‘Basın özgürlüğünde sonuncu’ ülke olmak!
Pazartesi, Mayıs 07, 2012
Bazıları TV’lerde “patronlar yazarları, programcıları atmak istiyorsa kim ne diyebilir efendim” diye çığıradursun dünya basın kuruluşları medya üzerindeki ağır siyasi baskı nedeniyle Türkiye’nin “basın özgürlüğü sıralama-sı”ndaki yerini hızla düşürmeye devam ediyorlar. Son olarak Paris merkezli “Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü” 2012’de Türkiye’yi bir önceki raporuna göre 10 sıra birden gerileterek “Avrupa ülkeleri arasında sonuncu” duruma getirmiş.
Medya üzerindeki baskısıyla sık sık gündeme gelen Rusya, hatta Uganda bile “medya özgürlüğü” açısından Türkiye’den daha ileri durumda.. Bunun en önemli nedenlerinden biri hala “91 gazetecinin tutuklu olması” ve “yargı”nın gazetecilere karşı askeri darbeden bu yana görülmemiş bir tutuklama zinciri başlatması.. Ama tabii “başarılarına rağmen işine son verilen gazeteciler”, gazete ve TV’lerde hissedilen siyasi baskı, haberlere varıncaya kadar gözlenen değişiklik, medyanın “iktidar taraftarı olanlar ve olmayanlar” olarak adeta düşmanlaşmış kutuplara ayrılması (ki gerçek gazetecinin görevi hiçbir iktidarın adamı olmamaktır) gibi etkenler de rol oynamaktadır..
UĞUR DÜNDAR ‘İYİ UYKULAR’ DİLER!
İşte Uğur Dündar satışa çıktığı hafta en çok satanlar listesinin başına yerleşen son kitabı “İyi Uykular Sayın Seyirciler”de Türkiye medyasında olup bitenleri, siyasi baskının nasıl uygulandığını çok güzel anlatmış..
Çok sayıda fotoğrafın ve anının bulunduğu kitapta “iktidara başından beri destek veren isimlerin bile eleştiri yaptığında işinden olabileceği, siyasi yağcılık yapanların yarattığı garip algı sayesinde ‘objektif durmaya çalışan gazeteciler’in sanki ‘iktidarın düşmanı’ymış gibi görüldüğü, TV’deki işi siyasi baskıyla bitirilen gazetecilere kendi kanallarının kapısıyla birlikte tüm diğerlerinin de kapandığı da içtenlikle anlatılıyor.
HAYVANLAR VE REKLAMCI
Okurken en çok hak verdiğim cümlelerden biri “Kangal köpeği efsanesi” bölümünün sonunda, Dündar’ın pek takdir edilecek şekilde “Hayvan hakları için lütfen hepimiz bir şeyler yapalım” cümlesinin arkasında yer alıyor; “Çünkü bazı insanların hayvanlardan alacağı dersler olduğuna inanıyo-rum”.. Ben de aynen böyle düşünüyorum, onlar yapılan iyiliği asla unutmadıkları gibi (bazı) insanlardan çok daha tehlikesizler..
Beni çok etkileyen olaylardan biri de “bir reklamcı”nın (ki tahmin edilebiliyor) yaptığı teklif sırasında “10 milyon dolarlık bütçeyi Devlet Tanıtma Fonu’ndan alacağını, o dönem iktidarına yakın olduğu için bunun kolay olacağını ve bunun 3 milyon dolarını çalacaklarını” hiç çekinmeden, hem de Uğur Dündar gibi bir gazeteciye söylemiş olması.. Millet
3-5 kuruş maaş için bir ay çalışırken, dürüst insanlar alın terini dökerek kazanırken birileri milyon dolarları nasıl “tek kalemde götürüyor” anlıyorsunuz.. Kitabı daha fazla anlatırsam “yazarı” kızabilir ama mutlaka okumanızı önerebilirim, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor ve çok şey öğreniyorsunuz.
(NOT; Beni kişisel olarak üzen bir noktayı not etmek isterim; değerli gazeteci ve arkadaşım Uğur Dündar “STAR TV’ye geçtiği 2008 yılı başlarında ‘o kanala seyirci taşıyacak hiçbir programın olmadığı’nı, kanalın sadece Haberler sayesinde reytingini düzelttiğini” hem röportajlarında hem de kitabında sık sık belirtti. Oysa “Her Açıdan” 2008’den yıllar önce başlamış ve Pazar günleri uzun saatler izleyiciyi kanala bağlayarak reytinglerinde ve izlenme alışkanlığı yaratmakta etkili olmuş, bu da genel yayın yönetmenleri tarafından açıkça söylenmişti. Kendisi de “emeğe saygılı ve haksızlık yapmaktan çekinen” değerli meslektaşıma küçük bir hatırlatma sadece..)
*****
Beyaz ‘oyun performansı’ konusunda yanılıyor!
Bir yerlerde “Beyaz’ın Yalan Dünya’da Rıza rolündeki oyun performansını beğenmediği konuşuluyor” gibi bir haber gözüme çarptı. Ki “kusursuza alışmış, her şeyle birlikte kendini de dürüstçe eleştiren” insanlar için yeni ve hele de oyunculuk gibi yine çok iddialı bir alanda çalışmaya başlamak zordur, ona bu konuda hak verebiliriz. Ama..
Ama Beyaz zaten yıllardır kendi programı içinde skeçlerde çok iyi güldürü performansları sergiledi, o skeçleri de zevkle izletti ve bu konudaki yeteneği biliniyor. Ayrıca Maldivler’de çekilen reklam filmindeki oyunculuğunu, tek çekimde “isteneni verebilmesini”, profesyonelliğini de anlata anlata bitiremiyorlar. Duyduğuma göre ekibin ağzı açık kalmış bu yetenek karşısında..
PROGRAMINDAKİ BAŞARI DİZİDE DE MEVCUT!
Yalan Dünya’daki oyunu da (benim gibi çok zor beğenen ve tiyatroya özel merakı olan, deneyimli bir gözle bile) son derece başarılı.. Rıza yorumu son derece sevimli.. Yani “kendini eleştirmesi”ne hak verilebilir ama buradaki performansını beğenmemesine verilemez. Bırakın bunu, Yalan Dünya’nın tüm oyuncu kadrosunun seçimi (Gönül Ülkü’nün rolü arttırılsa keşke, onu izlemeye de doyamıyorum) gerçekten mükemmel, Gülse Birsel’i kutlamaktan başka söylenecek söz yok.. Ve tabii buna “Beyaz’ı oynatmayı akıl etmesi, onun güldürü yeteneğinin diziye de yansıyacağını farketmesi” dahil, zira Beyaz’ın orada oluşunun başlı başına “Yalan Dünya’nın ilk günden sevilmesini daha da kolaylaştırdığına” inanıyorum ben.
Kısacası; eğer bu haber gerçekten doğruysa Beyaz kendine haksızlık etmekten vazgeçmeli ve tam aksine bu işe de devam etmeli.. Tabii bir koltuğa bu kadar çok ve iddialı karpuzu sığdırmak onu yormuyorsa!
Ruhat Mengi
Vatan
Tags