Başkanlığa hayır!


Herkesin sloganı “demokrasi ve istikrar”. İstikrarın tarifi ve önemi konusunda bir ihtilâf yok ama demokrasi?..

Demokrasi konusunda rivayet muhtelif.

Herkes onu kendi çıkarına göre tarif ediyor.

AKP’nin, Başkanlık önerisini önümüzdeki ay Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunacağı açıklandı.

CHP’nin komisyondaki temsilcisi Prof. Dr. Süheyl Batum acele tepki gösterdi:

“Boş yere getirmesinler, kesinlikle karşıyız!”

CHP itiraz ediyor diye AKP’nin Başkanlık sisteminden vazgeçmeyeceğini adı gibi biliyor Süheyl Batum.

Ona göre Tayyip Erdoğan, Özal ve Demirel gibi Çankaya’ya çıkarak partinin kontrolünü yitirmek niyetinde değildir.

Partili cumhurbaşkanı olabilmek için şartları sonuna kadar zorlayacaktır.

Başkanlık lobisi, demokrasi ve istikrarla cazibe yaratmaya çalışıyor.

Prof. Batum ise başkanlığın demokratik bir sistem olmadığını, Komisyon’un bunun aksine ikna edilemeyeceğini söylüyor.

Türkiye’nin bu kadar köklü bir sistem değişikliğini göze alması için ne sebep var?

İktidar sözcüleri sebep sayarken suçlarını ele veriyorlar.

Mesela Başbakan Yardımcısı Bozdağ son demeçlerinden birinde parlamenter sistemi kötülerken “Sistemin kapıları, pencereleri açık; her türlü hukuk ve ahlâk dışı operasyona müsait” dedi.

Yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsız olmadığını, tümünü iktidar çoğunluğunun kontrol ettiğini söyledi.

Bozdağ şunu unutuyor:

Sözünü ettiği hukuksuzluk ve ahlâksızlıklar parlamenter sistemin değil, gücü elinde tutan iktidarın eserleridir.

On yılda parlamenter sistemi bu hale getiren iktidar, emin olmak gerekir ki başkanlık sisteminin olanaklarını ele geçirdiğinde bugünleri aratacaktır.

Çünkü o zaman demokratik denetimi iyiden iyiye boşlayacaktır. Kimse başkanlık sisteminin tek doğru örneği ABD’deki düzenin Türkiye’ye getirileceğini söylemesin.

AKP’nin demokrasi ile arası iyi değil.

Bu eksiğini mazur göstermek isterken dayandığı tek neden, istikrarın sunduğu avantajlardır.

Ama iktidar partisi bu konuda kendine çok yakın bir anayasa hocası olan Prof. Özbudun’u bile ikna edemiyor.

Ergun Özbudun, sistem değişikliği için bir sebep görmediğini söylemektedir:

“Siyasi istikrar istiyorsak olabileceği kadar var. Ekonomik istikrar da var. Mevcut sistem bunları sağlıyor.”

Havada kumar olmaz

Grev yasağına karşı eylem yaptılar diye 300’e yakın THY çalışanı işten çıkarılmıştı.

Bunların 45’i teknik personeldi. Sendika, o yetişmiş personelin yerine, yüksek ücretlerle 8 yabancı personel getirildiğini duyurdu.

Hak arayan insanlara zulüm yapılmıştır.

İşten atma kararları gözden geçirilmelidir. Ramazan duyguları belki yardımcı olur.

Gelen 8 yabancı, 45 Türk teknisyenin yerini doldurur mu; bu da düşünülmeli.

Bakım zaafiyeti havacılıkta insan hayatı ile kumar oynamaktır.

Bu sorun çözülene kadar THY yöneticileri, hiç yere ayak basmamalı, sürekli uçmalıdır.

Kendi hayatları söz konusu olursa belki daha doğru karar verirler!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)