Bugüne kadar, 8 yıllık iktidarlarında hizmete sundukları bir tek büyük yatırım var mı? Yok. Örneğin hangi büyük barajı bitirip işletmeye aldılar? Bunların döneminde milyonlarca işsiz insanımız ortalıkta geziniyor. Milyonlarca aile ayın sonunu getiremiyor. Onları, devletin ve milletin parasıyla sağladıkları gıda paketleri ile uyutuyorlar.
Peki devlet bütçesi ne durumda? Ülkenin yıllar içerisinde güçlükle kurduğu tüm altın yumurtlayan tesislerini sattılar.Bunlar eşe, dosta, partili yandaşlara, yerli ve yabancı işbirlikçilere birer birer peşkeş çekildi.
Telekom, limanlar, Sümerbank, Et Balık Tesisleri, aklınıza ne geliyorsa hepsi elden çıkarıldı.Türkiye’yi o satışlardan elde edilen paralarla, bir de dışarıdan yüksek faiz ve borsa vurgunları nedeniyle akan sıcak para (kara para) ile yönetiyorlar.
Tayyip’in ekonomiden, vatandaşın durumundan söz ettiğini hiç duydunuz mu? Acaba işsizlik hakkında ne düşünüyor, hangi önlemi almış!!!
Biz bunların hiçbirini tartışamıyoruz..Çünkü Türkiye öyle sorunlar yok ki!
Peki neyi tartışıyoruz? Bu tek parti iktidarı, ayıplarını örtmek içinbizim karşımıza hangi sahte gündemi çıkarıyor?
Sıkmabaş!.. Türban!..
Bunu da, “Başörtüsü” diye yutturmaya kalkışıyorlar. Asla başörtüsü değil. Başörtüsü, Anadolu kadınının geleneğinde var olan eşarp, tülbent, yemenidir ve hiç kimsenin ona itirazı yoktur.Tam tersine, saygı duyarız.
Adına türban-sıkmabaş denilen ve üniformaya dönüşen bir metrekarelik bez parçasına bakın.
Kutsal dinimizi, Müslümanlığı, bu üniformaya endekslemekten utanmadılar. Bizim dinimizi temsil eden nesne bu bez parçası mı?Burada bir kez daha soruyorum. Defalarca sorulduğu halde asla yanıt veremiyorlar:
Kuran’da “Ey kadınlar, saç kıllarınızı göstermeyin,kılları gizleyin” diye bir ayet var mı?
“Saçlarınız görünmesin diye alnınıza bir de bant çekip işi garantiye alın, altına da topuklara kadar unu pardösü giyin” diyen bir hüküm bulunuyor mu?
Hepimizin geçmişindeki , şimdi hepsi öbür aleme göçmüş olan kadınlar, o büyüklerimiz, acaba niçin bu nesneyi kullanmıyordu?
Yoksa bugünkü türbancı-üniformalı takımı Müslüman da, Allah’ın rahmetine kavuşmuş olan o büyüklerimiz gavur, ya da dinsiz miydi?
Şu komediye bakınız ki, kerameti kendinden menkul bir YÖK Başkanı birdenbire piyasaya çıkarılıp “Üniversitelerde türbanı serbest bıraktım” diyebiliyor ve ekliyor: “Başı açıkların güvencesi benim, onlar endişe etmesin”
Sonra işler durur mu, bu kez birileri ilköğretim okullarına türbanı sokuyor. Memleketin çeşitli yerlerinde küçücük ilköğretim öğrencileri okullarına türbanla girmeye başlıyor…
Ve AKP’nin bürokratları bunları okula kabul ediyor! Sadece haklarında tutanak tutuluyor.
Türbanlı milletvekili isteyen AKP’li kadına ne dedi bir kaç gün önce Tayyip: “Çocuk bile anasının karnında dokuz ay on gün bekliyor.Biraz sabırlı ol.”
1970′li yıllarda Arap şeriatçılardan ve İslamcı terör örgütlerinden ithal edilen, Türk kadınının kişiliğini ve özgürlüğünü yok etmeyi amaçlayan ve Müslimanlığın simgesi(!) durumuna getirilen bu bez parçası, bu örtünme ve giyinme biçimi ne Kur’anda yer alıyor, ne de dinimizde.
Ancak bazı siyasetçiler için iyi bir sömürü aracı, iyi bir oy avcılığı yöntemi oldu. Aynen bugün Türkiye’de olduğu gibi.
Sevgili okuyucularım, bir şeyi çok iyi anlayalım. Bu işler böyle yavaş yavaş, alıştıra alıştıra başlar. Eğer toplumdan yeterli tepki gelmezse, önce bir YÖK Başkanı bulunup piyasaya sürülür.
Bakınız, üniversitelerde türban kavgaları başladı bile.Öğrenciler birbirine giriyor.
Her şey yavaş yavaş, alıştıra alıştıra oluyor..
Çankaya’da, Atatürk’ün makamında verilecek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’nu çok dikkatle izleyin. O gün Çankaya’daki şahıstan Tayyip’e , bütün hükümet yetkililerine kadar tamamının karıları, orada sıkmabaş gösteri yapacak. Cumhuriyet rejiminin laiklik ilkesine topluca posta konulacak.
İslam devleti böyle işte böyle, aceleye getirmeden , ağır ağır , vakvakları fazla ürkütmeden, doğrudan ve dolaylı yollarla kurulur.!..
Ve üzülerek, bir kere daha yazıyorum:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu konuda artık uyanmalıdır.Böyle konularda pazarlık yapılmaz, ödün verilmez, “Özgürlük ve demokrasi havariliği(!) hiç yapılmaz. Elini verirse, Tayyip’e kolunu kaptırır.Cumhuriyet rejimi tehlikede. Bu işin şakası yok. Eğer o türbanlı kesimden kendi partisine oy geleceğini zannediyorsa, Kılıçdaroğlu büyük yanılgısını derhal düzeltmeli, partisine ve kendisine güvenen kitlelerde daha fazla hayal kırıklığı yaratmaktan kaçınmalıdır.
Emin Çölaşan
Sözcü
emin abi harbi gazetecidir teşekkür
YanıtlaSil