Biz iyiyiz ama çevremiz kötü


Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan Akşam’da ‘Neymiş bu sıfır sorun?”
başlıklı nefis bir yazı yazdı....
Ülke Hoca diyor ki: “Bu kadar sorunlu komşuyla sıfır sorun politikası
yürütmek imkansız...
Hem Batı ittifakının içinde yer alıp hem İran ile sorunsuz yaşamak...
Hem Barzani ile iyi ilişki kurup hem Maliki ile geçinmek...
Hem Esad ile dost kalıp hem Esad sonrasını kurtarmak...
Hem Ermenistan'la sorunları çözüp hem Azerbaycan ile kardeş kalmak...
Hem Kıbrıs'ın yeni oluşan enerji kimliği içerisinde adaya hakim olup
hem de Yunanistan'la iyi ilişkiler kurmak mümkün değil...
Problem sıfır sorunda değil, sıfır sorun iyi bir yaklaşım; lakin çevremiz kötü...”
*
Aklıma Türk erkeğinin kronik ezik kıskançlığının sembolü olan
“Sana güveniyorum ama erkeklere güvenmiyorum” sözü geldi.
Ülke Hoca’nın tespitleri her zamanki gibi çok doğru ancak biz bu şartlar altında
bu ülkelerle ne kadar süredir komşuyuz?
Hadi Esad ve Suriye denklemi yeni...
Peki, İran ve Batı arasındaki gerilim?
Kıbrıs’taki yapı?
Ermenistan - Azerbaycan husumeti?
En az 50 yıllık geçmişi var, öyle değil mi?
*
Demem o ki; bütün bunları bile bile
‘Komşularla Sıfır Sorun’ diye bir iddia, bir politika ile ortaya çıktığımıza göre
yeni bir ‘stratejimiz’ de olmalıydı.
Bir örnek verelim...
Amerika’nın en büyük düşmanı kim?
İran.
Irak’ı kim yönetiyor?
Amerika.
Amerika Irak’ın başına kimi koydu?
Maliki’yi...
Maliki kim?
İran’ın en büyük dostu.
Bir örnek daha...
Filistin ve İran’dan sonra İsrail’in en büyük düşmanı kim?
Suriye.
İsrail’in en az asker bulundurduğu ve ‘en güvenli sınır’ dediği bölge neresi?
Golan Tepeleri...
Yani?
Suriye sınırı...
*
Nasıl oluyor peki?
Belki çok ‘derin’ değil ama adamların en azından bir stratejisi var!
Diplomasiyi tavla gibi değil satranç gibi oynuyorlar...
Haliyle oyunu o an denk gelen zara göre değil, kılı kırk yarıp bir sonraki hamleyi
düşünerek kurguluyorlar.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)