Hocaefendi'ye Fenerbahçeli seslenişi


Muhterem Fethullah Gülen Beyefendi!
İşleyişi itibariyle sadece Fenerbahçe'ye yönelik olduğu artık görülen şike operasyonunda camianızın bir taraf gibi davrandığı yolunda kamuoyunda kuvvetli bir izlenim oluştu.
Siz; bunu reddediyor ve böyle düşünenleri de 'akrep' gibi sokan zihniyetin temsilcileri gösteriyorsunuz ve hizmet erlerinize 'Devam edin!' diyorsunuz.
Muhterem Hocam; bilirsiniz ki Top Kapısı Sarayı'nda (Saray-ı Hümayun/Saray-ı Amire) bir 'Alkış çavuşları' birliği vardı. Bunlar; sultanı her gördükleri yerde, 'Padişahım devletinle çok yaşa!' diyerek ona alkış tutarlardı.
Muhterem Hocam! Lütfen cemaatin yayın organı Zaman Gazetesi başta olmak üzere; size gönül veren Bugün, Sabah, Yeni Şafak, Star gibi gazetelerin 3 Temmuz'dan itibaren Fenerbahçe'ye yönelik yayınlarına bir bakın.
Bu gazeteler; 'tamamen yanlı davranan organize işler polisi'nin el altından kendilerine ilettiği sözde belgeleri hukuku ve vicdanı kanatan bir hoyratlıkla yayımladılar. Şike denilen işi, buradan bir şey çıkmayacağını anladığı için çeteye sokan ilgili savcının iddianamesini de size gönül veren gazeteler işte o alkış çavuşları misali alkışladılar.
Ya yine size gönülverenlerin yönettiği televizyon kanalları? Onlar daha bir insafsızlıkla ve tek yanlı biçimde yargı bitmeden Fenerbahçe'yi suçlu ilan edip Aziz Yıldırım'ı da linç etmeye uğraştılar. İnanmıyor iseniz sadece sizi seven ve benim de çok değer verdiğim önemli bir işadamımızın sahibi olduğu bir kanaldaki Telegol prodgramından rastgele birisini izleyin; yeter.
Diyeceksiniz ki 'Onlar yapıyor ise benim günahım ne?'
Muhterem Hocam; herkes biliyor ki o gazetelerde, televizyonlarda insafsız biçimde sadece Fenerbahçe'ye vuranlar; yukarılardan bir işaret almasalar; böyle karalamalar yapamazlar.
Akrebe benzetseniz bile biz de böyle düşünüyoruz. O zaman da aklımıza siz geliyorsunuz; bülbüle benzettiğiniz cemaat geliyor.

TARAFSIZ KALMALIYDINIZ
Muhterem Hocam! Siz kabul etmek istemiyorsunuz ama... 3 Temmuz'dan beri; Organize işler polisi ve özel yetkili savcı ile ortak çalışan bir 'Hizmet' medyası ile karşı karşıyız.
Gönlüm isterdi ki basındaki 'hizmet erleri'nizi çağırıp şöyle diyeydiniz: 'Ey yoldaşlar; milyonlarca insanın gönül verdiği Fenerbahçemizi tek yanlı biçimde suçlayan bu yayınlar; milletin ortak vicdanında yaralar açıyor. Yayınlarınızda savcı veya polis rolüne girmeyiniz; insanları rencide etmeyiniz.'
Ama görüyorum ki sizi sevenlerin elindeki medyaya tek söz etmiyorsunuz da bunca saldırı ile hırpalanan Fenerbahçelilerin kendilerini savunmasını; akrebin sokması gibi nitelendiriyorsunuz.
Muhterem Hocam; ben sizin vicdan sahibi olduğunuzu biliyorum.
Şimdi; 3 Temmuz sonrası o gazetelere şöyle bir bakın; kendinizi Fenerbahçelilerin yerine koyun ve düşünün: Başı sonu sadece bir futbol maçının sonucunu etkilemek olan iddia; bakınız nerelere getirildi?
Bir dostunuz olarak önerim şudur: Hizmet erleriniz, Türkiye'ye hizmet edecek ise; Fenerbahçe'nin çökertilmesini; 'Türkiye bağırsaklarını temizliyor!' diye alkışlamasın da tarafsız sahada oynasın.
Sizden bunun işaretini hizmet medyasında görmek hakkımız olduğunu düşünmekteyiz.

ÖZDEMİR VE KOÇ'A TEŞEKKÜRLER
Fenerbahçe'yi çökertmek üzere planlanan ve siyasi bir komplo olduğu artık daha rahat görülen büyük operasyon sürecinde Sayın Nihat Özdemir ve Sayın Ali Koç ile Sayın Cihan Kamer; kulübe olağanüstü bir enerji ile sahip çıktılar. O karanlık günleri atlatmamızda taraftarın desteği kadar bu önemli işadamlarımızın birçok riski göğüsleyerek kulüp yönetiminde kalmaları da etkili oldu.
Kanaltürk'teki Telegol programında 'Bu operasyona siyasi destek olmasaydı; başlatılamazdı!' denildiği ortada iken; siyasi güce karşı risk alarak Fenerbahçe'yi koruyan bu isimlere sadece ve sadece teşekkür ederiz.
Kendilerinden taraftar olarak beklentimiz sürmektedir: Yönetimde olmasanız bile gönüllerdesiniz; Fenerbahçe'yi desteklemeye devam ediniz.

TEBRİKLER TGB
Başbakan Erdoğan, 19 Mayıs Bayramı'nı askerden aldı polise verdi ama halk bu kuşatmaya baş kaldırdı.
Türkiye Gençlik Birliği, İstanbul'da görkemli bir yürüyüş düzenledi.
Bu gençleri Mustafa Kemal'in Büyük Nutuk'ta anlattığı Türk gençliği olarak görüyorum, alkışlıyorum.
19 Mayıs karşıtları unutmasınlar ki tarihi olmayan bir milletin geleceği de olmaz. Milli sembollerini yitirenler de bağımsızlıklarını yitirir.

Rıza Zelyut
Güneş

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)