Oruç gitti ama


Geçmişimizden öğreneceğimiz çok şey var. Hele hele hoşgörü konusunda. Bu konuda, Mevlana’nın eserleri; Hacı Bektaş Veli’nin kitapları; Yunus Emre’nin şiirleri yüzakımızdır. Bir de Bektaşi fıkraları vardır.
Hacı Bektaş Veli’nin öğretisini kabul eden kesimlerin Sünni kesimle girdiği tatlı bir tartışma yansır bu fıkralara... Bunların büyük bölümü de Ramazan orucu ile ilgilidir. Bunlardan bır kısmını okuyup gülümseyelim:
***
Ramazan’ın yaza denk geldiği bir dönemde Baba Erenler iyice susamış... Sonunda bir köşede bulduğu çeşmeye ağzını dayayıp kana kana su içmiş.
Birisi görüp bağırmış:
-Baba ne yapıyorsun? Oruç gitti!
Bektaşi ağzını sildikten sonra cevap vermiş:
-Oruç gitti amma bu fakire de can geldi.
HHH
Mahalledekiler, Bektaşi’ye takılmışlar:
-Baba Erenler koskoca Ramazan geldi gidiyor; sen hala oruç tutacaksın!
Bektaşi gülümsemiş:
-Bu mübarek Ramazan yine gelir; yine gider; fakat ben bir gidersem bir daha gelmem.
***
Baba Erenler’e sormuşlar:
-Ramazan geldi, oruç tutacak mısın?
Baba cevabı kondurmuş:
-Hele bayrama kadar bir düşüneyim; daha çok zaman var nasılsa...
***
Bektaşi’yi bir köşede oruç yerken yakalamışlar hemen mahkemeye çıkartmışlar. Kadı efendi kızmış:
-Behey âdem! Niçin oruç yersin?
Baba Erenler istifini bozmamış:
-Seferiyim (yolcuyum); o yüzden oruç tutmadım.
Kendisinden şikâyetçi olan birisi hemen itiraz etmiş:
-Kadı efendi; kendisi kırk senedir bu mahallede oturur; seferi değildir; yalan söylüyor.
Baba Erenler bunu duyunca sesini yükseltmiş:
-Seferiyim derken; öbür dünyaya seferiyim diyordum. Hem bu dünyada bir gün daha fazla kalacağıma elimde senedim mi var?
***
Baba Erenler akşam üzeri fırının önüne varmış; buram buram kokan pideye burnunu dayayıp kokusunu içine çekmiş. Bunu görenler bağırmışlar:
-Ne yapıyorsun baba? Orucun sakatlandı!
Koca Bektaşi gülmüş:
Ben onu her Ramazan sakatlarım da her sene bir gün bile şaşmadan yine gelir.
***
Bir dede Ramazan’da şehre gidiyormuş. Orada yemek yiyemeyeceğini bildiğinden şehrin kıyısında bir duldaya çekilmiş; yanı sıra getirdiği ekmeği atıştırmaya başlamış. Bu sırada onu gören birisi bağırmış:
-Hele şuna bak! Bu mübarek günde ekmek yiyor.
Dede kaşlarını çatıp cevap vermiş:
-Sen ot mu yersin be çocuğum.
***
Baba Erenler Ramazan’da bir köşeye saklanmış karnını doyururken; yarım sakat, çirkin, yara bere içinde birisi ona çıkışmış:
-Be adam şu mübarek günde günah işlemekten çekinmiyor musun? Allah’tan korkun yok mudur?
Bu yamru yumru adamın sözü uzatması üzerine Bektaşi dayanamamış ve demiş ki:
-Behey herif! Aynayı al da bir kere şu suratına bak. Sahip çıktığın Allah seni ne hale koymuş; gör!
***
Baba Erenleri Ramazan’ın on beşinde oruç yerken yakalamışlar hemen mahkemeye çıkartmışlar.
-Bu zındık, mübarek Ramazan’ı yedi; diye şikâyetçi olmuşlar.
Hâkim, meseleyi sorunca o; gayet sakin biçimde anlatmış:
-Benim Ramazan’ı yediğim doğru değildir. İsterseniz gelin hep birlikte hesap edelim: Bugün ayın kaçı? On beşi... Daha bitmesine ne kadar var? On beş...
On beş oradan, on beş buradan; etti mi 30? İşte Ramazan tastamam ortada duruyor; nesini yemiş içmişim acaba?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)