Yasakçılara kötü haber! Atatürk ve Cumhuriyet sevgisi Almanya’da da dorukta…
Cuma, Kasım 02, 2012
Dünkü SÖZCÜ’de okuduğunuz gibi, Cumhuriyet Bayramı günlerinde Almanya’daydım.
Hessen Eyaleti Atatürkçü Düşünce Derneği’nin konuğu olarak “Cumhuriyet’in 89. Yılında Türk Medyası” konulu bir konuşma yaptım.
Başbakan Erdoğan’ı üzecek haberi hemen vereyim:
Cumhuriyet Bayramı orada da coşkuyla kutlandı. Atatürk ve Cumhuriyet sevgisi orada da doruktaydı…
Toplantının düzenlendiği Hilton Oteli’ne giderken gördüklerim karşısında endişelenmedim değil. Çünkü yollar polisler tarafından kesilmiş, barikatlar kurulmuştu. Otelin önünden geçen cadde araç trafiğine kapatılmıştı. Çevrede çok miktarda polis aracı ve ambulans göze çarpıyordu.
Otele yaklaştıkça güvenlik önlemleri artıyor, polislerin bakışları sertleşiyordu…
Barikatların ötesine kimsenin geçmesine izin verilmiyor, adeta kuş uçurtulmuyordu.
Bu görüntülere baktıkça “Acaba Alman polisine, Atatürkçülerin burada da olay çıkaracakları, oluşacak kaos ortamında Angela Merkel Hükümetini devirecekleri (!) doğrultusunda bir ihbar mı geldi?” diye düşünmeye başladım.
Oysa elimizde ne Atatürk posterleri, ne de Türk Bayrakları vardı. Tedbirli davranıp, Türkiye’de suç kabul edilen hiçbir şeyi yanımıza almamıştık. Kendi halimizde yürüyorduk.
Dayanamayıp, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Mahmut Telli’ye sordum:
“Bu sıkı güvenlik önlemleri bizim toplantı için mi?”
Mahmut Bey gülmeye başladı.
“Olur mu Uğur Bey, burası normal, demokratik bir ülke. Bahsettiğiniz önlemlere, Türkiye gibi ileri demokrasilerin uygulandığı ülkelerde başvuruluyor!”
“Peki bunca polisin ne işi var burada?”
“Maraton koşusu var, yarışın selameti için görev yapıyor polisler!”
* * *
Hilton Oteli’nin konferans salonuna girdiğimde gözlerime inanamadım.
Karşımda pırıltılı bir gurur tablosu duruyordu.Salon hıncahınç dolmuş, oturacak yer bulamayanlar için de dışarıya dev ekranlar yerleştirilmişti. Bu toplantı Türkiye’de yapılmış olsa “Terörist, Ergenekoncu, Holigan” damgalarını kolayca yiyecek olan dinleyiciler arasında kadınlar çoğunluktaydı.
Hepsi aydınlık bakışlıydı, hepsinin gözleri ışık saçıyordu.Tanışmak için bana uzanan ellerin sahipleri, başarının doruğuna tırnaklarıyla tırmanmış kişilerdi.
Profesörler, doktorlar, mühendisler, avukatlar, bankacılar, iş adamları, siyasetçiler hemen her sektörde başarılı olmuş Türkler… Şimdiden söyleyeyim, gelecekte bu Türkler arasından, Almanya Başbakanları çıkacak, kimse şaşırmasın!
Hayranlıkla dinlediğim hayatların kahramanları, genellikle Almanya’da doğmuş işçi çocuklarıydı.Burada okumuşlar, kendilerini anaları-babaları gibi ağır işlerde çalışmaya zorlayan sisteme kafa tutarak, bileklerinin hakkıyla bugünlere gelmişlerdi.
Hepsinin bakışları, sayısız engeli aşmanın verdiği güven duygusuyla dopdoluydu.
* * *
Almanya‘da doğup büyümüş Doktor Banu Diler’in sunuculuğunu yaptığı söyleşimiz, soru-cevap bölümüyle birlikte yaklaşık 3 saat sürdü.Vaktin nasıl geçtiğini anlamadığım söyleşi boyunca, dinleyicilerdeki Cumhuriyet ve Atatürk sevgisinin alkışlanacak düzeyde olduğunu gördüm. Hepsi ülkenin ileri demokrasi (!) söylemleriyle nereye götürülmek istendiğinin farkındaydı. Hepsi düşünce ve basın özgürlüğü üzerindeki baskıları, cezaya dönüştürülen uzun tutukluluk sürelerini, 4+4+4’ün amacını, AKP iktidarının kendisi gibi düşünmeyeni hasım olarak görmesinin ardındaki nedenleri, kısacası AKP Türkiye’sinin gerçeklerini en ince ayrıntısına kadar biliyordu.
Yalakalık yapmayan, yağdanlık olmayı reddeden, tarafsız gazeteci ve televizyoncuların ansızın buharlaşmalarına büyük tepki gösteriyorlardı.
Durumdan kaygılıydılar, ama asla umutsuz değillerdi.
Üç saatin sonunda “İyi ki bu daveti kabul etmişim, iyi ki bu değerli toplulukla bir araya gelmişim!” diye düşündüm.
* * *
“Cumhuriyetin 89. Yılında Türk Medyasının Durumu” hakkında neler söylediğime gelince…
SÖZCÜ‘deki özgürlük ortamının önemine ve değerine değindim.
SÖZCÜ okumanın ve başkalarına da okutmanın, artık bir görev haline geldiğini belirttim.
Medya konusunda uzun uzun konuşmaya gerek olmadığının altını çizerek, artık sizin de bildiğiniz Napolyon fıkrasını anlattım.
Kahkahaların koptuğu salondan, büyük alkış aldım!..uğurd
Tags