ediyor. Bu piyasadan öncelikle para kazanan yer burasıdır. Hizmetlerin sektöre devredilmesinden en büyük pastayı orası yutar. Ankara’da, Kavaklıdere’de SGK, İş-Kur, MYK binasında çalışırlar. (bkz.myk.gov.tr)
Hukuk eğitimi parçalı sertifikalı kurslar haline gelirken bundan kimler nemalanacak, kimlere pastadan pay düşecek, bu, işin bir boyutu. Parayı veren sertifikayı alıp kadılık yapmaya başlayacak… Bundan en zararlı çıkacak olan kadınlarımızdır. Şeriat hukuku böyle getirilecek ve adalet sembolü olan kadının elindeki adalet terazisi yerlere düşecek.
Adaletin yükünü hafifletiyoruz adı altında oluyor bunlar. Oysa yıkılan adaletin altında hepimiz, öncelikle analarımız ağlayacak.
Sonra sıra gelecek “paran kadar hukuk”a. Yani “kefaletle tahliye”! Bu söz kulağınıza aşina geldi değil mi? Hapishanelerin yükünü hafifletmek, diyecekler adına.
Yetkililerin ağzından duydunuz. Toplum mühendisleri çalışıyor; halkın tepkisini azaltmak üzere kulağımıza düşürüldü, aşılandık, tanıdık bir söz gibi gelmeye başladı. Evin köpeğine ilk kez gelen misafiri koklatmak gibi, yasası geçirilirken sessiz kalarak onaylayacaksınız.
Mesleki Yeterlilik Kurumu yasası henüz geçirilmeden önce tasarısına karşı çıkan oldu mu diye aradım, Makine Mühendisleri Odasının 21.06.2006 tarihli basın açıklaması var:
http://www.mmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=2651&tipi=3&sube=0
Diyordu ki: “Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu Tasarısı” TMMOB ve Bağlı Odalar Tarafından Kabul Edilebilir Değildir… AB Uyum Sürecinin Gereklerince Gündeme Getirilen Tasarı AB’deki Uygulamalarla Çelişkili ve Karşıt Hükümler İçermektedir.”
Baroların, Hukuk Fakültelerinin, yakasına sarı buğday başağı nakşedilmiş giysileriyle adalet kürsüsüne çıkan Hakim ve Savcıların, adalet terazisini elinde tutan Themis (Şems) Ana heykeline her gün merhaba diyen Yargıtay hakimlerinin, bütün sivil toplum örgütlerinin, muhalif partilerin, gazetelerin, aydınların, acilen konuya eğilip muhalefet bloğu oluşturmaları gerekmektedir.
Özellikle CHP’li hukukçu milletvekillerinden MYK’nın ve ilgili 5544 sayılı yasanın kaldırılması için gereğini yapmalarını bekliyoruz. Ve kadından sorumlu Birgül Ayman Güler hanıma bir hatırlatma yapıyorum:
Birlikte gittiğimiz Suriye seyahati sırasında, otobüste, 40 kişinin tanık olduğu bir söz vermiştiniz, “Mesleki Yeterlilik Kurumu yasasını kalktı bilin” demiştiniz. Artık Adalet Ana’mız ağlıyor, verdiğiniz sözün gereğini yapmanızı bekliyoruz.
Mahiye Morgül
İlk kurşun