Başta gazeteciler ve analistler olmak üzere hemen hepimiz siyasette yaşanan her gelişmeye büyük anlamlar vermeye çalışırız. Kendimi katiyen ayırt etmiyorum. Her olgunun ardında bir “büyük oyun” veya “büyük kurgu”nun olduğunu düşünmek ve bu “oyun” veya “kurgu”yu bulup ortaya çıkaran kişi olmak çok hoşumuza gider.
Muhakkak ki büyük kurgular ve oyunlar var, büyük devletler çıkarları çerçevesinde dünyayı kurgulamakta ve satranç oyununu oynamakta çok mahirler.
Ancak, “büyük oyun”u etkileyen, hem de bazen kökten etkileyen basit kurgular, basit çıkar hesapları da var!
***
Önemle 2007’den beri Türkiye “tek adam”ın kişisel hesapları ile yönleniyor. Son 2 yıldır da bu hesap tekil bir hedefe kilitlendi.
Tek adamın tek seçici ve tek karar verici olarak tek derdi var!
Türkiye’nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olmak!
Karşılaştığı bütün olgulara “hangi tavrı alırsam bu bana ne kadar oy getirir?” sorusunu sorarak çözüm arıyor!
***
Örneğin, Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün “dağdaki teröristin ölümüne ağlaması”na MHP sert tepki vererek, tek adamın mantığına göre, milliyetçi oyları toplama fırsatı yakalayınca o da Müdüre vurmaktan, hem de çok ağır vurmaktan geri kalmadı. (Halbuki Bülent Arınç Müdüre kucak açmıştı. Yanlış ata oynadı.) Birden “sert milliyetçi” kesildi. Müdürünü anında sattı. Ancak, aynı tek adam “işkence suçu işlediği sabit” başka bir Emniyet Müdürüne yine “oy getirir” saiki ile sahip çıkmıştı. Diyarbakır Müdürü’nü bu kadar sert çıkıştan sonra görevden alması lazım ama Müdürün Diyarbakır’da topladığı sempatiyi de karşısına almaması gerekiyor.
***
Tek adam “terörü bitirmek için dağdaki teröriste sempati duyulamaz” diyerek adam azarlıyor ama dağdaki teröristi üzerimize süren terör başları ile Oslo’da görüşmekten geri kalmıyor.
Oslo’da görüştüklerinden birisi daha dün Avrupa’da PKK’ya silah temin etmeye çalışırken yakalandı!
BDP ile PKK ile görüştüğü için görüşmüyor ama son AKP Kongresi’nde pekâlâ PKK ile görüşebileceğini, büyük vizyon adına ilan etti. Tek adam PKK ile görüşebilir ama BDP görüşemez! BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş güzel söyledi. Belki de PKK ile görüşmek için PKK’ya da BDP ile görüşmeme şartı getirecek!
Tek adam zaman zaman Türk milliyetçisi oylara, zaman zaman da Kürt milliyetçisi oylara göz diktiği için ha bire zikzak çiziyor ve biz bu durumu “büyük kurgu”ya oturtmakta zorlanıyoruz.
***
Ortadoğu’yu ABD çıkarları çerçevesinde ve onunla oyun kurarak yeniden tasarlamak istiyor ama öte yanda bu gayretin ona “Ortadoğu liderliği” payesi vererek içeride de itibarının artacağını hesap ediyor. Ahmet Davutoğlu’nun üzerinde prova ettiği “Yeni Osmanlı”nın “tek adamı” sıfatı o kadar hoşuna gitti ki, milletin büyük çoğunluğunun Suriye ile savaş istemediğini bile görmek istemiyor. Davutoğlu’nun kibrinin peşine takıldı, gitti. Hatta, artık ABD’nin arkasında olmadığını kabullenemedi.
Sağa sola ne kadar dayılanırsa milletin ona o kadar sempati duyacağını hesap ediyor. Belki de haklı. Ama olaya bir “dış politika oyunu” olarak baktığınızda ortada bir “büyük oyun” değil, sadece bir “kakafoni” görüyorsunuz. Türkiye’nin içine sürüklendiği badireden ürküyorsunuz.
Tek adam için sadece ve sadece “bu iş bana kaç oy getirir” hesabı var!
***
Kendisine ağır laflarla yüklenen Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu’ya bile “bir oy bir oydur” hesabı ile kucak açtı. Buraya yazıyorum, Soylu DP’nin %1 oyunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adama kullandıramazsa 2015’de çok özlediği sandalyeciğini göremeyecek.
***
TBMM’deki AKP ve hatta özel hesaplar gereği MHP milletvekillerinin tek misyonu var:
Tek adamı ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı yapmak!
Anayasa’yı değiştiremezse bu sevdadan vaz geçeceğini düşünenler var.Yanılıyorlar. Tüm enerjisini cumhurbaşkanlığına adamış durumda. Gerisi lafı güzaf!
Bu ülkenin maalesef 2014’e dek tek derdi tek adamı cumhurbaşkanı seçmek!
2014’den sonraki derdi mi ne olacak?
2019’da tek adamı tekrar seçmek!
Kimse başka hayaller kurmasın!