Erdoğan: BDP ile müzakere ederiz

PKK silah bırakmadıkça terörle mücadelenin durmasının mümkün olmadığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ancak BDP ile müzakere yapabileceklerini söyledi. BDP ile müzakerenin kestirilip atılmaması gerektiğini, bir iplikle bile olsa bağın devam ettiğini belirten Erdoğan, “Şartlar ne getirir ne götürür bilemem, ama samimiyseler oturur konuşuruz” dedi

İSLAMABAD
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 5 bakanı ile birlikte geldiği Pakistan’da gündemdeki konularla ilgili sorularımızı yanıtladı. Erdoğan, terör örgütü PKK silah bırakmadıkça terörle mücadelenin durmasının da mümkün olmadığını vurguladı ancak BDP ile müzakere yapabileceklerini de belirtti. BDP ile müzakere konusunda konunun kestirilip atılmaması gerektiğini, bir iplikle bile olsa bağın devam ettiğini söyledi. Erdoğan, “şartlar ne getirir ne götürür bilemem, ama samimiyseler oturur konuşuruz” dedi. Başbakan Erdoğan’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

SP’NİN İTİBARI SARSILDI itibarı sarsıldı
Türkiye’nin rating notu düşürüldü diğer taraftan Wall Street Journal’da Türkiye’yi sıkıntıya sokacak yazı çıktı. Türkiye’nin kendi kredi derecelendirme kuruluşunu kurma düşüncesi var mı?
- Standard&Poor’s’un açıklamasını ideolojik buluyorum. Onu siyasi bir yaklaşım olarak ele alıyorum. Kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasetten ari olduğunu düşünmek mümkün değil. İflasa giden ülkenin derecesini yükseltmeye çalışıyorlar aynı kararda bizimkisini de durağana çeviriyorlar. Başka bir kredilendirme kuruluşu Yunanistan’la ilgili notu BB’den CC’ye düşürdü. Bu yaptığı değerlendirmelerin yanlış olduğunu gösteriyor. Bunlar artık itibarlarını kaybettiği gibi, bu sene G-20 toplantısında kredi derecelendirme kuruluşlarını tartışacağız. Bunlar ülkelerin dünyaya açılımında örneğin tahvil alacaklar ya da reel yatırıma girecekler bu tür derecelendirme kuruluşlarının notlarına bakıyorlar. Ama kendi kuruluşları varsa, ben bu ülkeyi tanıyorum kredi derecelendirme kuruluşlarının notu ilgilendirmez diyor. Zaten Standard&Poor’s‘un yaptığı açıklama bizim piyasalarda bir etkisi olmadı. Biz iyi yönettik. Bizim yaptığımız açıklamalar bu kuruluşun itibarını dünyada sarstı.

BÜYÜK FAYDA VAR
Tabii Türkiye’de şu anda bizim adımı atmamızın çok büyük faydası var. En azından bizim bu kuruluşlar vasıtasıyla, hem içimizde kuruluşların müracaat edeceği öncü kuruluş olur. Hem bu kuruluş uluslararası piyasada böyle bir yarışın içine girer. Belki kendine üyeler bulur.
Standard&Poor’s ile biz her yıl anlaşma yapıyoruz. Gerekirse gözden geçirir tek taraflı olarak anlaşmayı iptal ederiz. Bizi engelleyen bir şey yok. Arkadaşlarla çalışıyoruz. Buna mani bir şey yok.
SP gibi Moodys ve Fiche de var. Onlarla da bir fesih yapılırsa Türkiye’nin read edilmeyen ülkeler arasında yer alması, risk oluşturmaz mı?
- Borçlanmayı bu ülkeler belirlemiyor. İşinizi kolaylaştırıyor. Ne olur, biraz daha koşturmanız gerekir. Bizim yatırım konseyine gelen 17 kuruluş var. Bunlar dünyanın enleri arasında.
Bunlar Türkiye ile ilgili kredi derecelendirme kuruluşlarından fazla bilgiye sahip.
Vergi veriyor sistemi biliyor. Piyasa nedir pazar nedir, bütçe durumunda Türkiye’nin durumunu görüyor. Türkiye’nin bu süreç içinde en çok itibar gören yanı, sanal bütçeler yapmamasıdır. Güven noktasındaki yanımızı dünyaya çok iyi yansıtmıştır. Bir ülkede güven ve istikrar varsa zaten yatırımcı geliyor. Yoksa gelmiyor. Bu kredi derecelendirme kuruluşlarının arkasına takılıp çok batan oldu. Biz Türkiye diyoruz ki, bu kuruluşumu gerçekleştirdiğimiz zaman bu ülkelerin maliyeleriyle yapacakları görüşmeler bizi çok farklı bir yere taşıyor.

VERDİK, TSK KULLANDI
Wall Street Journal’ın Uludere ile ilgisi iddiası vardı?
- Çok net konuşuyorum. Türkiye’de medyanın bir siyasi hedefi var mıdır? Belli medya kuruluşları bir görüşü, belli medya kuruluşları farklı siyasi görüşü destekler. Amerika’nın da var. WSJ’nin de var. Mevcut yönetimi zora düşürmek için bu uydurma haberi yapmıştır. Biz açıkladık. Bu TSK’nın birinci derecede görevidir. Biz güvenlik güçlerimize yetkiyi veririz, askerimize veririz, polisimize veririz, onlar da o yetkiyi, yetkileri dairesinde kullanır. Biz yetkiyi vermişiz TSK bunu kullanmış.
Eğer biz Türkiye’de, kuruluşlar olarak TSK’mıza güvenmiyorsak, polisimize güvenmiyorsak biz terörle mücadeleyi kimle yapacağız? Hantepe, Gediktepe olayında dockalar katırlar sırtında taşınırken, medyamız ‘niye onlar vurulmadı, uçaklarımız, helikopterlerimiz neredeydi, niye vurulmadı’ dedi. Katırı da vardı, yürüyen insanlar da vardı. Ben izlediğim CD’de bir hareket gördüm. Bizzat izledim. Bir konvoy gidiyor. 30-40 kişi var. O yüksekten görebilmek mümkün değil. Bizim gözcülerimizin vermiş olduğu CD. Heronlarımızın. Silahlı Kuvvetlerimiz de gerekli adımı atmıştır. Bu bölge terör bölgesidir. Halkın, sivilin oturduğu bir bölge değildir. Böyle bir bölgede silahlı kuvvetler bu Ahmet midir, Mehmet midir bilemez ki?

HATAYI AÇIKLADIK
Operasyondan önce haberiniz oldu mu? Uludere’de Türkiye’nin tuzağa düşürüldüğü iddia ediliyor.
- Operasyonun hemen ardından haberimiz oldu. Ben tuzağa düşürülmek şeylerine pek iltifat etmiyorum. Bizim silahlı kuvvetlerimiz bu görevi samimi bir şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık. Tazminatı da açıkladılar. Ama birileri istismar ediyor. Bir hatanın olduğunu, hatamızın olduğunu söyledik. Allah aşkına tazminatsa tazminat. Bizim resmi tazminatımızın ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz? Kusura bakmasınlar.

ZERDÜŞLER AMA...
KCK etkisiz hale getirilince yurtdışında PKK yandaşı kuruluşlar oluşturuldu. Bunlar Türkiye’de gizli toplantılar gerçekleştiriyorlar. Mesela DPI adlı kuruluşun başkanı kitaplarında Bağımsız Kürdistan’dan ve Türkiye’ye uluslararası müdahaleden söz ediyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Şu anda Almanya, Avrupa’da, terör örgütünün yapılanmayı en geniş tuttuğu ülke. Yüzlerce kurdukları dernek ve vakıf var. Bunlarla çalışmalarını yürütüyorlar. Çok enteresandır. Yardım toplama çadırları. 2011 itibarıyla topladıkları 8 milyon euro. Çadırlar kuruluyor, orada belediyeler müsaade ediyor. Çadırların üzerinde İmralı’nın resimleri var. PKK’yı terör örgütü olarak kabul ettiği halde, bu çadırlarda teröristbaşının resimlerinin olduğu çadırlarda para toplanması neyi ifade ediyor? Bunu Şansölyeye de söyledik. Haklarında açılmış 4 bin dava olduğunu söyledi. Bir netice yok. Ama para toplayıp, terör örgütüne para topluyorlar. Her şey var. Hac, umre organizasyonlarına da başladılar. Bunlar Zerdüşt ve Ateist. Ama zavallı insanları aldatabilmek için her yola başvuruyorlar. Tek ortak paydaları var. O da Kürt olmak. Oradan gidip cebinde neyi var, neyi yoksa alıp bu imkânları terörde kullanıyorlar. Cenaze organizasyonları da yapıyorlar. Ama hac organizasyonu yapıyorlar. Bu şahısları destekleyen kim? Bu ülkelerin siyasi iktidarları. Dağa rahatlıkla gidip gelen adamları var. Ne ad altında? Barış elçisi. Biz bunları da biliyoruz. Barışa dair aldıkları bir netice yok. Tek ortak noktaları Kürtlüğü istismar ediyorlar.
Terör örgütünün siyasi uzantıları semiriyor dediniz. Terörle mücadele siyasetle müzakere, demiştiniz. BDP ile müzakere edecek misiniz?
- Biz bunlarla bu tür şeyleri zaman zaman ben bir kere görüştük. Ben bir kere görüştüm, arkadaşlarım müteaddit defalar yaptılar. Bir netice aldılar mı alınmadı. Açıkça söylüyorum. 26 maddelik anayasa değişikliğinde siyasi partilerin kapatılmamasıyla ilgili maddede arkadaşlar görüştü. Bakın partilerin kapatılmaması için fırsat var dedik. Arkadaşlar gelmedi, sıraları boşalttı gittiler. Bizim içimizde de akıllarını başkalarına kiraya verenler vardı. 330’u yakalayamadık, altına düştü. O madde referanduma gidemedi. Sonra bizi parti kapatmaları konusunda eleştirdiler.
Siyasi muhatap olarak BDP’yi görüyor musunuz?
- Biz siyasi müzakereleri yine yaparız. Muhatap BDP’dir. Şartlar ne getirir bilinmez. Kesip atmamak lazım. Arada bir iplik şöyle duruyor. Biz muhatabız diye açıklama yaptılar. Hem de biz silah bırakmayı tavsiye edemeyiz dediler.

SİLAH BIRAKILMALI
Oslo süreci gibi bir süreç yeniden olur mu?
- Şu anda Oslo ile alakalı olarak, İmralı da umudunu kesmiş vaziyette. Onlara ‘siz hiçbir işe yaramazsınız, hiçbir şey yapamazsınız’ diyor. Bizim de bu konuda davranışlarımızın farklı bir kulvarda gideceği beklentisini ortaya koyuyor. Bütün gayretimiz, arzumuz şudur; Bu problemi nasıl çözeriz? Görünen o ki, terör örgütünün silah bırakması şart. Terör örgütü silah bırakmadıkça, müzakere olmaz. Terörle mücadelenin durması mümkün değil. Teröristlerin Türkiye’den ayrılması, dağdan indirilmesi, başka ülkeye gönderilmesi vs. Bizim başından beri inkâr politikalarına karşı tutumuz çok çok önemli. Ne burada Kürt varlığını inkâr ettik, ne kendi aralarında Kürtçe konuşmalarını engelledik, ne de kültürel varlığını yok saydık, ne de yatırımları durdurduk. Cumhuriyet tarihinde görmedikleri yatırımları kendileri almıştır. Cezaevinde anne çocuğuyla rahatça Kürtçe konuşamazken, konuşur hale gelmiştir. Resmi dil Türkçe demişizdir. Benim söylemediğim şeyi söyledi parti genel başkanı. Tek dil demedim. Ben Afyonkarahisar’dan yola çıkarken söylediğim 4 başlık vardı. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bunları ısrarla söylerken bunların tuzağına düşmeyiz. Samimilerse oturur konuşuruz. Ama samimiyetten uzaksalar kusura bakmasınlar.

MUTABAKAT OLMAZSA...
BDP anayasada demokratik özerklik istiyor. Düşünceniz nedir?
- Dün TOBB’da söyledim, anayasa konusunda. Bu işin süresi yıl sonuna kadar. Biz bütün gayretlerimizi ortaya koyarak masadan kaçan taraf olmayacağız. Bu bizim diğer partilere olan tavrımızdır. 4 tane grubu olan parti kendi arasında mutabakata varamıyorsa, mutabakata varacağımız, anayasayı yapacak gücü olan partilerle oturur konuşuruz. Bu CHP mi olur, MHP mi olur? BDP ile böyle bir şey yapmak sayı olarak mümkün değil. Yeter ki yeni anayasa, yaparız. Ha bu çıkmıyor. Türkiye bir tarafa gitmiyor. 9,5 yılı nasıl getirdiysek, anayasa değişikliği ile anayasamız güç kazanmıştır. Bu güçle devam ederiz. Bu 26 maddenin anayasada olmama teklifine Ak Parti olarak sıcak bakmamız mümkün değil. Ama pozitif yaklaşımla, ilgili olarak zenginleştirelim derlerse destek veririz ama içinin boşaltılmasına karşıyız.


Başbakan Erdoğan’ın Pakistan Parlamentosu’nda dün yaptığı konuşma sırasında Pakistanlı vekiller sık sık masalara vurdu. Türk heyeti bu durumu önce protesto sandı. İşin gerçeği daha sonra ortaya çıktı. Pakistan’da masalara vurmanın bir alkışlama yöntemi olduğu belirtildi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan’da bazı gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan’da bazı gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.



Başkanlık da olabilir, yarı başkanlık da
Yeni anayasada başkanlık, yarı başkanlık sistemi tartışmalarına ne diyorsunuz?
- Bu başkanlık da olabilir yarı başkanlık da olabilir. Biz tıpatıp Amerikalıların sistemini ya da Fransızların sistemini alalım demiyoruz. Pakistan’da da başkanlık sistemi var, bunu alabilir miyiz? Tüm mesele arkadaşlarımızın buna kafa yormasıdır. Aydınlarımıza da gideriz. Kusura bakmayın, biz dünyayı tanıyoruz hangi ülkede hangi sistem var. Kitapların içine kapanıp kalmadık, nerede ne sistem var biliyoruz. Amerika diktaya mı gitti Fransa diktaya mı gitti? CHP’de de MHP’de de şöyle bir yaklaşım var; parlamenter demokrasi diyorlar. Amerika’da, Fransa’da parlamento yok mu? Orada denetim daha fazla. Öyle söylüyorlar ki, orada denetim yetkisi var. Halkımızın bunu bilmesinde fayda var. Bunlar tartışılsın. Parlamenter sistem tartışılsın. Ziya Paşa’nın söylediği gibi, ‘Müsademeyi efkardan barika-i hakikat doğar’. Hakikat güneşini doğurmak için hakikatler çarpışsın.
Tek parlamento da olabilir çift parlamento da
İki Meclis’li sistem düşünülebilir mi?
- Hepsi olabilir. Tek de olabilir, çift de olabilir. Tartışılsın. Amerika çift çalışıyor. Denetimi artırır, ama bence süreci ağırlaştırır. Türkiye’de senatonun kalkmasının nedeni buydu.

4 yılda bir seçimi doğru bulmuyorum
Yerel seçimlerin 5-6 ay erkene alınacağına ilişkin tartışmalar var. Düşünceniz nedir?
- Baştan itibaren söylediğim yerdeyim. Biz bu oyunun bir kez bozulmasına mani olamadık. Bir parti bizim içimizden ayrılarak kurulmuştu. Bu arkadaşlar bizden 2 şey istemişti. Bir Cumhurbaşkanını halk seçsin, iki seçimlerin 5 değil 4 yılda bir olmasını istemişlerdi. Bu sağlanırsa gelip oyumuzu vereceğiz dediler. Peki dedim. Bizzat ben ve arkadaşlarımla gittim. Ben sözümde durdum onlar durmadı. Erkan Mumcu’nun partisi. Bak bugün onlar ortada yok. Ben seçimlerin 4 yılda bir olmasını doğru bulmuyorum. 4 yıl 3 yıl demektir. 5 yıl olursa 4 yıl hizmet olur. Türkiye’yi bizim 2023’te ilk 10’a sokmamız lazım. Bu heyecan, bu coşku var. Ama olan olmuş, bunun geriye dönüşü mümkün olmaz. Cumhurbaşkanlığında da 5 artı 5 dediler. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi bizim gündemimizde de eskiden beri var. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı, başkanlık ya da yarı başkanlığın uygulamasını ortaya koyuyor. Ama yetkiler ve sistem noktasında ortaya başka bir şey çıkıyor. Bunun üzerinde çalışılması lazım. Bir aklıselim ortaya çıkar da adım atılırsa olur. Bunlar hiçbir zaman kendileri başkan çıkaramayacaklarını düşünüyorlar.

Erken yerel seçim teklifimiz olmaz
- Yerel seçimleri erkene almıyoruz. CHP’den, MHP’den bir teklif gelirse bakarız. Mevsim şartlarının çok sıkıntılı döneme gelmesi, arada 3 ay var. Aslında bu süre 6 ay değil, 3 aydır. 3 ay da propagandadır. Muhalefetten böyle bir teklif gelirse üzerinde çalışılır. Gelmezse, bizim bir teklifimiz olmaz.

Neticeyi bekleyelim
Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanlığı ile ilgili kanun konusundaki kararı ne olur, iptal çıkarsa?
- Doğmamış çocuğa külot biçmeyelim. Neticeyi bekleyelim.

3 dönemden sonra ara sonra yeniden vekillik
Üç dönem vekillik yapanın bir daha yapamayacağı konusunda partinizin tüzüğünde değişiklik olur mu?
- Kişisel olarak benim düşüncemi sorarsanız benim böyle bir düşüncem söz konusu değil. Bizim tüzükte o dönem cümleleri ben yazıp çizmiyordum. 3 dönemden sonra bir dönem ara verip tekrar milletvekili olma durumu var, o bizim tüzüğe girmemiş. Toplam 3 diye girmiş. Yeni kongrede bir tüzük tadiliyle, 3 dönem art arda milletvekili olan bir dönem ara verip milletvekili olabilir. Geleceğe yönelik bizim partimizin bir sorunu yok.


Başbakan Erdoğan dün Pakistan Başbakanı Yusug Rıza Gilani’yle de bir araya geldi. Görüşmeye Emine Erdoğan ve Gilani’nin eşi Begüm Yousaf
Raza Gilani de
katıldı.


Seçim sandığı yok
Bu sene seçim yok mu?
- Nereden çıktı, siz eskisine alıştınız. İlk defa 3 dönem seçimsiz geçti, dördüncü dönemi yakalayacağız diyorlar. Hamdolsun biz bunu aştık. 16 ayda bir seçim. Böyle bir ülke kalkınır mı?
Batı şöyleymiş böyleymiş, hepsi batıyor. Ben koalisyon hükümetlerinin olduğu ülkelerin başarılı olduğuna inanmıyorum. Amerika’da başarı var. Onların sistemi koalisyona izin vermiyor. Fransa’da da öyle. Bu ülkeler rahat gidiyor. Koalisyonda başarılı uygulamayı Almanya yaptı ama ne getirir götürür bilemem. Tek başına iktidar ülkeyi sıçratır. Çeyiz sandığı bekliyorsan göndeririz yoksa seçim sandığı yoktur.
Irak’ta elçiliğimize saldırı oldu. Türkiye&ye karşı eleştiriler var ne diyorsunuz?.
- Dışişleri Bakanları özür beyan ettiler. Ne yazık ki. Aşırı uçların saldırısı dediler. Biz ne yapıp edip bunları bulacağız. Cezayı müeyyideyi uygulayacağız dediler. Bu açıklamayı doğru kabul ediyoruz.



Fikret Bila
Milliyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)