Paşa Tahrik Olmuş
Pazartesi, Mayıs 07, 2012
Yaşım, Paşa’dan daha büyük. Meslek olarak askerliği seçseydim şu an Paşa benim karşımda esas duruşta bekleyecekti. Bu yüzden beni bir yazar olarak değil, komutanı olarak dinlemesini öneririm. Esas duruşta değil, “tören rahat”ta dinleyebilir…
Bekir Coşkun ve İstanbul Baro Başkanı ne yaptılar, ne ettilerse sonunda “Paşa”yı tahrik ettiler. Rahmetli Zeki Müren sağ olsaydı; “Niçin alınıyorsunuz efendim, bana da “Paşa” diyorlar ama ben tahrik oluyor muyum, siz de ne kolay tahrik oluyormuşsunuz?..” der ve o meşhur kahkahasını patlatırdı.
Gerçekten ne oldu da, başkasını dinden-imandan çıkaracak olaylar karşısında adeta bir “put” gibi duran Paşanın tepesi attı ve kağıda-kaleme sarılıp bildiri yayınladı?..
Paşa, şu olaylar karşısında bile, Türkiyeli Başbakan Erdoğan gibi
“diklenmeden dik durmayı” başarmıştı;
*Türk Askerinin kafasına çuval geçirten Amerikalı komutanı, bando-mızıka eşliğinde törenle karşılarken hiç tahrik olmadı !…
*Eski Genel Kurmay Başkanı ve eski komutanları, düzmece-sahte dijital delillerle hapse atılırken gram olsun tahrik olmadı !…
*Türk Ordusuna “silahlı terör örgütü” denmesinden hiç tahrik olmadı !…
*PKK, Türk Ordusunun rütbeli askerlerini kaçırdı 7-8 aydır vatan evlatları esir. Paşa bırakın tahrik olmayı, kılı bile kıpırdamadan aslanlar gibi dimdik durdu.
*Son bir ayda, 11 askerimizi şehit verdik. Paşa, 23 Nisan’da Anıt Kabir’e gitmediği gibi, şehitlerimizin cenaze törenlerine de katılmadı ve teröristleri sevindirmemek için gözlerinden bir damla yaş akıtmadı, asla tahrik olmadı.
*Kendisi Dolmabahçe Sarayında ailece oturan Türkiyeli Başbakan Erdoğan, her biri tarihi değer taşıyan ve atalarımızdan bizlere yadigar olan “Askeri Binalar” için satış kararı aldı. “Tarih” satılacak, yerine otel-restoran-alışveriş merkezleri yapılacak. Paşa bu kararı hemen onayladı ve bir dakikacık olsun tahrik olmadı.
Gördüğünüz gibi, biraz hassasiyeti olan her insanoğlunun tahrik olacağı, tepki vereceği bu konularda Paşa, Mısır piramitlerindeki sfenksler gibi durmayı bildi…
Geçen hafta, Milli Güvenlik Kurulunun 2,5 saat süren toplantısı yapıldı. Ertesi gün, Paşa ile Türkiyeli Başbakan Erdoğan 3,5 saat baş başa görüştüler. Bu görüşmeden çıkar çıkmaz Paşa hemen tahrik olarak, Tüm Atatürkçüleri, Lâik Cumhuriyetten yana olanları suçlayan bir bildiri yayınladı.
Geçmişteki bildirileri “Askeri Vesayet” olarak nitelendiren ve şiddetle karşı çıkan Türkiyeli Başbakan da Paşanın bildirisine sahip çıktı, sonuna kadar destekledi…
Bu bildirinin ardındaki gerçek şudur;
AKP, yeni anayasa için ABD’den talimat alan BDP ile anlaşmıştır. Türkiye’yi bölecek, “Bağımsız Kürdistan”ın kurulmasına yol açacak, Türkiye’yi,
Lâik Cumhuriyetten İslam Cumhuriyetine dönüştürecek yeni anayasa’ya, Atatürkçüler, Demokratlar, Lâik Cumhuriyete inananlar, aydınlar elbette ki karşı çıkacaklardır.
İşte Paşanın bildirisinin ardında, bu kesimlerin askerle korkutulmak istenmesi ve Türkiyeli Başbakan’ın anayasasının önünün açılması vardır. Tahrik olana değil, tahrik edene bakınca insan gerçeği görebiliyor. Şimdi anlaşıldı mı Paşa niçin tahrik olmuş !…
Değerli okurlar; Kişinin makamı, omzundaki rütbe ona gerçek itibarı sağlamaz. Esas itibar gönüllerde olan rütbededir. İzmir’de yaşayan eski bir Paşa var, hani kasaptaki ete soğan doğramayıp, savcılarla köfte yiyen cinsinden Paşa. Orduevine gittiğinde çevresi hemen boşalır. Davetli gittiği düğünde gençler tarafından yuhalanır, kimse selam vermez. Allah kimseyi böyle Paşa yapmasın.
Teğmen Mehmet Ali Çelebi benim için, bu tip Paşalardan çok daha kıymetli ve itibarlıdır.
Sözün özü;
Paşa tahrik olmuş, olmamış hiç kimsenin umuru olmaz. Önemli olan Türk Milletinin ayranının kabarmasıdır. Eğer Türk Milleti tahrik olursa Eşbaşkan’ı da, yerli-yabancı işbirlikçilerini de, içinden çıktığı ocağa sahip çıkmayanları da, önüne katar, götürür. Selin önündeki kütükler gibi…
Rifat Serdaroğlu
Yurt