Skandallar zinciri!..



29 Mayıs Pazartesi...

Yüzlerce Türk Hava Yolları çalışanı, Atatürk Havalimanı'ndaki Dış Hatlar Binasının önünde toplanıyor.

Hava İş Sendikası temsilcileri basın açıklaması yapıyor, çalışanlar, grev haklarını ellerinden alan yasa hazırlığını protesto ediyor. Katılımcıların çoğalmasıyla tepkiler, coşkulu sendikal eyleme dönüşüyor.

Getirilmek istenen “köle düzeni''ne karşı çıkanların çoğalması üzerine, THY'nin uçuşları aksamaya başlıyor.

Bunun üzerine THY yönetimi harekete geçiyor...

İlk iş olarak kabin memurlarına (hostes) cep telefonu mesajları gönderiliyor. Göreve gelmemeleri halinde işten atılacakları ve ağır para cezalarına çarptırılacakları bildiriliyor.

Bu arada diğer önlemler de alınıyor.

Bunların bir bölümü, sivil havacılık tarihine “skandal'' başlığı altında geçmesi gereken önlemler!..

***

Şimdi sıkı durun?

Uçaklardaki eksik hostes sayısını tamamlayabilmek için ne yapılıyor biliyor musunuz?

Erkek teknisyenler, kağıt üzerinde kabin memurluğu yapmış gibi gösteriliyor!

İsimleri uçuş defterine kabin memuru (steward) olarak yazılan teknisyenler, uçağa yolcu gibi sivil giysilerle binip, yolcu koltuklarında oturuyorlar!..

Yani bu teknisyenler defterlerde, hosteslerin görevlerini üstlenmiş gibi gösteriliyor!..

Oysa teknisyenlerin hosteslik konusunda hiçbir eğitimleri yok. Sadece uçakların kapılarını açıp kapamayı biliyorlar.

Allah korusun, diyelim ki tehlikeli bir durum baş gösterdi.

Uçağın hızla boşaltılması, yolcuların tahliye edilmesi gerekiyor. Bunun da kuralları var. Teknisyenler ise, böylesine durumlarda ne yapılması gerektiği konusunda hiçbir bilgi ve pratiğe sahip değiller. Aslında kendileri yardıma muhtaç durumdalar!..

Elimde o gün, İzmir ve Bodrum'a bu şekilde uçan 3 teknisyenin isimleri var. Bu kişiler emir kulu oldukları için sadece isimlerinin baş harflerini yazıyorum.

Örneğin Teknisyen O.A,'ya İstanbul-İzmir-İstanbul seferinde görev verilmiş!

Diğer Teknisyen M.G. de İzmir'e uçup, İstanbul'a dönmüş!

Teknisyen olmasına karşın, kağıt üzerinde sanki kabin memuruymuş gibi uçurulan üçüncü Teknisyen İ.K. ise, Bodrum'a gidip gelmiş!

Böylece sivil havacılık kurallarına ve yönetmeliklere tümüyle aykırı bir uygulama gerçekleşmiş! Bunlar benim ismen tespit edebildiklerim.

Yaptım oldu mantığıyla yasak, yasala dönüşmüş!

***

Skandallar zincirinin diğer halkalarına gelince...

İnanmakta zorlanacağınız son olay, 4-6 Haziran'da yapılan TK-10 sefer sayılı İstanbul-Los Angeles-İstanbul uçuşunda yaşanıyor. Los Angeles'e görevli olarak giden hosteslerden birine, iş akdinin feshedildiği orada tebliğ ediliyor!.. Kızcağız ne yapsın? Üniformalarını çıkartıp valizine yerleştiriyor ve pas biletini kullanarak İstanbul'a yolcu olarak dönüyor!..

Hostes gidiyor, işsiz bir yolcu olarak geliyor!

Diğer iddialar da çok vahim.

Örneğin 29 Mayıs günü uçuşu bulunmadığı için boş durumda olan kabin memurları arasında, basın açıklaması eylemine katılmadıkları halde işten atılanlar var!

***

Teknisyenler kabin memuru görünümünde uçuşa gönderilirken, henüz eğitim sürecindeki hostesler de unutulmamış! Acil durum gerekçe gösterilerek eğitimdeki hosteslere alelacele sertifikaları verilip, uçuş yaptırılmış!..

Protesto eylemine katılan kıdemli hostesler derhal işten çıkarılırken, daha düşük ücret alan kıdemsiz hostesler, iş akitleri feshedilmiş olsa bile, geri çağrılmışlar!..

***

Durun, vahim iddialar bitmedi!

Getirilmek istenen “Köle Düzenini'' protesto eylemi sırasında İstanbul dışında bulunan kıdemli hosteslerin bile işlerine son verilmiş. Bunlar arasında emekliliğine sadece 3 ay kalmış hostesler var. Mağdurların eylem sırasında İstanbul dışında olduklarını kanıtlamaları ne yazık ki, hiçbir işe yaramamış!

Olaydan günler önce rapor alanlar arasında da kapı dışına bırakılanlar bulunuyor!

Bu arada eylem günü hastalandıkları için rapor almalarına rağmen, uçmayı tercih edenlerin raporları işleme konmamış ve sümenaltı edilmiş!..

***

Bir THY çalışanı anlattı.

Yurtdışı uçuşların birinde, Atatürk Havalimanı apronunda deve kestikten sonra, tepkiler üzerine Londra'ya atanan THY'nin eski Uçak Bakım Başkanı Şükrü Can'la karşılaşmış.

Can, o tarihlerde Londra'ya gitme hazırlıkları yapıyormuş.

Kendini “Ben o meşhur deveciyim!'' diye tanıtmış...

Doğruyu söylemiş!..

“Havacıyım!..'' demiş olsa yadırgardım!..

Uğur Dündar
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)