Yastık altında 28 milyar dolar yatıyor
Perşembe, Mart 22, 2012
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, yastık altında 5-6 bin ton altının bulunduğunun tahmin edildiğini, bu altınların yüzde 10'unun piyasaya çıkartıldığnda 28 milyar dolarlık bir kaynağa ulaşılabileceğini söyledi.
Yazıcı, "Altın ve Mücevher Zirvesi "2012"nin açılışında konuşurken, altının tarihin ilk dönemlerinden itibaren insanoğlunu bildiği ve günlük hayatında bazen süs, bazen inanç sembolü ve çoğu zaman da ekonomik amaçlarla kullandığı bir maden olduğunu söyledi. Altının en önemli özelliğinin yok olmaması olduğunu ve böylelikle insanların altını, tarih boyunca tekrar işleyip kullanmalarına imkan sağladığını dile getiren Yazıcı, dünyada mücevherin daha çok süs amacıyla kullanılırken Türkiye'de altının yatırım aracı olarak kabul gördüğünü söyledi. İstanbul'un da dünyadaki tek ve ilk örnek olarak Kapalıçarşı'nın yüzlerce yıl ticaretin yanı sıra banka ve altın borsası işlevini de sürdürdüğünü kaydeden Yazıcı, bugüne kadar çıkartılan altının yarısından fazlasının, hükümetlerin ve merkez bankalarının elinde olduğunu kaydetti.
Dünya Altın Konseyi'nin verilerine göre, ülkelerin toplam yabancı rezervleri içinde altının payının oldukça yüksek seviyede olduğunu vurgulayan Yazıcı, "Örneğin, toplam yabancı resmi rezervlerinin yüzde 76.7'si altından oluşan Amerika, 8 bin 133 ton ile birinci sırada yer almaktadır. Buna karşılık, toplam yabancı resmi rezervlerinin yüzde 12.8'i altın olan ülkemiz ise 199.4 ton ile 22'nci sırada yer almaktadır" dedi. Yazıcı, altın ve mücevher zirvesinde iki konunun üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğine işaret ederek, bu iki konuyu şöyle açıkladı:
"Türkiye'nin altın-mücevher üretim kapasitesini ve ihracatını, tasarım ve markalaşma ile birleştirerek artırılmalıyız. Bununla birlikte yastık altı tabir ettiğimiz ve yaklaşık 5 bin-6 bin ton olduğu tahmin edilen tasarruf amaçlı biriktirilen altınların ekonomik yapı içine girmesi ağlanmalıdır. Bu altınların yüzde 10'u bile piyasaya çıkartıldığında 28 milyar dolarlık bir kaynağa ulaşabiliriz. Türkiye'nin toprak ve yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırması son derece önemli. Bu kaynakların verimli kullanılması ve sisteme katılmasıyla ekonomimize uzun vadeli tasarruf gücü kazanacaktır" dedi.
Altın ihracatı
Kuyumculuk sektörünün, Türkiye'nin küresel oyuncu olarak kabul edildiği sektörlerden bir olduğuna işaret eden Bakan Yazıcı, bugün kıymetli madenler piyasasında 22 banka, 35 yetkili müessese, 21 kıymetli maden aracı kurumu, 10 kıymetli maden üretimi veya ticareti ile iştigal eden anonim şirket olmak üzere 88 altın borsası üyesinin yer aldığını söyledi. Yazıcı, 2002 yılında altın ve mücevher ihracatının yaklaşık 630 milyon dolar olurken, 2011 yılında 3.7 milyar dolar civarında gerçekleştiğini belirtti. Dünya Altın Konseyi'nin verilerine göre, dünyadaki altın talebinin 2009'da 3 bin 619 ton olurken, 2011'de 4 bin 67 tona yükseldiğini kaydetti. Bu talebin yaklaşık yüzde 49'unun mücevherat, yüzde 11'inin endüstri ve sağlık, yüzde 40'ının ise yatarım amaçlı olduğu bilgisini veren Yazıcı, 2010 yılında dünya altın üretiminin yaklaşık 2 bin 700 ton olduğunu, bu üretimde 351 ton ile Çin'in birinci, 260 ton ile Avustralya'nın ikinci, 233 ton ile ABD'nin üçüncü, 203 ton ile Rusya'nın dördüncü ve yine 203 ton ile Güney Afrika'nın beşinci sırada yer aldığını söyledi.
Türkiye'de işletilebilir altın rezervinin metal bazında toplam 700 ton olduğunu söyleyen Bakan Yazıcı, jeolojik yapısı ve dünyadaki altın oluşum modellerine dayanılarak yapılan hesaplamaya göre Türkiye'nin, altın potansiyelinin 6 bin 500 ton olduğunu ve bu rezervle de dünyanın ikinci ülkesi haline gelebileceğini tahmin edildiğini dile getirdi. Sektörün, halen 200 bin den fazla insanın istihdam edildiği dev bir sanayi ve ticaret ağı olduğunun altını çizen Bakan Yazıcı, "Kuyumculuk sektöründe 14 bin 888 esnafımız faaliyet göstermektedir. Sektördeki girişimci sayısı da 40 bin civarındadır. Devlet olarak sektörün gelişmesini sağlayacak her türlü teşvik ve deste sağlamak konusunda kararlıyız" dedi.
Yazıcı, Türkiye altın mücevheratında Hindistan ve Amerika ile birlikte dünyanın en büyük beş pazarı arasında yer aldığını, üretimde ise İtalya ile yarıştığını vurguladı. Değerli maden ve ihracat sektörünün, ihracatın son 10 yılda 3 kat büyüttüğüne işaret eden Bakan Yazıcı, sektörün 2011 yılı ihracatının 3.7 milyar dolar olduğunu, 2023 yılı hedefinin ise 12 milyar dolar bulunduğunu vurguladı. Cumhuriyetin 100'üncü yılında İstanbul'un dünyanın en büyük 10 finans merkezlerinden biri olması hedefi doğrultusunda mücevher sektörünün de önemli role sahip olduğunu kaydeden Yazıcı, "2023 yılında İstanbul'u altın ve mücevher ticaretinin üretim ve dağıtım merkezi olarak görmek istiyoruz. Kendisi de mücevher kadar kıymetli ve güzel olan İstanbul, dünyanın mücevher başkenti olmayı fazlasıyla hak ediyor" dedi.
Türkiye ve dünya ekonomisini de değerlendiren Bakan Yazıcı, Türkiye'nin 969 milyar dolarlık gayrisafi yurtiçi hasılası ile dünya ekonomileri arasında 16. sırada olduğunu ve Avrupa ülkeleri arasında altıncı konumda bulunduğuna işaret etti. Dünya mal ve hizmet ihracatının 2001 yılında 7.63 trilyon dolarken, 2011 22.25 trilyon dolara ulaştığını belirten Yazıcı, "200-2011 yılları arasında ülkemizin dış ticaret hacmi de sürekli artmıştır ve 2011 yılında 375 milyar dolara ulaşmıştır. Ülkemiz ithalatındaki artışın, ihracattan daha yüksek oluşu karşısında, ekonomik aktörler ile burada olduğu gibi bir araya gelerek bizleri 2023 yılı hedeflerine ulaştıracak çalışmaları sürdürmekteyiz. 2011'de 135 milyar dolara ulaşan ihracatımız, 2023 yılında 500 milyar dolar hedefini yakalayacaktır" dedi.
ANKA
Tags