Küçük Adamların Büyük Devleti
Perşembe, Mart 22, 2012
Güneydoğu’ya kaç gündür giremiyor…
Gitmiş Afganistan’ı düzeltmeye…
*
Ayça’nın babası teee Afganistan’da şehit olduğunda, cami avlusunda onun gözlerinden pıtır pıtır küçük yaş damlaları aktığında…
Bu neyi gösterir, elinizi vicdanınıza koyun…
“Büyük devlet olduğumuzu” diyor…
*
O zaman çocuklar ağladıkça büyüyorsun…
*
Büyük devlette:
Polis jandarmayı kuşatıp, savcılık adliyeyi basıp da yargıç hâkimi tutuklattığında… Emniyet, polis tarafından yakalandığında…
Ordumuz askerimizi ezip güvenliğimiz asayişimizi hallettikten sonra…
Yargımız adliyemizi tepeledi…
Zaten istihbaratımız MİT’imizin peşine düştü de…
Ve yürütmemiz, yasamamızı hizaya getirdi işte daha önceki gün, bir tek gözü mordu milletvekilinin…
Polis dövmüş..
*
Hükümet Cumhuriyetimizi yıkıyor…
İktidar devletimizle savaşıyor…
Milletimiz, ulusumuzu yiyor…
Bu “büyük devlet” mi?..
Bir de sen git Afganistan’ı düzeltmeye kalk…
*
Babasını elinden aldılar…
Ayça ağladı…
Babasını bir sandığın içine koyup, kırmızı bayraklarla ve hüzünlü bir marşla alıp götürdükleri an, yerlere attı kendini…
Ve ömrü boyunca babasını özleyecek…
“Büyük devlet olmanın” gereğidir diyor…
*
Büyük devlet olmanın belki de ilk gereği varsa:
Büyük devlet çocuklarını ağlatmaz…
*
İsmet Paşa büyük devlet adamıydı mesela…
Güçlü devletlerin akıl almaz baskıları altında, çocukları yeterince ağlamış ülkesini büyük dünya savaşına sokmayarak “büyüklüğünü” perçinlediğini yazıyor kitaplar…
Ekmek karnelerini bulup kürsüden okuyacağına, biraz kitap okusan…
*
Bu gitmiş Afganistan’ı düzeltmeye…
Düzeltemiyor da…
Sadece Ayça ağlıyor…
Babasını aldılar elinden…
*
Bari sus…
“Büyük devlet” falan deme…
Küçük adamlarla büyük devlet olunmuyor…
Bekir Çoşkun
Cumhuriyet
Tags