Şam Babası


Çocuk bu, ne bilsin?..

Mezarlıkta bir “Bakan amca” görünce gidip “Babamı hiç görmedim, babam sekiz sene önce şehit olmuş” dedi…

Bakan baktı medya orada…

Duygulandı tabii…

*

“Size baba diyebilir miyim?”in tersini oynadı:

“Bana baba diyebilirsin” dedi…

İyi de nasıl bulup desin?..

Bakan (Dışişleri Bakanı Davutoğlu) telefonunu yazıp verdi, telefonda söylesin bari…

Çocuk “baba” demek istediği zaman telefonla verilen numarayı arayacak, belki santral çıkacak, sonra özel kaleme bağlayacak, özel kalem “ne için aradığını” soracak…

“Baba diyeceğim” diyecek çocuk…

“Kime?…”

“Babama…”

Görüşme olanağı yoksa tabii ki özel kalem bir kolaylık sağlayacak:

“Sen bana de, ben de sayın bakanıma söylerim!..”

“Ne diyeceksin?…”

“Baba…”

*

Önceki gün çocuk “baba”yı aramak istediğini söyledi… Şöyle demek istiyor bebeğim:

“Baba…”

“…..?”

“Beni lunaparka götür…”

*

Hadi bakalım…

Bunu yapmalısın…

Söz verdin çünkü…

Lunaparka götür ve kaybetmeden getir, şehit emanetidir o çocuk…

*

Dahası…

Tiyatro yapmayın…

O çocuk daha anne karnındayken, babasını nöbetçi kulübesinde öldüren teröristleri davul zurna ile karşıladınız…

Şimdi bebeğime “Bana baba de” diyor, tiyatrocu…

*

Çünkü ABD ve avanesi ile ortak, Mısır’a, Tunus’a, Libya’ya gönderdiğiniz paralar ve silahlar ile bostan beklemiyorlar…

Başka çocukların babalarını alıyorlar ellerinden…

Onun için Mustafa Kemal “Yurtta sulh, cihanda sulh” demişti…

Nereden anlayacaksın?..

*

Diyelim ki Suriye…

Sana ne?..

Suriye’deki muhalifleri kışkırtmak, silahlandırmak, çatışmaları körüklemek, yine tiyatronun hangi oyunudur?..

Şam’daki çocuklara da “Bana baba diyebilirsiniz” de de…

Desinler:

“Şam babası…”

Bekir Çoşkun
Cumhuriyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)