Yasakları Başlarına Çalmak!..
Salı, Mayıs 22, 2012
Bu iktidar 19 Mayıs’ı stadyumlardan kurtardığını kanıtlamak için; istediği kadar içine sindiremeyeceği görkemli
yürüyüşleri, sokaklara sığamayan yüz binleri kanıt göstersin. Nafile!
RTE’nin Atatürk’e saygılı üslubunun tam bir yalandan, aldatmacadan ibaret olduğunu belki yüz kere yazdık.
19 Mayıs’ı sözüm ona faşizan görüntüden kurtarmak istiyormuş.
Yasaklarla Atatürk sevgisini kalplerden, eserlerini kafalardan silemeyeceğini halk; 19 Mayıs’ta, Atatürk posterleriyle, 10. Yıl Marşı’nı hep birlikte söyleyerek RTE’nin yüzüne vurdu.
İktidardan gideceksin RTE! Ama bugün, ama yarın, gideceksin!
***
Örnek aldığın Adnan Menderes’in 1957 seçim sonuçlarını öğrendiği, kan ter içinde paçayı zar zor kurtardığını gördüğü gece, mırıldandığı şu iki cümleyi anımsatayım: “Allah bana bu geceyi bir kez daha yaşatmasın!”
O kâbus gibi geceyi yaşamamak için -tıpkı senin gibi- Menderes de Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak basına, muhaliflerine antidemokratik her türlü aşırı uygulamaya başvurdu, ama bir gün geldi. Başını kayaya vurdu.
Bir daha o günler gelmeyecek diye durmadan övünüyorsun. Unutma:
Devran döner ve bugün güvendiğin dağlara kar yağar!
Yalakalarının övgüleriyle “eteklerinde gümüşten yaprak ağır ağır çıktığın koltuktan”, kuşkun olmasın, “eteklerinde bir yığın pislik bırakarak ineceksin!”
***
19 Mayıs törenlerini yasaklamasındaki anlamsızlığı bırakalım bir yana.
Atatürk’e duyduğu nefret ve intikam duygularını kanıtlamaya …
…Valilere zor kullanarak uygulanmasını emrettiği…
…bütün illerde anıtlarına çelenk konulmasını, beş dakikalık saygı duruşunu yasaklayan karar yeter de artar bile!
***
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, Genelkurmay Başkanı ile ana muhalefet partisi genel başkanının katılacağı Anıtkabir’deki töreni yasakladı.
“Başını kaldırıp baktığında Anıtkabir’den”; bıraktığı Türkiye’deki gericiliğe koşullanmış gelişmelerden elbette rahatsız ve resmi günlerde 9.5 yıldır huzuruna gelen RTE’nin yüzünü görmeye zaten hevesli de değil Mustafa Kemal Atatürk...
Çağdaş görünüp, RTE’nin çağdışı kararlarını imzalayan Cumhurbaşkanı, bakanlar ve tak-şak sürecindeki Genelkurmay Başkanı; RTE’nin 19 Mayıs’ları halkla kutlama palavralarına inanmış olabilirler.
Oysa RTE’nin açıklayamayacağı gerekçe başka.
İktidara gelmeden önce Anıtkabir’deki törenlere katılanların Atatürk’ün huzurunda “sap gibi” durduklarını söyleyip eleştiren RTE; 9.5 yıldır iktidar ve resmi günlerde 9.5 yıl Atatürk’ün huzurunda sap gibi durdu...
Bu nedenle yasak kişisel bir yasak!
Anıtkabir’e ziyaret yasağı, RTE’nin adı içeriği bilinen o meşhur kompleksten kurtulma ürünü!
***
CHP’liler halkla birlikte sokak gösterilerine katıldılar.
Daha hazırlıklı olabilirdi parti. Görkemli gösterilere katılımın yanı sıra illerde 19 Mayıs ve Atatürk’le ilgili kapalı salon toplantıları, konferanslar düzenleyebilirdi.
Daha başka, anlamlı kimi eylemlerle kararı değersiz, hatta geçersiz kılabilirdi CHP.
Anıtkabir’i devlet erkânına yasaklayan hükümet kararına karşın...
…19 Mayıs’ta, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, elinde beyaz kırmızı iki karanfil Atatürk’ün huzurunda beş dakika saygı duruşunda bulunabilirdi.
Samsun’daki törenleri, akşamlara sarkan partililer konuşmayı yeğlediyse…
…Genel başkan yardımcılarına Anıtkabir’i parti adına ziyaret etmelerini emreder; bir ikisi, Atatürk’e parti adına devrimlerini, eserlerini unutmadıklarını, unutturmayacaklarını ifade edebilirlerdi.
***
“Yasakları başlarına çalacağız” diyor Kılıçdaroğlu.
Önce yasakları yerinde ve gününde delmek gerekiyor...
Zira söz uçar gider, eylem belleklerden silinmez!
Cüneyt Arcayürek
Cumhuriyet