Gani Gönüllü Usta (GGU)


Gelmiş, geçmiş ve gelecek Başbakanların içinde en yüce gönüllüsünü, en cömertini Rabbim bizlere nasip etti. Artık herkes, Karadenizli AKP’li
Belediye Başkanının dediği gibi Başbakanımız için günde iki rekat şükür
(Hakan Şükür değil) namazı kılmalı ve hamd etmelidir.

İzmit İsmetpaşa (yakında Said-i Kürdi olarak değişecektir) stadında dün yapılan AKP İL Kongresinde konuşan Başbakanımız- Canımız- Ciğerimiz Erdoğanımız, müjdeyi vererek bu gariban milleti, mübarek Ramazan Ayı öncesi yine sevindirdi. Tuttuğu altın olsun, delikanlımın…

Başbakanımız dedi ki;

“Aziz Milletim, şimdi size müjdeyi(Müjde Ar değil) veriyorum; Salı gününden itibaren köprülerden geçişi bedava yapıyorum. Köprülerin iki yanına da birer hela koydum. Bunlar da beleş. Haydi hem geçin, hem de s.ç.n.

Büfeler şimdilik parayla. Ama Ramazan’da hem iftar, hem sahur benden. Korkmayın bizde para bitmez. AK Partimizin bu hizmeti vatana millete hayırlı olsun.

Vah benim İstanbullum, gördünüz mü neredeeen, nereye geldik. Bizden önce böyle bedava köprü, beleş hela var mıydı kardeşlerim soymuşlar sizi, haberiniz olmamış…”
Demokrasiden, Müslümanlıktan, insanlıktan, edep ve terbiyeden nasibini almamış bazı çevreler “Benim Başbakanımı” utanmadan tenkit ediyorlar;

Neymiş efendim; “Köprülerin bakım yapılacağı aylar önceden belli imiş, niçin daha önce tedbir alınmamış, neden tamirat başladıktan 26 gün sonra ücret alınmamasına karar verilmiş, köprüde helanın ne işi varmış, ya alttan gemiyle geçen Arap akrabaların başına Türk b.ku düşerse ne olacakmış vs. vs…

Hatta işi daha da ileri götürüp; Bunların bastığı yerde ot bitmez, yaptıkları her iş haram deyip, bak eski mücahit yeni müteahhit betondan çalmış, Metrobüs yolu bile göçtü, insanlar ölmüş, falan, filan…”

İzninizle, bu gözleri olup ta görmeyen, kulakları olup ta duymayan ciğeri olup ta ciğersiz olanlara “benim Başbakanım” adına ben cevap vereyim;

“Be hey insafsızlar. Siz devlet idare etmenin ne kadar zor olduğunu bilmez misiniz?

Eskiden Padişahlarımız sadece “savaş-sefer” zamanları dışarı çıkardı. Benim Başbakanım maşallah leylek gibi, dünyada gitmediği ülke kalmadı. Hele Katar ve Suudi Arabistan’a defalarca gitti. Garibim fırsat bulunca Türkiye’ye geliyor. Gelir gelmez de işe koyuluyor. Bir taraftan Cemaati, diğer taraftan çeşitli tarikatları idare et, ayrıca İmralı ile görüşmeleri organize et, kolay mı bunlar?

Şimdi başına bir de Suriye belası çıktı. Geçen sene, bu şaşkın Obama
“aman Esad ile iyi geçinin” dedi, çoluk çocuk defalarca Suriye’ye gitti.
Bu sene “Esad ile işimiz bitti” dedi, Esad’ı derhal Esed yaptı. Neredeyse savaşacağız.

Bu yoğun tempoya bu kadar çabuk dönmeye, can mı dayanır kardeşim. Lütfen biraz insaflı olalım. Metrobüs yolu çökmüş, adam ölmüş. Takdir-i İlahi yahu. Adamın ölesi varmış, Başbakanım ne yapsın?… Çok sıkışırsa, Metrobüs’ü de beleş yapıverir, gerisini muhallebici düşünsün.

Bakın aklınızı başınıza devşirin. Başbakanımın kafası kızmaya başladı. Yakında sizleri bırakıp Çankaya Köşküne çıkarsa, hepiniz apışıp kalırsınız.

Hele yerine, “Karun-Firavun” olmaya karar vermiş birini getirirse, görürsünüz gününüzü. Yatın, kalkın dua edin, halinize şükredin, aç değilsiniz açıkta değilsiniz. Sürünseniz bile, hiç olmazsa yaşıyorsunuz.

Hangi ülkede böyle Gani Gönüllü Başbakan var. Hela da, köprü de beleş.
Akıllı olun, akıllı…”


Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)