Müşfik Kenter - Yıldız Kenter...
Pazartesi, Ağustos 20, 2012
Onu ilk kez Öfke’de izlemiştim.
Müşfik Kenter, John Osborn’un Öfke’sini canlandırıyordu.
Oynamıyordu. Yaşıyordu ve yaşatıyordu.
Tiyatroda ustalık budur.
Tiyatro oyun değildir. Oynanmaz. Yaşanır.
Ustaca yaşanırsa da izleyene yaşatılır.
Sahnede öfkeli bir genç vardı.
Nelere öfkeleniyorsa onu görüyorduk.
Öfkesi nasıl da haklıydı.
Öfke kimi zaman nasıl da doğrudur.
O doğru öfkeyi anlatıyordu büyük Müşfik Kenter.
Tiyatro tanrısal bir sanattır.
Onun için de tiyatro sahnesi büyüleyicidir.
Sahnenin tozu denilen şey de aslında büyüdür.
O tozu yutanlar vazgeçemezmiş.
Doğrudur.
Müşfik Kenter’i ben kardeşi Yıldız Kenter’den ayıramam.
İki mucizedir onlar.
Sanatın mucizeleri.
Sahnenin efendileri.
Yıldız Kenter’in ‘Ben Anadolu’su.
Salıncakta İki Kişi.
Hiçbiri unutulmayan, birbirinden anlamlı oyunlar.
Şükran Güngör’ü de unutamam.
O alçakgönüllü sahne efendisini.
Sanatı başımızın tacı yapanlar.
Ülkemizin yüz akları.
***
Sahne ışıklarını yaşıyorum.
Salonun ışıklarının yavaşça kararmasını.
Sahne ışıklarının parlayışını.
Sahneye birden giren oyuncuyu.
Oyunun sürükleyip gidişini.
Kostümleri.
Dekoru.
Değişen ışıkları.
Ses düzenini.
Görünmeyen yönetmeni.
Tiyatro yazarını.
O güzel insanı, Güngör Dilmen’i.
Kurban’ı. Oyunlarını.
Tiyatro insanlığın ne büyük buluşudur.
İnsan hallerinin insanlara canlandırılması.
Eski Yunan.
Sofokles.
Açık Hava sahnesinde Kral Ödipus’u izlemiştik.
Ödipus’u Cüneyt Gökçer oynuyordu.
Muhteşem bir oyun. Öğrenciydik.
Aylarca önceden duyuyorduk:
‘Amerika’da eğitim gören bir sanatçı Hamlet’i oynayacaktı’.
Heyecanla bekliyorduk.
Haldun Dormen geldi.
Engin Cezzar geldi.
Gülriz Sururi mucizesi sahneye çıktı.
‘Sokak Kızı İrma’.
Bütün genç kızlar İrma olmuştu.
Muammer Karaca’nın unutulmaz Cibali Karakolu.
Ferhan Şensoy’un yarattığı ekol.
Tiyatro bir büyüdür.
Sizi büyüler.
Sizi sizden alır, başka biri yapar.
Mucizesi budur.
***
Büyük bir sanatçı öldüğü zaman düşünürüm.
Bir yazar öldüğü zaman.
John Fowles.
Jorge Semprun.
Jose Saramago.
Ben ölüyorum gibi gelir bana.
Eksilen ben olurum.
Onlar artar.
Onlar yaşamayı sürdürür.
Bende yaşarlar.
Shakespeare öyle değil mi?
Don Kişot yaşamıyor mu?
Can Yücel aramızda değil mi?
Onlar biziz.
Biz onlarız.
İnsan yaşadıkça yaşayacak hepsi de.
Son insan da ölünceye kadar...
Tags