İyiler’in muzaffer kongresi


Ne demişti dünyalılara Bush, İkiz kuleler havaya uçurulduğunda, bu savaş iyiler’le kötüler’in savaşı.Ya bizdensiniz ya şeytanlardan.

İkiz kuleleri çarparak çökerten uçakların görüntüsü hafızalardadır. Birkaç dakika sonra ikiz kulelerin çelik çöplüğünden yükselen duman ve toz bulutunu hatırlayın.

Ankara Arena stadında AKP kongresi işte bu dehşetli saldırının intikamının alındığını gösteren tozsuz dumansız görüntülerdi.

New York’taki ikiz kuleler batı kapitalizminin gücünü servetini sembolize ediyordu. Batı dışı toprakların gücünü servetini ise yerli milli kurumları, madenleri, toprakları temsil ediyor. Gölcük tersanesinden kozmik odaya Balyozlar Ergenekonlar, işte AKP’nin kongresi, Bush’un ilan ettiği savaşın ilk muharebesinin kazanıldığını dosta düşmana ilan etti, kutladı.

Eşbaşkanımız yanına Amerika’nın Orta-Doğu’daki bütün adamlarını alıp gelmiş, kendisi, Barzani, Mursi, Meşal. Artık bu ‘imparatorluğun çatısında’ yaşayacağımızı söyledi bize.

Bu sahne mutlak bir dehşet gibi gelmesin, artık gerçek!

El Kaide İkiz kuleleri uçaklarla vurmuştu, AKP ise bilgisayarları, virüsleri yani digital terörü kullandı.
Anladığım bir küçük pürüz kalmış, o da CHP. Çünkü Tayyip bey CHP’yi şeytanlaştırmaya hala doymuyor.

Üstüne Atatürk kelimesi geçince suskunluğa bürünen kitleler Barzani adı geçince kudurmuşçasına alkışlıyor, bu da kitlelerin psikolojisinin ne denli şizofrenik yarıldığının en çarpıcı yönü.

AKP on yıl önce Türkiye’nin en acil sorunları olarak yıllarca manşetlerdeki yerini koruyan, Avrupa Birliğine girme, Ermeni, Kıbrıs ve ekonomi sorunlarını çözeceği vaadiyle iktidara geldi, (o günlerde PKK ve Kürt sorunu varlığını koruyordu ama bu denli önde değildi.)

On yıl sonra bugün, AKP Kongresi ne Avrupa’dan bahsetti ne on yıl öncesinin diğer sorunlarından, hepsi unutturuldu.

Ya AKP halka ve aydınlara yalan söyledi ya da gerçekten ayağına dolaştırdı, değil çözmek, içinden çıkılmaz hale soktu, esamesi okunmuyor.

Ama on yıl önce kitleleri azdırmak için ‘şeytanlaştırdığı’ cumhuriyetti, Tek Partiydi, CHP’ydi, İsmet İnönüydü. On yıl sonra dünya değişti her şey değişti ama şeytanları değişmedi, cumhuriyet, İnönü, CHP’den yine ‘canavarlar’ gibi bahsetti.

On yıl önce medyaya liberal aydınlarına konuşuyordu, bugün ‘gençler size sesleniyorum’ diyerek sadece azdırmaktan zevk aldığı kendi genç ve gerçek taraftarlarına konuştu.

AKP Kongresi izlenimim şu başlıklardadır, konuşmaların kozmolojisi bir imamhatip müsameresi düzeyinde Osmanlı haritasıydı.

Kongrenin ontolojisi, Orta-Doğu’nun ve İslam dünyasının yükselen yıldızı Tayyip Erdoğan’ın Allah yolunda başarılarıydı.

Kongrenin psikolojisi, tıpkı Bush’un dünyası gibi ülkemiz hayır ve şer cephesi olarak ikiye ayrılmıştı.
Kongrenin teolojisi, ‘Allah’a hamdolsun bugünleri bize nasip etti’ idi.

Kongrenin gizlediği, Amerika’nın Orta-Doğu politikalarına niye niçin nasıl maşa olunduğu ve Suriye’yle niçin savaşa girildiğidir.

Kongrede hiç bahsi geçmeyen gerçekte AKP’nin yolunu tıkayan Rusya ve Çin’dir.

Kongrenin unutturduğu, Türkiye’de ot’u sığırı dahi ithal eden ve on yılda satılan milli varlıklar madenler şirketlerdi.

Kongrenin tiksindirdiği en iğrenç şey ise, sağcı politikacıların hala halkını bizleri cahil budala görmesi, insanları muhakemesiz ve hafızasız kabullenip altmış yıldır sürdürdükleri sallamalarını yüzleri yine kızarmadan sürdürmeleri.

Kongrenin başarısı, muhaliflerine amansız polis baskınları ve tutuklamaları çağrıştıracak tek bir cümle kurulmayışı.

Kongrenin zenginliği ise,16 yaş dahi değil 12 yaşındaki çocuklara anlatılan tarih, Alpaslan’ı Selahaddin Eyyübiyi, Yunus’u yine yanına alması, birlikte 2071 ‘e hazırlanan büyük hedef’e yola çıkışları.
Kongrede, emek konuşulmadı, işsizlik hiç konuşulmadı, fırsat eşitsizliği hiç konuşulmadı, haksızlıklar zulümler hiç konuşulmadı, tek bir sendika işçi lafı geçmedi, ürün konuşulmadı, ot, köy, yumurta, peynir, inek, yani tarımsal üretim hiç konuşulmadı.

Kongrede, sanayi üretimi diye de sadece ‘araba satışları’nın arttığı konuşuldu. Ve AKP’nin on yıllık en büyük başarısı olarak araba satışlarının muazzam artışı gurur ve iftihar vesilesi olarak vurgulanarak söylendi.

Ve bütün yorumcuların kongreden çıkarttığı tek doğru dürüst mesaj, cumhurbaşkanlığı haritasını ilan etti.

Bu psikolojiyi biliriz, cinayet masasından bir emniyet müdürü arkadaşım anlatmıştı, iki kişiyi öldürmüş ve aranan orta yaşlarda bir katili ararlar, sonunda ailesi polislerin yanında katil evlatlarına ulaşır, çocuğun ailesine telefonda ilk lafı: ‘Beni merak etmeyin ben iyiyim’
Özetimiz budur.

Sadece Türkiye’nin değil batı dışı toprakların değişmez sağcı diktatöryel siyasetçi örnekleri hiç değişmiyor ve bitmiyor.

Işık gösterileri, neonlar teknoloji gelişiyor, ruh halleri konuşma tarzları hiç değişmiyor. Öyle değişmiyor ki, çok eskilerden beri padişah ya da diktatörler bayram ve önemli günlerde mahkümları, köleleri affeden yasalar çıkartırdı, Tayyip beyimiz de bir af sözü vermedi, ama bu kongre öncesi mahkümların eşleriyle geçirecek bir günün müjdesini verdi.

Son sözüm: bir mezarcı ve onun küreğinden nağmeler dinlediniz.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)