Otobanda ters yönde gidiyorsanız...


Geçen pazar, gündem ile ilgili gülümseten yazılarımıza ara vermek zorunda kalmıştık. Öyle olunca hem geçen haftadan kalan, hem de bu haftanın gündemi ile elimizdeki malzeme epey şişti. Siyaset gündemimize uyarlanan öyle güzel fıkralar elime geldi ki; ben yorum yapmadan siz zaten onları yerli yerine koyarsınız...
Albay, binbaşıya:
-Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün.
Binbaşı, yüzbaşıya:
-Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır.
Yüzbaşı, teğmene:
-Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
Teğmen, başçavuşa:
-Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir.
Başçavuş, askere:
-Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz tam teçhizat ile hazır olun.
Askerler kendi aralarında:
-Yarın sabah bizim baş çavus Albayı tutuklayacakmış.

***

Tayyip’e sormuşlar “İstediğiniz düzeni sağlarsanız para olacak
mı ?”
“Revizyonistlere göre olmayacak, dogmatiklere göre
olacak.
Biz soruna diyalektik açıdan yaklaşıyoruz. Kiminin olacak, kiminin olmayacak”

***

Birgün bir antropolog, bir fizikçi, bir matematikçi, bir kimyacı ve bir jeologdan oluşan grup bir bölgede araştırma yapmak için açık araziye çıkarlar...
Sonra bir anda yağmur başlar ve bunlar ıslanıp hasta olmamak için yakınlarda bulunan bir dağ evine giderler...
Evin sahibi onları odada oturtur ve sıcak bir şeyler getirmek için evin mutfağına gider...
Odada oturan grubun ilgisi bir anda sobaya çevrilir...
Çünkü adamın sobası yerden yarım metre yüksekte ve altında da taşlar dizilidir... Odadakiler bu durumu tartışmaya başlarlar.
Fizikçi:
- Köylünün sobayı yarım metre yükseğe kurmasının nedeni konveksiyon sayesinde odanın daha çabuk ısınmasını sağlamaktır, der.
Kimyacı:
- Köylü, aktivasyon enerjisini varsayarak sobayı daha çabuk yakmak için yarım metre yükseğe kurmuş, der.
Jeolog:
- Köylü, bu bölgenin fay hattına yakınlığını bildiğinden bir deprem esnasında sobanın yere değil de taşların üzerine devrilmesini ve dolayısıyla yangını önlemeyi amaçlamıştır, der...
Matematikçi:
- Köylü odayı daha verimli ısıtmak için sobayı geometrik açıdan odanın tam ortasına kurmayı amaçlamış, der.
Antropolog:
- Bu köylü eski dönemlerdeki ateşe tapmak dinine bağlı olduğundan ateşe saygı mahiyetinde bu sobayı yarım metre yukarda tutmuş, der.
Bu esnada Köylü içeri girer... Hepsi birden sobayı neden yarım metre yukarıda kurduğunu sorarlar... Köylü gayet saf bir şekilde şöyle cevap verir:
- Boru yetmedi!

***

Sürat meraklısı Temel ABD’ye gitmiş, hızlı bir araba almış. Temel, otobana dalmış, epey bir yol aldıktan sonra nasıl olduysa ters yola girmiş. Birdenbire her taraftan anons yağmaya başlamış. Polis araçları, helikopterler hatta radyo bile anons geçiyormuş;
“3 numaralı otobanda bir araç ters yöne girmiş, sürücüler dikkat edin!.. Her an bir facia olabilir!..”
Anonsu radyodan duyan Temel tepki göstermiş:
“Ne biri, ne ikisi bunların hepsi ters yönden geliy..”
(Burada dayanamayıp müsaadenizle araya gireceğim. Dünyada her şey üstünüze üstünüze geliyorsa siz ters yönde gidiyorsunuz demektir. En iyisi mi, kendinizi ve aracınızın içindekileri daha fazla tehlikeye atmadan emniyetli bir şekilde trafikten çekilin)


Haftanın Sözleri
* Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner. (Atatürk)
* Millete efendilik yoktur. Hizmet vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur. (Atatürk)
* Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz. (Atatürk)
* Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir. (Atatürk)
* Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir. (Atatürk)
* Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir. (Atatürk)
* Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar. (Atatürk)
* Ukala ile dost olma!
Çok konuşur,
Boş konuşur, kem
konuşur,
Üzülürsün...
(Şeyh Edebali)
* Agaş kıyşığın talkı tüzeter, edem kıyşığın halkı tüzeter.
(Ağacın eğrisini dalı düzeltir, adamın eğrisini halkı düzeltir) (Nogay atasözü)

İYİ PAZARLAR EFENDİM.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)